Bir Kilim İki Minder

Oturdu Emine bacı mindere, aldatılmışlığı içine oturdu aynı anda.Sanki bulutlar, aldatmaktan yorulmayan ruhlar ve onların ağır bedenlerini taşıyan dünya oturdu peşpeşe ve hepsi birbirinin üstüne..Ezildi Emine bacı aldatılmışlığın yükü altında..Karşı minderde yerini aldı acılar, yer kalmadı onları koymaya..Boş minderi seyre daldı Emine bacı..Bir kilim, iki minder kaldı ona acılarla dolu hayattan..

"Her gün aynı kilimin üstünde karşılıklı oturduğu adam, minderini terketmişti..Adam gittiğini sanmıştı hep, kadın aldatıldığını..Oysa minder hala sıcaktı, acılar taptaze..Adam aldanmıştı, kadın sa bin parça..Artık yama devri kapanmıştı ya Emine bacı hangi yarayı, sabırla kapatacaktı?..Ve hangi kötülüğü, iyilikle savacaktı bunca hasardan sonra?..Şaşkındı Emine bacı yıllar gibi, bakışları da baygın..Ayılmak için çevirdi bakışlarını boş minderden göğe..Derman diledi Yaratan'dan hiç tükenmeyen dertlerine..
...

Kilimin desenlerine saklanmıştı sanki yılların acısı..Her desende, Emine bacının terkedilmişiği..Yeni evlendiğinde rengarenk olan bu kilim, evliliği gibi eskimişti..Pörsümüşlüğüne rağmen kilim, Emine bacıyı, Emine bacı da kilimi bırakmamıştı..Eşyalar bile ne kadar vefalıydı sahibine karşı..Yamaya alışık minderler atadan miras gibi sapasağlam duruyordu hala..Herşey eskimeye karşı meydan okuyordu ama bir tek Emine bacının evliliği ilk hali gibi durmuyordu..

Emine bacı mutluluklarını yeşil gözlerinin diplerinde, hüzünlerini saçlarının beyazında eriteli çok olmuştu..Artık ne mutluluklar ne hüzünler derinden etkilemiyordu Emine bacıyı..O sıradanlığına alışmıştı hayatın..Eşiyle yaşadıklarından sonra artık anlamı yoktu kışların baharların..Mücadele edecek bir şeyi olmayanlar için anlamı da kalmıyordu pek, kargaşanın..Yine de umut edecek bir şeyleri vardı Emine bacının..Kalbi yaralı olsa da, hatırı vardı çocuklarının..Önce kendim için! dedi..Sonra çocuklarım! için..Yaşamalıyım, benim olanlara halel gelmemesi için..Dik durmalıyım dedi..Öyle ki; düşmanlarım sevinmesin..

Gökyüzü yarıldı Emine bacının kararlılığından..Ağaçlar kıyama durdu acılar karşısındaki azminden..Bereket yağmurları yağdı toprağa..Ekinler yeşerdi boy boy..Filizlendi Emine bacının yüreğinde umut..Biri bine kattı sevgi dolu elleri, yetişemedi Emine bacının gayretine hiçbir yiğit..Minder boş kaldı her akşam..Çocuklar umutla doydu, hem ana hem baba bildikleri Emine bacının sofrasında..Adamın lafı hiç duyulmadı..Emine bacı yaşadıklarını, çocuklarına hiç duyurmadı..Aldatılmışlığa ağladı bu ev, duvarlar, yemek pişirilen ocak..Emine bacının sevgisiyle tüttü yine de, kurudu zamanla gözlerde yaş..Kimse ağlamadı ondan sonra..Eşyalar solgunluğnu sakladı..Duvarlar dökülmedi, yürekteki burkuntudan sonra..Çocuklar hiç şikayet etmedi, evdeki eksiklerden..Suskunluğa emanet edilmiş yangınlarla büyüdü herkes..

...

