Bir Sonbahar Günüydü

Doğunun fazla gelişmemiş bir ilinde görev yapıyorduk.Eşim resmi bir dairenin yöneticisi idi.Dürüstlük ve çalışkanlık düsturunu birlikte çalıştığı elemanlarına da aşılamıştı.Mesai bitince de araziye gider geç vakit dönerdi.

Oturduğumuz lojman şehrin dışında ormanlık ıssız bir yerdeydi.Boş saatlerimde çocuklarımla meşgul olur,resim yapar akşam üzerileri de hava almak için yürüyüş yapardım.

Bir sonbahar günüydü.Bulutlar gökyüzünü kaplamış kasvetini yere indirmişti.Sıkıldım bunaldım.Şehrin manzarasını uzaktan seyretmek hem de hava almak için ormanda dolaşıyordum.
Her taraf duvarlarla çevrili idi.Aynı zamanda bekçi de vardı.Bu nedenle kendimi oldukça emniyette Hissediyordum.Ağaçların seyrek olduğu yerden şehir çok güzel görünüyordu.Arada bir uzun bir seyire dalıyor şarkılar mırıldanıyordum.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım vakit bir hayli ilerlemişti. Ama hiç korkmuyordum.

Tam eve dönüyordum ki...Karşımda iri yapılı bir adam acayip tok bir sesle elindeki silahını bana doğru yönelterek ?Eller yukarı' diye üstüme yürüdü.
Oracıkta dona kaldım.Yarı karanlık olduğu için ne o benim yüzümü ne de ben onu fark edemiyordum.
Sadece dev gibi siyah bir karaltı ,silahla bana doğru geliyordu. İmdat diye bağırmak istedim.Sesim çıkmadı. Korkudan dilim lal oldu.Ağlamaya başladım.
Kendimi savunacak hiç bir şey bulamadım.

---Sen benim kim olduğumu biliyor musun ? Dedim.
---Kim olduğun beni hiç ilgilendirmez.'Müdürümün kesin emri var.Kim olursa olsun acımayacak görevini yapacaksın ? dedi. Hala eller yukarı diyordu.Tam tetiği çekecek sırada,can havli ile,Heyecanlı ve titreyen bir sesle;

---Ben müdürünüzün hanımıyım dedim.Yalan söylüyorsun diye yaklaşıp beni yakından görünce,
Silahını yere atıp ayaklarıma kapandı.
---Elini ayağını öperim ne olur beni affet. Dedi.
--Siluet görüntüye dönüşünce ,bir de ne göreyim müessesenin gece bekçisi.Saat kurmak için gelmiş oraya...

Tek kelime konuşacak mecalim yoktu.Titriyordum.Kendimi eve zor attım.
Bu olay beni çok etkilemişti.Geceleri rüyalarıma girdi.İnsanlar yaşadıkça nelerle karşılaşıyor.
Bu da benim unutamadığım anılarımdan biridir.Sizlerle paylaşmak istedim.
Okurlarıma selam sevgi saygılar,sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.

17.Aralık.2012

17 Aralık 2012 2-3 dakika 6 öyküsü var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (7)
  • 11 yıl önce

    ----------Usta bir edebiyatçının kaleminden çıkmış eserlerden zevk almamak mümkün mü?Konunu diğer yüzü,görev başında olan eski kuşağın davranışı bu günkü yılışıklara da geçti mi?..Sevgi ve sağlık dileklerimle kutlar nice anılarınızı okumak isterim sayın öğretmenim.Çiçek...İzmir.

  • 11 yıl önce

    Kısmet olursa diğerlerini yazacağım sayın Mustafa hocam. Selam saygılar.

  • 11 yıl önce

    Kaldı mı böyle sorumluluk duygusu...

    Yaşanmışlığın lezzet vardı yazıda...

    Selam ve sevgilerimle...

  • 11 yıl önce

    Sizi burada görmek ne güzel İnci Hanım. Çok mutlu oldum.Bundan böyle güçlü kaleminizden dökülen yazılarınızı paylaşacağız demektir.Çok mutlu oldum.Sevgiler.

  • 11 yıl önce

    Eski günlerden anılar tazelenmiş. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde büyük özveri ile görev yapmış genç bir öğretmen olarak hayat tecrübelerinize kim bilir neler neler katmış ne kadar değişik insanlar ile tanışmışsınızdır. Güzeldi Ülkü Hocam kutlarım yürekten...👍