Çalışan Bir Annenin 1 Mayıs Tatili

Bugün 1 Mayıs.Yani Emek ve Dayanışma Bayramı.Bu bayram günü bende çalışan bir anne olarak tatil yapmanın keyfini çıkarmak ümidiyle kalktım.Kahvaltı hazırladım.Zira üç oğlum ve eşim de bugün tatildeler. Kahvaltımızı yaptık.Kahvaltı sonrasında kahveleri pişirdim.Ailece kahvelerimizi içtik.Bugün bayram ya bende kendime bir plan hazırladım.Bugün ne çocukların ödevlerine yardımcı olmaya niyetim var nede ev işi yapmaya.Zira bugünü kendime ayırmak istiyorum.Hava çok kötü değil. O nedenle çarşıya çıkıp doyasıya alışveriş yapmak,eksikleri almak,bir cafeye oturup çocuklarla bir şeyler atıştırmak,lunaparka gitmek gibi düşüncelerim var.
Bu arada gözüm evdeki dağınıklığa takılıyor.Ama yok bugün bu dağınıklık bile beni evde kalmaya zorlayamaz.Salona gidiyorum.Kocaman masanın üzeri üç çocuğun kitaplarıyla defterleriyle dolu.Kağıtlar.kalem çöpleri ,boyalar masanın her tarafına yayılmış. Çocukların odasına göz atıyorum.Aman Allah'ım karmakarışık. Pijamalar bir yerde.Yatak yorgan bir tarafta.Yanı bu odaya bizim köyün öküzünü soksam bu kadar dağıtamaz.Ama benim üç yaramazım bunu başarıyor.Bu dağınıklığı görmemek için odanın kapısını kapadım.Yatak odasına girdim.Ortada sadece eşimin dağıttığı çamaşırlar var.Neyse burası idare eder.Mutfağa giriyorum.Kahvaltı sofrası ortada.hiç bir şey toplanmamış. Toplamaya da hiç niyetim yok.Bugün pasaklı olmaya karar verdim.Yaşasın pasaklı olmak.
Yavaş yavaş dışarı çıkmak için hazırlanmaya başladık. Ama o da ne?Bir telefon.Elim varmıyor bu telefonu açmaya.Ama çaresiz açıyorum telefonu.Bursa'dan görümcem telefonun diğer ucunda.Size geliyoruz. Haydaaaa.Şimdi mi haber verilir bu ?İnsan önceden arar haber verir ya.Ama yok bunlar da görgü ne arasın?Sinirden deliye döndüm.Evin dağınıklığına mı üzülsem,planlarım suya düştü diye mi yansam...Ne yapsam bilmiyorum.
Önce kendimi koltuğun üstüne attım.Bu evi nasıl düzene sokacağım diye düşünürken daha önce temizliğe çağırdığım komşum aklıma geldi.En azından o temizlik yaparken bende yemek yapabilirdim.Zira ben Gebze oturuyorum ve Bursa Gebze arası üç yada dört saat.Hemen komşuma telefon açtım.Bir hayal kırıklığı daha.Komşum Adapazarı'na annesini ziyarete gitmiş.Telefonun yanında dikildim kaldım.
Ama biran önce bu evi düzene sokmalıyım.Çocukların yardım etmeye hiç niyetleri yok.Büyük: ?Başım ağrıyor,hastayım?diyor.Ortanca:?Hep ben yardım ediyorum sana.Şimdi bahçede top oynamak istiyorum.?diyor.Küçük zaten çoktan arazi olmuş.Çıkmış bahçeye.Eşim? Cuma namazına gideyim,namaz çıkışı eve gelir sana yardımcı olurum.?dedi.Çaresiz başladım iş yapmaya.Salonu topladım.Çocukların odasını topladım.Zaman geçiyor ben daha yemek yapacağım.Banyo,tuvalet temizliği derken saat 4 olmuş.Bu arada bu cuma namazı ne kadar da uzun sürüyor diye aklımdan geçiriyorum.Mutfağa girdim.Kek,börek,pasta ve yemeklerimi yaptım.Onlar pişerken eşimin sesini duyuyorum.Dışardan bana sesleniyor.Cama çıktım. Bana ?Arkadaşlarım geldi.Bize bir çay yapsana?demez mi?Sinirden iyice deliye döndüm.Ama onu arkadaşlarına mahçup etmemek için çaylarını hazırladım.Hatta çayın yanına hazırladığım hamur işlerinden de koyup bahçeye yolladım.Ben gene deli gibi mutfakta dön dönüyorum.Yemekler pişiyor ama her taraf karmakarışık.Bulaşıkları makineye koyarken çocuklar geldi.?Anne açlıktan ölüyoruz.Bize yemek ver.?