Bir Şehidin Oğlu

Anadolu'nun uçsuz bucaksız bir köşesinde, her ne kadar fakir bir yaşam
sürselerde, sokağın bir köşesinde çocuklar neşe içerisinde oyun oynuyorlardı.
Tatlıcısı, şekercisi, avazı çıktığı kadar bağırıyor, ekmek parası için çırpınıyorlardı. Kaldırım taşına oturmuş, ellerini çenesine koymuş bir çocuk onları izliyordu. Yırtık ayakkabılarından görünen ayak parmaklarını, saklamaya çalışıyor utanıyordu. Neden ? kendisini de oynatmıyorlardı sanki, buna birtürlü anlam veremiyordu. Geçen ay annesi söz vermişti, kendisine bir futbol topu alacaktı. Arkadaşlarına topu
verecek alın oynayın diyecekti.Babası da futbolu çok severmiş, onu koçum,
aslanım diye severmiş...!
Birden, aklına düştü, telaşla geç kalma korkusu ile koşmaya başladı, babası Tren ile gelecekti, annesi öyle söylemişti. Belki bugün dönecek onu,
öpüp koklayacaktı.Tren durmuş, son yolcuda aşağı inmişti. bu da değildi babası hem gelse de tanıyamazdı ki kendisini Bir çocuğun babasının elini tutup uzaklaştığını gördü içi burkuldu.
Karar verdi annesine soracaktı, babası kimdi ? ne iş yapardı ?
Neden gelmiyordu? Kararlı adımlarla eve vardığında, ev sahiplerinin bağırdığını duydu. İlk defa annesinin ağladığını gördü o gün,ev sahibi evi terk edin diyordu. Annesinin arkasına saklandı,ah bir büyük olsaydı, biliyordu.. Ev sahibi son kez diyerek, ağzından salyalar akarak gitti. Annesinin gözyaşlarını minicik elleri ile incitmeden sildi.
Sofrada saatlerce sırada bekleyerek, ucuza mal edilen ekmekler ile, bir tas çorba vardı. Annesinin kendisine gülümsediğini, usulca sen üzülme dediğini duydu. Saçını öptü, kokladı yavrusunun,yavrucak cesaretlendi sordu... Anne babam bu gün ne biliyor musun ? Futbol topundan vazgeçtim...! Anne söyle babam dönsün artık.! Annenin gözleri doldu, bir şeyleri anlatmanın zamanının geldiğini anladı... Yutkunarak yavrusuna baktı.! Baban !... Baban dönmeyecek diyebildi....Yavrunun elinden kaşık düştü, lokma boğazına dizildi. Bunca yıldır annesi ona yalan söylemişti.
Neden dedi ? kısık bir ses tonu ile! annesi yanından ayrılarak beklemesini söyledi, annesi içeri döndüğünde elinde özenle saklandığı görülen bir paket vardı..Küçük çocuk özenle paketi açtığında gözlerine inanamadı
Bir Türk bayrağı ne de ihtişamlı görünüyordu. Babandan sana kalan tek bir hatıra, tek bir miras işte bu bayrak yavrum dedi. Şehit ne demekti anlamını bilmiyordu küçük çocuk ama olsun, bayrağa dokundu, içini bir ferahlık kapladığını, babasını kucakladığını hissetti.
Birbirlerine sarılıp saatlerce ağladılar. Onları gören duyan olmadı.
Oğul mutluydu, babasına kavuşmuştu. babası Şehit olmuştu, onu tanıyordu artık, birden odanın içerisine bir ışık doğdu, nur topundan her ikisininde gözleri kamaşıyordu..... Babası idi bu hiç görmediği babası
Onlara bakıp gülümsüyor yanınızdayım diyordu. Dışarıda ki insanlar bütün bunlardan habersiz, her zaman ki gibi, günlerini gün ediyorlardı. Borsa çıkmış, dolar fırlamış, kasalar dolmuştu, gerisi boştu...!!
O gece bayrağını bırakmadı yavrucak, yatağına uzandı, sıkı sıkı babasına sarıldı. Artık üzülmüyordu, babası gelmese de olurdu artık, karar verdi.
Bir gün oda babası gibi Şehit olacaktı, arkadaşları onu oyuna kabul etmeseler de !!!


Not: Baba hasreti çeken tüm Şehit yavrularına,eşlerine, annelerine, ve

kardeşlerine armağan olsun... Yüce Türk milleti her zaman yanınızdadır.

Kanının son damlasına kadar.! Şehitlerimizi Rahmetle anıyor ailelerine

Allahtan sabır diliyorum . saygılarımla. . Antalya.

29 Mart 2009 3-4 dakika 1 öyküsü var.
Yorumlar (5)
  • 15 yıl önce

    Allah sabır versin... Ruhu şad olsun Şehidimizin... saygımla

  • 15 yıl önce

    Yorumlar için teşekkür ederim.

  • 15 yıl önce

    babacım senin öykülerinin yanında benim öykülerim çok basit kalıyor lütfen bu kadar güzel yazma...

  • 14 yıl önce

    HIIM ETKİLEYİCİ OLMUŞ ABİ YÜREĞİNE SAĞLIKK

  • Çok güzel ve aynı zamanda hüzünlü bir öyküydü. Allah şehitlerimize rahmet eylesin, yakınlarına ise Hz.Eyüp peygamber sabrı versin inşallah. Sözün bittiği yer ölüm...