Adam bu evde yaşarken hiç gülmedi, çocuklarına ve eşine sevgisini hiç belli etmedi..Adam bu evde mutlu olmayı bilmedi, ya da mutlu olmak istemedi..İçi hep huzursuzdu adamın..O, Emine bacıyı hiç sevmedi..Adam başka hayatlar aradı, başka şehirlerde.Sahte mutluluklara aldandı..Emine bacı, adama hiç yaranamadı..Çalışkanlık, alımlılık yetmedi adamı evde tutmaya..Adam başka hayatlarda aradı sıcaklığı, bir inat uğruna..Emine bacı hayretlerini, hayra yordu her yıkıntıda..Şaşkınlığını, sükuta çevirdi yıllarca..

Adam bir gün herşeyiyle gitti..Giderken; dürüstlüğü, adamlığı, vefası gitti..Aşktan, aşksızlık kaldı sadece vefasızlığın koynunda..Riyakarlık karıştı havaya, bir de acılar kaldı bir ok gibi bu evin bağrında..Emine bacı direğe yaslanmayı öğrenmişti sadece..Direksiz yaşamayı hiç düşünmemişti bu evde..Nerden bilirdi en sevdiği adamın bu evi terkedeceğini..Geçici mutluluklar uğruna, direğinin devrileceğini..Direk eğildi, Emine bacı dikildi, ortasına hayatın..Direk devrildi, başka hayatlara umut olmak için gitti bir akşam dönmemecesine..Gidişlerden elemli kadın, kalktı ansızın, acıların devirdiği yerden..

Adam bir daha anılmadı bu evde..Baba sevgisine hasret çocukluklar kaldı geride..Bir de iki minder, bir kilim..Minderin birisi hep boş kaldı, birinde Emine bacının ağırlığı..Bir minder hep ezik kaldı..Diğerinde serserilikler..Uçarılığına rağmen adamın, vefalıydı bu minder..Nice yamalardan sonra aynı yerde durdu hep, bir kilim iki minder..Çocuklar büyüdü zaman sonra, acılar büyüdü kocaman suskunluklarda..Adam hiç dönmedi, yokluğunu bir uçurum gibi bıraktığı bu eve..Bir veda etme gereksinimi duymadı, yokluğundan kalan boşlukları mıhladığı taze beyinlere..

Çocuklar eksik büyüdü, bir yanları devrik..Hep küskün büyüdüler yüreklerinin boynu bükük..Emine bacı eğdirmedi başını evlatlarının..Eğmedi başını hiçbir zaman..Bütün bu yaşananlara şahit oldu bir kilim, iki minder..Birisi daima boş kaldı..Diğerinde Emine bacı..Dağlar kadar ağırdı Emine bacının yükü..Her yağmurda, gökle beraber ağladı..Söz söyletmedi ellere yine de..Adamsızlığını topladı bu evin yıkılmadan..Evin direği oldu zamanla bir kaç adam..Adamsızlığa bakıp adam olmayı seçti onlar..Büyüdükçe emanete sahip çıktı çocuklar..Yürüdü Emine bacı..Evlatlarıyla gelen mutluluk büyüdü yeşil gözlerinde..Adam bu mutluluğu hiç göremedi..

22 Eylül 2011 5-6 dakika 74 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (2)
  • 12 yıl önce

    Terk edip gidenler ama öyle, ama böyle geride onulmaz acılar ve yaralar bırakıyorlar. Bakın bakalım çevrenize o Emine bacılardan, Ayşe bacılardan, Fatma bacılardan bir dolu var. Ama gururludur onlar, çoğu, kimseye boyun eğmez, acısını içine akıtır, için için yanar da yine de belli etmez, ne çocuklarına ne de çevresindekilere. Hayatın bir dolu yükünü tek başına omuzlamaya çalışır ne kadar ağır bile olsa. Kutladım Şule tebrik ve başarılar...👍

  • Öyle Ahmet ağabey..Ben de etrafımda gördüklerimi birleştirerek yazdım bir kilim iki minderde..Çok acıklı hikayelerle dolu dünya..Onlar bizim en sevdiklerimiz bazen, bazen komşularımız..Bazen televizyonda, orda burda gördüklerimiz..Teşekkürler yorumumn için..👧