Bilgi Hep Vardır

     Üniversitede eğitim veren bir öğretim üyesi, sınavlardan önceki son derste öğrencilerine yirmi sayfalık bir not dağıtmış ve dağıttığı not hakkında şöyle söylemiştir:

-Evet arkadaşlar... Sınavda sadece bu notlardan sorumlusunuz. Herkesin önünde notları olduğuna göre notlar hakkında bilgi verebilirim.

     Öğretim üyesi her sayfaya dair bilgi verirken, öğrenciler de önlerindeki notları takip ederek kısa kısa notlar düşmektedirler.

-İlk sayfayı açtığınızda dönem boyunca üzerinde en çok durduğum konuyu göreceksiniz. Ne kadar önemli olduğunu defalarca söylemiştim hatırlarsanız... İkinci sayfaya gelirseniz oradaki maddeler, konuyu iyi kavrayabilmeniz için hakim olmanız gereken maddelerden oluşmaktadır.

     Üçüncü, dördüncü, beşinci sayfa derken öğretim üyesi notlardaki hemen hemen her sayfayı resmen özetlemişti. Yalnızca on üçüncü ve on sekizinci sayfalarda yer alan konular hakkında hiçbir şey söylemeden diğer sayfalara geçmişti. Öğretim üyesinin söylediklerini notlarından dikkatlice takip eden öğrencilerden kimisi çıkmaz düşüncesi ile on üçüncü ve on sekizinci sayfaları karalarken, kimisi bu sayfaların kenarına "önemsiz" notunu düşmüştü. Öğretim üyesi notları özetledikten sonra dersi sonlandırmıştı. Ellerinde sadece yirmi sayfalık not olan ve yalnızca bu nottan sorumlu olan öğrenciler gayet mutluydu. Çünkü dağıtılan notlara sadece bir-iki gün göz atmak yeterli olacaktı. Hatta on üçüncü ve on sekizinci sayfalara bakmaya hiç gerek yoktu. Çünkü öğretim üyesi bu sayfalar üzerinde hiç durmamıştı. Sınava ciddi bir şekilde hazırlanan birkaç öğrenci bile aşırı detay olan bu sayfaları "nasılsa bu sayfalara kimse çalışmaz" düşüncesiyle çoktan atlamışlardı.

     O iki sayfa haricinde geriye kalan on sekiz sayfa herkes tarafından güzelce çalışılmış, hatta bazı öğrenciler tarafından satır satır ezberlenmişti. Sınav günü geldiğinde soru kağıtları herkese dağıtıldı. Kağıtta tek bir soru, bu soru için de öğrencilerin bir dakika sürelerinin olduğu yazıyordu. Sınav kağıdındaki soru şuydu;

"On üçüncü ve on sekizinci sayfaların sonunda; başında "Sınav sorusudur!" ibaresiyle belirttiğim cümleleri birleştiriniz.

     Size bilgi sağlamak, sizi aydınlatmak için yazılmış tek bir satır bile önemsiz değildir. Bugün önemsiz görüp görmezden geldiğiniz tek bir satır bile, yarın sizin için hayat kurtarıcı bir bilgi olabilir. Bilginin gereksizi yoktur. Bilgiyi gereksiz gören, sadece bilgisiz insanlardır. Kimi zaman okuduğunuz şeyler size uzun, anlamsız ve yorucu gelebilir. O satırları sıkılmadan ve yılmadan okuyup sonunu görmeye çalışın. Okunduğunda hiçbir şey anlaşılmayan bir yazının ne anlatmak istediğini, belki de son cümlede yakalayacaksınız.

     Bu arada... On üçüncü sayfanın sonunda "Bilgi hep vardır." cümlesi; on sekizinci sayfanın sonunda ise "Mühim olan, ona ulaşabilmektir." cümlesi yazmaktaydı.

"Bilgi hep vardır. Mühim olan, ona ulaşabilmektir!"

26 Nisan 2020 2-3 dakika 5 öyküsü var.
Beğenenler (3)
Yorumlar