Benim Küçük Güneşim 4.Bölüm

O parka (adı bir çicek ismiyle ilgili olan) daha sık gitmeye başlamıştım. Artık bir amacım vardı hayatımda, bir hobim ya da, onu oyun oynarken izlemek... Gülüşünü duymak... Bu sefer ne giymiş, bu sefer ne kadar çok yakışmış, ne kadar güzel olmuş benim küçük güneşim görmek...

Diğer serseriler bu yazdıklarımı okusa, yani kokuşmuş ceketimin iç cebindeki defterimi okusa ya da küçük güneşimi izlerken görseler "sübyancı pislik" gibi bir lakap takabilirler, bir sapık sanabilirler. (Parktaki ebeveynler için de geçerli tabii bunlar) Oysa öyle bir şey söz konusu bile değil.
Aynaya baktığımda (en son ne zaman baktığımı hatırlamıyorum) gördüğüm yüz elbette güzel değil, temiz değil. Uzayan sakallarım, sırıtınca meydana çıkan kırık ya da çürük olan dişlerim, alnımdaki ve yanağımdaki yara izleri, pis, yağlı saçlar falan... Ama kalbimin aynasına baktığımda (her gün bakarım) çok temiz, çok berrak...
Bir sokak serseri olduğuma, içtiğime, ara sıra da sövdüğüme bakmayın. Kimseye en ufak bir zararım dokunmaz aslında. Hani derler ya, karıncayı bile incitmem. Öyle işte...

10 Mayıs 2013 1-2 dakika 23 öyküsü var.
Yorumlar