Bir Hülyadır Yaşamak
"Biliyor musun" dedi kadın..
"Hülyalarımda kaç kez yüzüne düşen saçlarını incitmekten çekinerek kaldırıp, usulca öpüyorum alnından.. Alnındaki ışıktan, seni ışığa dönüştüren alın yazından.."
Sustu adam.. "İşte gerçeğindeyim, saçlarım, alnım ve bütün varlığım senindir.." der gibi baktı..
Kadın bin tekrar yaptığı hülyasını ustaca gerçeğe dönüştürdü.. Kutsal bir ayinde, bir ritüeli yerine getirirmiş gibi özenle ve usulca öptü adamı alnından..
Adamın alnındaki ışık, ateş olup yaktı değdiği dudakları..
"Su" dedi kadın..
"Sus" dedi adam..
Islak ve nemli dudağıyla can suyu oldu kadının dudağına..
Yanıp kül olmak üzereyken, bir bülbülü içinde saklayan güle dönüştü kadının dudağı..
Gül açıldı, bülbül dile geldi, söndürdüğünü sandığı ateş adamı yaktı..
"Su" da demedi, "sus" da demedi adam..
Kadını uyandırmak istemedi..
"Su" dedi kadın dili, damağı ve içi yanarak.. El yordamıyla başucundaki suya uzandı.. Uyandı ve bir kez daha bir bardak su içti hülyasının üzerine..