Aşkın Kanayan Damarı

Elini çekti. Gözlerine baktı. Fırtınalar kopuyordu, delifişek yüreğinde. Sevdiği kız yanında ama çok uzaklarda gibiydi. Ellerinin sıcaklığını kaybettiğinde bir ılıklık hissetti damarlarında boşanan.
?Seni seviyorum? sözleri kulaklarında hayale dönüşüyordu.
Kafeteryanın camlarında sevgilisine sözler söyleyen şeytanın bulanık görüntüsü vardı. Kalktı. ?Dur? dedi Mine. ?Gitme kal yanımda.? ?Olmaz? bile demedi. Öfkeyle yürüdü. Gitti. Şeytanın sırıtan suratına okkalı bir yumruk attı.
Herkes o tarafa baktı. Yüzünden kan çekildi. Damarlarından yere aktı. ?Eyvah yetişin ölüyor.? Yerinden fırladı irade dışı. Hayran olduğu orman yeşili gözleri kapanmıştı. Ürkek ve tedirgindi. Ya bir şey olursa... O sırada Hanifi hemen bir ambulans çağırdı. Murat ise yanında duruyordu. Yavaş yavaş başını kaldırdı. Gözleri çakmak çakmaktı. ?Hep sen? dedi. ?Sen sebep oldun?
Sevdanın imzası kırmızı mürekkeple atılmıştı.
Göz semasında yağmur bulutları dolaşıyordu. Yağmur kanı yur muydu bilinmez. Ama Mine'nin gözleri yağmur damlası kadar duyguluydu. ?Niçin? şimşek çakmıştı. Her kes sustu. Anlamlıydı duruşu. Güven veriyordu sevdanın sadakatine.
Ambulans gelmişti. Hovarda duruşlu Hanifi sanki yerine ikizini bırakmıştı. Arkadaşının kollarında Mine'nin yağmuruna eşlik ediyordu.
İki damarı kesilmişti. Gözlerinde gecenin karanlığı okunuyordu. Doktor odadan çıktı. Heyecan yüreklerde bir güvercin gibi kanat çırpıyordu. ?Nasıl doktor bey iyileşecek değil mi?? sevda Mine'nin yüreğinde bir volkan gibi patlamaya hazırdı. Sözlerinde aşk kokuyordu. ?Allah'tan umut kesilmez. Biz gerekeni yaptık? mekanikleşmiş ses volkanın ateşinde eridi.
Gözlerinde hüzün martıları kanat çırpıyordu. Koridorun başında Ahmet abi belirdi. Duruşu cesaret veriyordu. Başını omzuna yasladı. ?Ölmesin abi ne olur? dedi. Saçlarında bir rüzgârın esişini hissetti. Yüreği dinginleşti. Sessizce yağmurunu bıraktı hüzün martılarının kanatlarında taşıdığı bulutlardan. Aşk acı kokuyordu.
Bir ay sonra... Kan damarına sıcaklık veriyordu. Ömer aşkı yüreğinden yere akıtmıştı. Özlem duymuyordu sevdanın hisli gülüne. ?Bir hevesti işte geçti.? Söz aysberg gibi soğuktu. Sevdanın patlamaya hazır volkanı üşüdü, aysbergin dondurucu ikliminde. Ayaklarının altındaki sandalye düşmek üzereydi. Hayat gözlerinden bir şelale gibi akıyordu, sonsuzluğa. Gözlerin maviliği karanlığa dönüşüyordu. Aşkın rengi korkuya dönüşüyordu.
Bir yıldız belirdi, karanlığın sallanan boşluğunda. Bir gencin bedeni güvercin gibi ürkekti, hayatın viyadüğünde. Sallanan kanatlarda bir göz daha donuklaştı. Hayat ihanete göz kırpamadı. ?Elveda? dedi sadakatin gülümseyen yüzüyle.
Aşk gençlikte yaz yağmuru gibidir. Yakar yüreği, serinliğin gizemli ateşinde.

05 Şubat 2009 2-3 dakika 77 öyküsü var.
Yorumlar