Bakakalmak

Gitmek değilmidir,istediğin yerlere gidip kaybolmak hatta bir daha geri dönmemek değilmidir HASRET. Geri dönmek,gittiğin yerlerden defalarca geri dönmek ve asla bıkmamak değilmidir hasret. Bazen saklanmak,fakat ortaya çıkmamak şartı ile, sonsuza kadar saklanmak değilmidir hasret.
Bazen dökülmek,neresi olursa olsun biryerlere dökülmek, dökülüp akmak, akıp durmak değilmidir hasret.
Bazen koşmak,nefesin ciğerlerinden kan olarak çıkana kadar koşmak değilmidir hasret.
Bazen de bağırmak, avazın çıtığı kadar bağırmak değilmidir hasret...
Ve en sonunda dalmak,bir denize dalmak,aylarca,yıllarca su solumak veya bir uçuruma dalmak ve hissettiklerinle çakılmak değilmidir hasret. Bazen de düşüncelere dalmak,oralarda gezinmek biryerlere hapsetmek gerekir hasreti. Fakat o kadar yıpranmıştır ki duyguların, o hırsla yine bulur hasretlerini. İşte bu yüzden hapsedemezsin hasretlerini...
Birisini gördüm;konuşuyor,tüketiyor,içiyor,zıplıyor,espiri patlatıyor fakat en sonunda durup,bakakalıyordu.
Birisini gördüm uçuyor,düşüyor,gülüyor fakat en sonunda yine durup bakakalıyordu.Daha sonra birden Şahlanarak devam ediyordu.
Merak ettim yanına yaklaştım ve izledim onu. Koştu,zıpladı,eğlendi fakat yine durup bakakaldı.
Yanıma yaklaştı; çok güzel bir kızdı,beyazlara bürünmüştü. Mavi gözlerine dalıyor anılarımı yakalıyor orada kalıyordum.Bir müddet sonra geri dönmek zorunda kalıyordum.
Bakırköy Akıl Hastane'sinden çıkarken o kızı arkamda bırakıyordum. Kendime soruyordum;neden böyle bakakalıyordu.Belkide cevabı üst satırlarda saklıydı...

17 Ocak 2010 1-2 dakika 5 öyküsü var.
Yorumlar