Çaresi Yok

Uzun süren böbrek hastalığından sonra bir ablamız,iki çocuklu,eşinden boşanmış adamla evleniyor mutluluk umarken ama anasından emdiği süt burnundan geri geliyor;içki,kumar,yalan dolan, eve geç gelmeler,takıldığı arkadaşlarıyla hoyratça harcamalar, hovardalıklar...Geç evlilik yaptığı için ablanın çocuğu olmuyor ancak geçimsizliklerinin nedeni kesinlikle çocuk meselesi değil çünkü abi torun sahibi.

Geçen yıl taziyeye gittiğimizde bizi yarı yolda karşılamış,sigara ve çay teklifi etmiş,teyzenin vasiyatı üzerine keşkek ikram etmiş ve ziyaretimizden memnun kaldığını belirterek güzelce uğurlamıştı.


Dinmeyen şiddetli öksürük,gögüs ağrısı,halsizlik ve nefes darlığı gibi şikayetlerle doktora gittiğinde,kimsenin duymak istemeyeceği o acı haberi alır abimiz: Akciğer kanseri olduğunu ve hastalığının dördüncü evresine gelinip artık yapılacak bir şeyin kalmadığını öğrendiğinde başından kaynar sular dökülüp dünyası başına yıkılır. Yanında ise ne gezip tozduğu dost bildikleri vardır ne de canım kanım dediği çocukları. Abi aylardır acı sızı içerisinde kıvranıp ölümün soğuk yüzüyle yüzleşirken abla ise hem maddi hem de manevi sıkıntılar çeker, günlerdir işine gidemez ve ücretsiz izin kullanır.


Abiyi geçtiğimiz hafta kaybettik,Allah,ahrete intikal etmiş tüm müslüman kardeşlerimize rahmet eylesin,"şu lanet olası kanserin bir çaresi bulunamadı gitti"dediğinizi duyar gibiyim ama asıl ölümün çaresi yok. Ne de güzel söylemiş Neyzen Tevfik:

"Öleceğiz birgün,gömecekler.

Bikaç gün övecekler,sonra kalan malını bölecekler,hatta memnun kalmayıp üstüne bir de sövecekler." 

09 Haziran 2025 1-2 dakika 629 öyküsü var.
Yorumlar