Aşk Sensiz S/ağır - 2

Kısa bir süre sonra uyuya kalmıştı. Uyandığında Berrak odada yoktu. Yokluğundan dolayı endişelendiğini hissetti. Korkuyla karışık bir kaybetme hissi yüreğine yerleşti.

Biraz sonra doktorlar vizite geldiler.
-Bugün nasılsınız ? diye sordu en yaşlı olanları.
-İyiyim dedi ve devam etti.
-Beni ne zaman taburcu etmeyi düşünüyorsunuz_
-Bu size bağlı dedi doktor. İlaçlarınızı düzenli kullanacağınıza ve kendinize çok dikkat edeceğinize söz verirseniz bu hafta sonu sizi taburcu edebiliriz.
-Hiç merak etmeyin diye cevapladı doktorun sözünü.
-Her şey için teşekkür ederim.

Doktorlar çıktığında odadaki masaya ve gardenyalara baktı. Neden gardenya diye düşünmeden edemedi. Çiçeklerin bir dili vardı ama o anki haliyle bunu hatırlaması olanaksızdı.
Bir süre boş gözlerle çiçeklerine baktı. Berrak'ı düşündü. Ne zaman gelir acaba diye sordu kendine. Onun gelmesini ve yanında olmasını bir yandan çok istiyor diğer yandan da içinde oluşan endişelerle mücadele ediyordu.

Bir yanı ona her şeyi anlat diyor diğer yanı ise hayır anlatmamalısın diyordu. Ancak Berrak'ın ona söylediği sözü hatırladı.
'Ben bilmem gerekenleri biliyorum' demişti.
Hele bir ziyaretime gelsin de bakarız diye kendini yatıştırdı. Bu düşünceler içerisinde tekrar yatağına uzandı.. Berrak'a her şeyi anlatacaktı . Bu yüzden yaşadıklarını bir kez daha gözden geçirmenin iyi olacağını düşündü. Ona her şeyin doğrusunu ve yaşanan her şeyi olduğu gibi anlatmayı planladı.

Gözleri odanın camından görünen bir ağaca takıldı. Bir çam ağacının en üst kısmı gözüküyordu ve yemyeşildi. İçini bir rahatlık kaplamıştı. Göz kapaklarının ağırlaştığını hissetmeye başlamıştı ki;
- Ama siz de hep uyuyorsunuz sesiyle irkildi.
Berrak'ın sesiydi ve heyecanla başını kapıya doğru çevirdi.
-Hoş geldin güzel kızım dedi.
-Hoş bulduk efendim. Bugün nasılsınız bakalım?
-İyiyim. Doktorlar hafta sonu taburcu olabileceğimi söylediler.
-Bu harika. O zaman Pazar günü sabah kahvaltınızı ben hazırlayacağım ve kahvaltı boyunca da sizinle uzun uzun konuşacağız.
-Tamam olur...

Berrak ona küçük bir resim çerçevesi getirmişti. Sevgiyle ona uzattığında;
-Çok teşekkür ederim. Neden zahmet ettin dedi.
-İçine ne koymak isterdiniz diye sordu Berrak
-Sanırım sadece seni diye cevapladı.

Şimdi ikisi de susmuşlardı. Berrak odanın camını açıp içeriyi biraz havalandırdı. Sonra yatağın yanına gelip adamın ellerini tuttu.
-Bana her şeyi anlatacaksınız değil mi? Diye sordu
Adam Berrak'ın gözlerine derin derin baktı ve cevapladı;
-Evet güzel kızım ne varsa hepsini sana anlatacağım. Ama bunun için bir ön şartım var.
Berrak meraklı gözlerle baktı adama.
-Nedir efendim?
-Şimdi o bana getirdiğin çerçeveye bir resmini koy ve onu hemen yanı başımdaki etejerin üstüne yerleştir.
Berrak gülümsedi ve çantasını açarak cüzdanından çıkardığı fotoğrafı özenle çerçeveye yerleştirdi. Sonra da adamın başucundaki etejerin üstüne koydu.
-Beğendiniz mi?
Adam elini uzatıp çerçeveyi aldı ve uzun uzun Berrak'ın fotoğrafına baktı. Ne kadar da benziyor diye içinden söylendi. Gözleri nemlenmişti ve söz dinlemeyen bir damla gözyaşı yanağından aşağıya doğru süzülmüştü.
-Olmadı ama şimdi dedi Berrak. Böyle yaparsanız sizi asla taburcu etmezler. Kahvaltı da yapamayız.
Berrak'ın bu çok içten davranışları içini rahatlatıyordu.
-Tamam bir daha olmayacak küçük hanım dedi gülümseyerek.
Berrak'ta gülümsedi...

Bir süre daha ordan buradan konuştular ama ikisi de konuya girmemeye özen gösterdiler. Berrak çok merak ettiği halde adamın tamamen iyileşmesini bekliyordu.
-O zaman bana müsaade efendim diyerek ayağa kalktı.
-Gidiyor musun? Diye biraz da üzgün bir sesle sordu.
-Gitmeliyim dedi Berrak. Cuma sabah gelirim ve doktorunuzla konuşurum. Eğer taburcu olacaksanız sizi evinize ben bırakmak istiyorum.
-Sana zahmet olacak ama kızım dedi . Demişti demesine de buna içten içe mutlu olduğunu gözlerinden okumak zor değildi.
-Hadi kendinize iyi bakın, görüşmek üzere diyerek çantasına elini uzattı ve kapıya doğru yöneldi.
-Bir şey unutmadın mı kızım? Diye seslendi adam...
Berrak bir an şaşırmıştı. Etrafına bakındı, masanın üzerine baktı ama bir şey göremedi.
Bir şey unutmadım ifadesi yüzünden okunuyordu. O halde adama döndüğünde birden gülmeye başladı.
-Haklısınız nasıl da unuttum dedi ve eğilip adamın yanaklarından öptü. Bu arada adamın elini de avuçlarının arasına aldı...
-Sizi seviyorum dedi ve ardından odadan çıktı...

Berrak çıkar çıkmaz hemen o çerçeveyi eline aldı. Uzun uzun fotoğrafa baktı. Sonra parmakları fotoğrafa dokundu. Yanaklarını okşamaya başladı. Birden fotoğrafın normalden kalın olduğunu hissetti. Bir daha dokundu. Evet evet dedi bu normal değil diye söylendi... Sonra Berrak'ın fotoğrafını çıkardığında altta bir fotoğraf daha olduğunu gördü.

Bir bebek annesinin kucağında gülümsüyordu...




Sürecek...

14 Şubat 2011 4-5 dakika 45 öyküsü var.
Beğenenler (9)
Yorumlar (2)
  • 13 yıl önce

    Yani aralarında ki sıcak iletişim geçmişten gelen anılar mı yoksa genlerden gelen bişey mi ne güzel anlaşıyorlar..

    Yalnız eğer ki Berrak adamın kızıysa hesap sormaz mı bunca yıl nerelerdeydin diye..

    Galiba annesi çok iyi anneymiş ki Berrak bu kadar sıcak ve sevgi dolu..

    Yoksa yoksa sonunda kötü bir sürprizle karşılaşır mıyız..

    Neyse bekleyip göreceğiz..

    Sabrı öğrendik tv dizilerinden..

    Beklemedeyiz👍

  • 13 yıl önce

    çok güzeldi sabırsızlıkla sonunu bekliyorum...Ayrıntıydı belki ama verilen hediye de çok manidardı....Tıpkı gardenyalar gibi....Yapılan hiçbirşey sebepsiz değildir hayatta değil mi hocam..Ya da benim bakış açım öyle...👍👍👍