Aşk Yarası 2

2
Dışarıda kar, rüzgarla ahenkli bir şekilde dans edercesine yeryüzüne yayılıyordu. Bembeyaz saçlarını lüle lüle dalgalandırıyordu. Sokaklar, caddeler, ağaçlar, evler sanki düğüne hazırlanan bir genç kız cilvesiyle bembeyaz gelinliğini giyinmiş dünürünü bekliyordu.
Caddeleri aydınlatan ışıklarda kar taneleri ayrı bir güzel görünüyordu. Ellerinde paketlerle dört kişi, kar tanelerinin altında, yüreklerindeki heyecan kıpırtılarıyla dikkatli bir şekilde ilerliyorlardı. Bakkal Ali'yle eşi Fatma Hanım kol kola girmiş, genç âşıkları kıskandırırcasına sıcak ve samimi bir şekilde yürüyorlardı. Mustafa elinde bir buket çiçekle kardeşi Aylin'e eşlik ediyordu. Nihayet yolun sonuna varmışlardı. Kapının zilini bakkal Ali çaldı.
-Kim o?
-Bakkal Ali ve ailesi.
Kapı açıldığında masum yüzüyle Selma karşılarındaydı.
-Buyrun...
Mustafa elindeki çiçek buketini Selma'ya verdi. Yüzü pembeleşen Selma, elleri titreyerek uzatılan çiçekleri aldı. İçeriye girmek için rüzgarın elinden tutan beyaz gelincikleri dışarıda bırakarak kapıyı kapattı.
İçerisi sımsıcaktı. Bakkal Ali paltosunu çıkararak müstakbel gelini Selma'ya uzattı. Selma hem Ali beyin, hem de Fatma hanımın paltolarını alıp askıya astı. Mustafa ise paltosunu kardeşi Aylin'e verdi.
Ayşe hanım güler yüzle misafirlerini karşıladı. Fatma hanımı sıcak bir tebessümle sardı. Ali Beye de ?hoş geldiniz? dedikten sonra misafir odasına buyur etti.
Erdal biraz keyifsiz de olsa misafirlere karşı saygıda kusur etmedi. Annesini üzmedi.
Ancak keyifsizliği Aylin'i gördükten sonra anlatılmaz bir şekilde sevince dönüştü. Gelenlerle daha candan ilgilenmeye başladı. Mustafa'ya sorular soruyor, kendi işinden bahsediyordu.
Sohbet havadan sudan konularla başladı. İşlerden, geçimden derken asıl konuya girildi. Ali Bey boğazını temizlemek için bir iki öksürdü. Bu sırada Selam kahve tepsisiyle içeri girdi. Heyecanlı olduğu her halinden belliydi. Mustafa'nın kahvesini verirken hafiften göz göze geldiler. Mustafa neredeyse fincanı devirecekti. Kahveleri dağıttıktan sonra Selma mutfağa geçti. Kapı aralığından konuşulanları dinlemeye başladı. Ali Bey konuya girmişti bile;
-Ayşe Hanım ziyaretimizin asıl sebebi kızınız Selma'yı oğlumuz Mustafa'ya Allah'ın emri, peygamberin kavliyle istemektir. Şayet sizler de uygun görürseniz dünürünüz olmayı istiyoruz.
İçeride hafif bir sessizlik oldu. Ayşe Hanım Erdal'ın gözlerine baktı. O da sen bilirsin dercesine bir işaret yaptı.
-Ne diyelim, hayırlısıysa olsun. Ancak kızımızın da bu konudaki fikrini almak icap eder. Biz size haber veririz. Ali bey;
-Tabi ki kızımızın da bu konudaki görüşü önemli. Çünkü birlikte yaşayacak olanlar onlardır. Sizden haber bekleyeceğiz.
Bu konuşmalardan sonra çaylar içildi, tatlılar yenildi. Ali bey saate bakarak vaktin ilerlediğini söyleyerek müsaade istedi. Sonra da beyaz gelinciklerin altında evlerine doğru ilerlediler.
Erdal o gece hep Aylin'i düşündü. Selma'ya karşı Aylin... İki aile arasında akrabalık çok daha sıkı olacaktı...

19 Ağustos 2009 2-3 dakika 77 öyküsü var.
Yorumlar