Bir Çocuk Vardı Şehirde
Şehirde bir çocuk vardı. Ufak tepek masmavi gözlerinin altında çilleri vardı. Saçları kirli alnına düşmüştü. Yanaklarında çizgi çizgi lekeler vardı... Yırtık bir palto, dizleri açılmış bir paltosu vardı... Ayaklarını ısıtmak için ayakkabısının çürümüş tabanına karton yerleştirmişti... BU yüzden sulu yerlerden geçerken çok dikkatli oluyordu...
Şehirde kimse tanımazdı bu çocuğu... Onu kuşlara sormak lazım, sokak köpeklerine ve kedilerine... Belediyenin çöplük arabalarına... Havaların soğuk olduğu günlerde kaldığı ufak yarım kalan inşaat evinden çıkar ısınmak için kuru ağaç ve gazete toplardı...
Kimse görmezdi onu, önünden geçen insanlar değmemek için kaldırımlardan inerdi. Ne temiz giysileri vardı. İstemezlerdi kirlenmesini. Bakmazlardı yüzüne bu ufak çocuğun. Bakmak istemezlerdi.
Çocuk her gün yaptığı gibi kahve kahve dolaştı çöp kutularını gezdi... Bir kaç deste daha gazete ve karton buldu ve eski yerine döndü... Ufak bir ateş yaktı Daha sonra gateyle örttü üstünü dizlerini karnına çekti eiki elini bacaklarının arasına katıp daha iyi ısınmaya çalıştı... Gözleri yanan alevdeydi...
Şehir o akşam yılın en soğuk gününü yaşadı... Sabah yine şehir kalabalıklaştı her gün gazete kuşaan çocuk uyanmadı... Gelen geçenler görmez olmuşlardı... Gerçek körlük buydu herhalde?
Gazeteler rüzgarla işbirliği yapmış çocuğun üzerinden çekip gitmişlerdi... Çocuk buna aldırış etmemiş ve tanrının onu sıcak tutacağını düşünmüştü... Ve tanrı çocuğa acımış ve yanına almıştı annesinin kucağına vermiş sıcağıyla uykusuna devam etmişti...