Biberon

..İçimde sana karşı birikmiş olanları nasıl dışarı atacağım bilemiyorum bunları nasıl yazacağım iki kelime bir araya getirmekten aciz kalıyorum hem yaralanmış hem cesaretimden çok uzaklardayım biçimsiz ve anlamsız sokaklardan geçiyorum farkında değilim.Nerelere hangi adreslere doğru gittiğimin ne kadar utanç verici buluyorum kendimi her şeyi kirlenmiş görüyorum genlerle oynanan bir dünyada yaşamak üstelik ne tarafa dönmüş olsanız sahteliklere karşılaşmak nasıl bir mutluluk yaşatabilir ki insana .Sanal sevinçler yapay dostluklar kanlı ve tuhaf seyrinde çevrenizi sarıyor ah kaçabilseydim kırlara nasıl da koşardım şarkılar okurdum haykırmak derin derin nefesler alıp durmaksızın yürümek dere-tepe bayır ne güzel haz alırdım kim bilir.Oysa kentin büyüyen bataklığına saplanmışlık bu güzel hayale engel olmakta bir hayalperest değilim mutsuzluğu yaşamaktan korktuğum için değil mutlu olmanın bedeli altında kalmaktan korkuyorum .Gün doğuyor aylardan nisan havada yağış kokusu var sen yağmuru seversin söyle nisan yağmurunu bekledin mi ? benim kadar hani iliklerine kadar üşüme tabiri vardır ya üşüdün mü ? titremeye başladım ben ıslak saçlarını taramamı isteyişini istedim yumuşak gülümseyişin aklıma geldi gözlerimin önüne getirdim yağmurun her damlasıyla kalbimi çalıyorsun büyük bir sevinç duydum uykuya dalar gibi hissediyorum kendimi gücümü topladım yürümeye çalıştım garip bir hava hem üzerimde hem ruhumda geziniyor ümitsizce dolaşıyorum .Yollarda seller akıp gidiyor ince ama soğuk bir yağmur gün boyu devam edecek gibi çamura batmış insanlara ?araçlara rastlıyorum kendimi zor atmış olmalıyım sıcacık bir çay ocağı olmalı ilk bardağın verdiği hazzı unutamam şu an içtiğim çaydan daha lezzetli bir içecek göremiyorum baygın bir insanın şaşkın görünmesi gibi olmalıyım başımı kaldırdığımda karşımdaki aynada ince belli bardak ile olan uyumlu duruşumu değiştirmeye hiç niyetim yokmuş gibi kaç ssat kaldığımı bilemiyorum .Yağmur hiç ara vermeden devam ediyor arada bir yavaşladığını biliyorum zayıf ve ince yağdığı anı kolladım hemen çıktım makineleşmiş gibi yürüyordum bir mırıltı ile bakındım tüyleri ıslanmış yavru bir kedinin sevimli mahzun gözleri yalvarır gibi bakıyordu içimde bastırılmaz şefkat hissiyle onu daha sağlıklı bir ortama götürmeye karar verdim bir annesi olabileceğini düşünerek te olsa bakmaya söz vermiş birinin kararlılığı içinde yanıma alıyorum aradığım sevme-sevilme dost edinme duygularımı hayata geçirmenin moralini bulmuştum artık .Bir bardak sıcak sütü eve gelir gelmez içerken yavru pisi pisinin önündeki süt içilmemiş duruyordu daha doğrusu ne kadar ağzını süte yaklaştırsam da başaramadım yoksa bir biberon mu ? temin etmeliyim..

25 Temmuz 2011 2-3 dakika 44 öyküsü var.
Yorumlar