Çocuklara kızamıyorum.Epey zaman geçti açıktılar tabi.Onlara yemek hazırladım Onlar yemeklerini yerken mutfağı toplamaya devam ettim.Bu arada eşim gene dışardan bağırıyor.?Biraz daha pasta versene.?Sabrım çoktan taştı.Ama bahçede bir sürü adam var.Onlara karşı eşimi mahçup etmemem lazım.Pasta tabağının hepsini uzattım onlara.
Onlar keyifle sohbetlerini yaparken büyük oğlum sesleniyor?Anne ateşim var benim.?Bakıyorum ateşine.Gerçektende ateşi var çocuğun.Ona ilaç içirdim ve yatmasını söyledim.Gene işimin başına döndüm.Bu arada saate bakıyorum.Saat 6 olmuş.Nerdeyse gelirler diye düşünürken bahçeden kahkaha sesleri duyuyorum.Daha çok sinirleniyorum.Evin işini bitirdim ya.Şimdi kim gelirse gelsin kabul edebilirim.Yorgunluktan elim ayağım titremeye başladı.Biraz koltukta oturup dinlenmeye çalıştım.Tam bu sırada tekrar telefon çaldı.Arayan görümcemdi.Ben ona ?Nerdesiniz??diye soramadan o bana?Biz bugün gelmekten vazgeçtik.Yağmur yağdığı için yola çıkmadık .?demez mi?Ağlasam mı gülsem mi?Bağırsam mı çağırsam mı ?Ben ne yapsam şimdi.?Bütün günümün rezil olduğuna mı yansam,planlarımın suya düşmesine mi yansan, yorgunluktan bittiğime mi ağlasam?Ne yapsam?
Hiç bir şey yapmadım.Kendime bir kahve pişirdim.Oturdum masanın başına ve sadece çalışan annelerin durumunu düşündüm.Hemen hemen bütün çalışan annelerin benden çokta farklı olmadıkları fikri beni biraz rahatlattı.Ama bir yandan çalışan bir anneye bu kadar çok sorumluluk yüklemenin doğru olmadığına karar verdim.Toplum annelere,kadınlara yüklemiş bir yığın sorumluluk.Zavallı anneler ,zavallı bizler de bu sorumlulukları yerine getirmek için canımızı dişimize takıp uğraşıyoruz.Kimin için?Ne için?Eşini düşünmeyen kocalar için mi?Annelerine yardım etmemek için bahane uyduran çocuklar için mi?Düşüncesiz görümceler,akrabalar için mi?Kimin için?




1.04.2009

02 Mayıs 2009 5-6 dakika 5 öyküsü var.
Yorumlar (2)
  • 16 yıl önce

    Bütün o çabalar sevgi için, insanın canından bile çok sevdiği ailesi için. Yazınızın başında kendime ayıracağım bu günü, 1 mayısı diyorsunuz ve ardından yaptığınız plan çocuklarınızla birlikte bi şeyler yapmak, burda gülümsedim, niçin: Çünkü siz ailesini seven çok iyi ve sevgi dolu bir kadınsınız. Duygularını paylaşan yüreğinize saygılar.👍👍:)

  • 16 yıl önce

    Hayati paylasmayi ,hayatin her alanina yaymak da kadinin boynuna borc bir görev. Mesakatleri bölüsüp ,geriye kalan güzel anlari uzatmak pek zor degil aslinda . 'Hayir' diyebilmek ögrenilebilir bir durum sevgili Sirin hanim . Bu hayirin, sizin kadar ailenizin de menfaatine oldugunu anlatmak zaman alsa da ,imkansiz degil . Bir daha ki tatil gününüzün nese ile gecmesi dilegiyle ...