Aşkın Esiri

hayırrrr! hayırrrr! hayırrrr!
avazı çıkana kadar haykıran garibim şerifeydi.
canı o kadar çok yanmıştı ki bağırmakla kalmayıp adeta kor alevler gibi yanıyor,bedeni titriyordu.
çünkü, şerife aşkın esiriydi...
küçük bir köy kasabasında ailesiyle yaşıyordu şerife.annesinin adı Ayşe babasının adı ise murat idi. fakat babasının hemen hemen her gün haline acıyordu.
çünkü babasının kalbi vardı. ve bir o kadar da fakirlerdi.
annesi ayşe hanım ise bu olayları sadece gözyaşları içerisinde teselli etmeye çalışıyordu.
birgün şerife babasının yanına gider ve usulca dizlerinin üzerine çöker.kafasını yere eyerek; baba sana bişey söyleyebiliri miyim der.
babası: buyur güzel kızım! diye karşılık verir.
şerife; babacığım ben çalşmak istiyorum.sana ve anneme yük olmak istemiyorum. yeter evde kaldığım der.
babası: olmaz kızım,ben çalışıyorum ya!
yeter bize çalıştığımız para der.kızı ise baba sen sokaklardan kağıt ve şişeler toplayarak daha fazla bize bakamazsın ki!babası: kızının yüzüne dokunarak;
ey biricik kızım;
sen aklı başında 19 yaşını doldurmuş bilgili birisin! kısaca sen nasıl biliyorsan öyle hareket et der.şerife babasını öperek yatağına uzanmaya gider.
günlerden birgün daha geçer.gene güneş doğar,sabah kalktıklarında sofraya otururlar. şerife ve babası kahvaltının hazılanmasını beklerler.
annesi; bir kuru soğan ve sadece iki dilim ekmek koyar sofraya. babası ve şerife; evdekilerin hepsi bu mudur? annesi ise,evet maalesef evdekiler sadece budur.
babası birden iç çeker, ve hüzünlenmeye başlar.bunu gören şerife;babasının hüzünlenmesine dayanamaz ve boynuna sarılır. annesi de sokulur yanlarına. ve hepberaber
sanki gözyaşlarından agu akarcasına sel olup gidiyordu. ama taki.....
olamaz anneee! olamaz babaaa! babacım! babaaa! diyene kadar...
garibin daha ne kadar yüreği dayanabilirdi ki? babası sofra başında hayata gözlerini yumar.
aradan 2 ay geçer...
şerife ve annesini zor bir hayat bekliyordu.şerife artık çalışmak zorundaydı.
sabahın ilk vaktinde,güneşin doğaya büyük bir hüsran ile dokunuşunundan sonra şerife iş aramaya gider.
ama bir tür lü iş bulamayıp,gene boynu bükük eve dönmek zorunda kalır.
tam bu esnada;
genç biri: şerifeyi üzgün görür.ama şerifede o kadar güzeldi ki, pırlanta desen yanında hiç kalır.bu güzelliği de farkeden delikanlı;hemen şerife'nin
önüne geçer.
afederrsiniz! ben gül yaprağını kaybettim de siz gördünüz mü?şerife gülmeye başlar.delikanlı neden gülüyorsunuz ki?şerife ise, gül
yaprağınımı kaybettin? onu mu arasın şimdi sen dercesine gülüyordu. gene delikanlı ise, evet çünkü gül yaprağın içinde aşkın esiri saklıdır.
şerife yeniden gülerek; aşkın esirimi?nasıl olur da gizlenir? biz insanlar peki neden bunu göremeyiz de! birtek sen görebiliyormusun!
delikanlı ise;sadece bunu zamana bırak! sonra söylerim.delikanlı güzel bir randevu koparmayı başarır.
aradan 2 gün geçince şerife delikanlıya; vediği randevu saatinde orda olur.genç delikanlı gelir. ikisi beraber güzel birçay evinde çaylarını yudumlamaya başlarlar.
benim adım şerife. benim adımda ali der. şerife başlar tüm hayatını anlatmaya...
ali ise,üzülme güzel kız; ben zenginim,sana iş bulabilirim!
gerçekten de güzel bir köşkte, şerifeye iş bulur.
aradan tam 5 sene geçer...
şerife garbim annesini alır; yeni ev aldığı yere götürür,güzel bir hayat sürerler. fakat şerife'nin bir sıkıntısı vardı .
ali'yi hemen telefonuyla arar! birmüddet sonra buluşurlar.gene şerife aliye sana bişey soracağım der.. söyle der ali'de!
şerife; madem sendemiyeceksin ben artık dayanamayıp,söyliyeceğim sana der.
ali sana aşığım! ve seninle evlenmek isterim. ali ise,şerife diye seslenir.
evet ali, seni dinliyorum. hani seni ilk gördüğümde gül yaprağımı kaybettim gördün mü?demiştim sende gülmüştün ya!hatta sonra ben gül yaprağın
içinde aşkın esiri gizlidir dedim. sende bana neden herkes bunu göremez demiştin ya! bende zamanla söylerim demiştim ya!evet ne oldu ki şimdi der..
şimdi hazır ol der: söylüyorum sana ;
sana gül yaprağımı kaybetim dediğimde, gül yaprağım sendin! sen güldüğünde esirim oldun işte o zaman sen gül yaprağın içindeki aşkın esirini göremez olmuştun.sen
aşkı sadece para
içinde görür ve ona inanırsın! bense aşkı,sevdayı çiçeklerin ve bakışların içinde görürüm! asla ve asla zenginlikte değil der..şerife ise hayır ali yanılıyorsun!
ben aşkı asla zenginlikte görmem der. ali ise sen fakirlik içindeyken onca sene neden karşıma çıkıp seni seviyorum diyememiştin. dur şerife ben söyleyeyim gene. çünkü
sen aşkın esirine mahküm olmuştun.
ali bir daha geri dönmemek üzere vedalaşıp çeker gider.şerife ise gene gülüp kafasına hiçbir şeyi takmadan hayatına güzel bir şeklilde devam etmeye başlar...
alinin dediği gibi şerife parayı görünce tüm acısını unutmuş ve zengin olduğundanda artık ben kime seni seviyorum desem kesin bana hayır diyemezler dyede düşünceye sahip olmuştu.
bu olayda sadece aşkın esiri diye nitelendirebiliriz.

26 Aralık 2010 4-5 dakika 5 öyküsü var.
Yorumlar