Bir Yaprağın Düşüşü

Ben bir yaprağım, yüksek umutlara uzanan bir ağacın en yeşiliydim bir zamanlar, çevremdeki dallar hep üstüme titrerdi. Acı yoktu, umutsuzluk yoktu, hayat güzeldi bana, oksijen sonsuzdu, en tepedeki yaprağa. Kapatırdım gözlerimi, bazen bir rüzgara bırakırdım kendimi dalıma sıkıca sarılarak, bazense yağmuru dinlerdim, sırılsıklam ıslanarak. Gözlerim kapanmazdı mesela, ellerim soğuğa alışık değildi. Ben çoğu varlığın fark edemediği mutlu bir yapraktım, ait olduğum ağaç tepesinde.

Ağacımın gövdesi babam, dalları annemdi, gövde bana sonsuz güven, dallar ise hayata tutunmamı sağlıyordu. Kalbim temizdi, ve ne rüzgar, ne doğanın acımasızlığı ne de beni koparmaya çalışanlar pek yetişemezlerdi bana. Sağlam gövdede sağlam dallara tutunmuştum ben. Ne sağ yanım ne de sol yanım acırdı. Güvendeydim ben, güvende olduğumu düşünüyordum ya da.

Ama ama ama...Ne göreyim kara bulutlar geldi üstümüze, ne gövdemiz dayanabiliyor, ne de dallarımız bu hain saldırılara artık, rüzgar hiç olmadığı kadar sert esiyor, baltalar hiç olmadığı kadar sert vuruyor babama acımasızca, dallarımızı hiç olmadığı kadar zorluyorlar, değişik aletlerle. Dayanamıyordum, ve başladım bir özgürlük türküsü söylemeye. Gözlerim artık mutluluktan kapanmıyordu, kulaklarım artık rüzgarın hafif şiddetinden sağır olmuyordu, kalbim artık mutluluk çarpanına ulaşamıyordu. Ellerim ise artık başka şeyler tutuyordu, mesela zafer işareti için kalkıyordu veya düşmekte olan başka bir kardeşimi, tutmak için direniyordu. ne olmuştu bize, ne olmuştu o masum içimi gıdıklayan rüzgara, ne olmuştu o masum yağmurlara, neden cehennem gibi günler yaşatıyorlar bize.

Ben belki de en küçük yaprağıydım özgürlük yürüyüşümüzün, ama kalbime güveniyordum o çok büyüktü, abilerimde inanıyordu, ablalarım da inanıyordu, ve gövdemin ayakta kalması için, yapraklarımızın savaşına dönüşmüştü artık hayat.

Bir gün, maalesef ben düştüm. 296 günde düştüm ben çünkü artık Rüzgar çok sertti, ve o kadar yaprağın arasında bana isabet etti o sert rüzgar, en küçüğümüzü hedef almıştı. Ne sonbahardı ölmek için ,ne de masum bir yağmurdu, bu kalleşlikti, bu vicdansızlıktı, bu gövdemin bir anda yere sermek için belki de son hamleleriydi. Bu diğer yaprakları ayağa kaldırmak için, tek çareleriydi, küçük bedenlerden medet ummuştu benim güzel memleketim.

Ben belki yerde üstüne basılan bir yaprağım artık, ben belki artık hiç o tatlı rüzgarda anneme sarılamayacağım, belki yağmurlarda babama tutunamayacağım, ama biliyorum ki geride kalan tüm özgürlük savaşçısı yapraklar, benim için her rüzgara da göğüs gerecek ve her türlü yağmura da direnecek, herkes bir küçük yaprağın güç dengesizliğinde düşüşünü konuşacak ve herkes, bir yaprağın aslında sadece bir yaprak olmadığını anlayacak ve geride kalan tüm yapraklar, bu adaletsizliğin hesabını soracaklar.

ben bir yapraktım işte ve düştüm..

12 Mart 2014 2-3 dakika 2 öyküsü var.
Yorumlar