Ben Geldim Aşk

Bu hikaye, kasım-aralık 2005 tarihleri arasında kaleme alınmış olup toplam dört bölümdür.




(1.BÖLÜM)

Apartmanın bahçesine girdim, etrafıma bakındım.Demek burada yaşıyordu ha.Onun yaşadığı yer de en az onun kadar güzeldi.Demek sihrini buraya da getirmişti.Tıpkı yüreğime getirdiği gibi...Bahçenin köşelerinde kırmızı güller vardı. Aah! Ben ona hep gülüm derdim."Gülümm!" Sonra sardunyalar, laleler... Apartmanın kapısına doğru ilerledim. İki kenarda karanfiller vardı; kırmızı ve beyaz. Ben karanfilleri çok severim acaba hatırlıyor mu?İçeri girdim. Tam merdivenlere yönelmiştim ki birisi geldi.

"Afedersiniz, birini mi aramıştınız?Yardımcı olabilir miyim?"

Apartmanın kapıcısıydı gelen.

"Evet, amca birini arıyorum." dedim ve sonra adını söyledim.
" Ha evet ama o bugün yok. Belki yarına kadar gelmez küçük hanım..."

Sustu, gözleri eski bir tanıdığa bakarmış gibi bakıyor süzüyordu.

" Sizi bir yerden tanıyor muyum?"
"Yok, bey amca ben buralı değilim. Bu benim ilk gelişim İstanbul'a, bugün geldim"
"Ama gördüğüme yemin edebilirim... "

İkimiz de sustuk, öylece birbirimize bakıyorduk. İki dakika süren suskunluğun ardından eski bir tanıdığını gören bir ihtiyarın sevinçli gözleriyle bakarak...

"Yeni geldim dediniz kalacak bir yeriniz var mı kızım?"
"Yok amca. Bildiğiniz bir yer var mı buralarda? Bir otel"

Hiçbir şey söylemeden apartmandan çıkmaya koyuldu.

"Gel"
"Nereye amca?"
"Sen gel bi hele!"

Köşeyi döndü:

"Burası pansiyon, hesaplıdır. Bak penceredeki pembe sardunyalara. Burası o odayı o katı çok iyi görürü evladım. "

Sonra gözlerimin içinde baktı.

"Senin gözlerinde aşk var."

Sustum, hiçbir şey söyleyemedim. Sadece peşinden yürüdüm. İçeri girdik.

"Seliiin! Kız selin! Koş misafirimiz var."

Gelen benim yaşlarımda, esmer, ela gözlü, tatlı bir kızdı. "Selin bu hanım kızımıza Pembe Sardunyalı'yı vereceksin." Dedikten sonra gitti kapıcı amca. Selin hiç bir şey söylemeden aldı bavulumu yukarıya çıkardı beni. Pembe Sardunyalı dedikleri oda çok güzeldi. Her şey o kadar güzeldi ki... Pencereye yöneldim karşımda o apartmanın pencereleri duruyordu ama hangisine bakacaktım ki, hangisine bakacaktı bu garip aşığın gözleri?

"Selin"
"Efendim"
"Kimler var karşı apartmanda?"

Selin diline bir türkü tutturmuş, sağa sola sallana sallana kapıdan pencereye, yanıma kadar geldi, dışarıyı göstererek

"Bak bu altta bi teyze var yalnız oturur ara da bir oğlu gelir ziyaretine kadıncağızın. İkinci kata ise mahallenin huysuzu oturuyor. Huysuz ama iyidir. Şu mavi perdeli oda da ise bi delikanlı oturuyor. Buradan en iyi orası görülüyor. Adı..."
"Selin, tamam sağ ol. Bana bu kadar yeter"


Bu ağır aksak yürüyen güzel kız bana öğrenmem gerekeni söylemişti, emindim buna, O'ndan bahsediyordu. Demek ki oydu, mavi perdeli pencere onundu. Mavi Perdeli pencere ...

03 Ocak 2009 2-3 dakika 4 öyküsü var.
Yorumlar