Çocuklara Masallar-7

USTANIN SIRRI

Çok yaşlı bir nine ile torunu şehirde bir villada oturuyorlarmış. Günlerden bir gün şehrin antikacısına gitmişler. Yaşlı nine bütün antikaları teker teker incelemiş. İçlerinden birini almış. Parasını vermiş. Torunuyla birlikte eve gelmişler. Aldığı çini, tarihi bir vazoymuş. İçine su doldurup taze çiçekler koyacakmış. Özenle masaya yerleştirmiş. Hayranlıkla kenara geçip seyre başlamış. Çocuk bütün dikkatiyle yaşlı ninesini seyrediyormuş. Neden sonra nine torununa bakmış. İç geçirmiş.
--- Bak evlat, demiş. Bu hep böyle tarihi bir vazo değildi. Yaşadığı sıkıntılar onu böyle güzel bir vazo yaptı.
Çocuk bir şey anlamamış. Yaşlı ninesine bakmış.Sonra;
--- Ne demek istedin, hiçbir şey anlamadım nine, demiş?
--- Bak,anlatıyım sevgili torunum diye, söze başlamış... Bu güzel vazo bir zamanlar bildiğimiz çamurdu.
--- Ne!.. demiş, torun. Çamur nasıl böyle güzel bir vazo olur?
--- Olur, olur demiş, yaşlı nine. Bal gibi olur. Bir ustanın eline düş bak seni bile nasıl adam eder. Gör bak bakalım?
--- Nasıl yapar demiş, torun?
Yaşlı nine anlatmaya başlamış;
--- Bu vazo bir zamanlar kuru bir toprakmış. Bir usta gelmiş. Topraktan çamur yapmış. Onu güzelce suyla yoğurmuş. İyice çiğnemiş. Çamuru ezmiş, dövmüş, yoğurmuş. Çamur sızlansa da gözünün yaşına bakmamış. Sonra çamuru almış. Bir tahtanın üstüne koymuş. Bu tahta dediğim bir tezgahmış. Bu tezgahta ayaklarıyla, elleriyle döndürmüş, döndürmüş... Vazo şeklini vermiş. Sonra onu almış, sıcak fırına vermiş. Fırının kapısını kapatmış. Sıcaklığı oldukça artırmış. Bir saate yakın fırında yanmış. Bir saatin sonunda çıkarmış.
---Eee demiş,torun. Vazo yanmamış mı?
---Yanmış ama ustanın istediği kadar. Vazoyu almış, bu kez de masanın üstüne koymuş. Eline fırça ve boya almış. Güzel şekiller vererek boyamış. Boya işi bitince tekrar yanmakta olan fırının içine koymuş.
Bu kez sıcaklığı iki katına çıkarmış. Usta bu işleri yaparken oldukça yorulmuş. Yorgunluk ve sıcaklıktan dolayı buram buram terlemeye başlamış. Terini hiç durmadan siliyormuş. Bir taraftan da fırının penceresinden bakarak vazoyu sürekli kontrol altında tutuyormuş. Vazo tam yanmak üzereyken kapağı açmış. Dışarı çıkarmış.
--- Şimdi tam istediğim gibi bir vazo oldun diye,söylenmiş.Karşısına geçerek hayranlıkla eserini seyre dalmış.Neden sonra;
--- Ah!..diye iç geçirmiş. Eğer ben o çamur parçasını almasaydım. Üstünde bu kadar çalışmasaydım. Emek vermeseydim. Bu toprak parçası çamur olarak kalacaktı. Oysa onu yoğurdum. Şekil verdim. Fırında pişirdim.Üzerini süsledim. Sonra da böyle güzel bir vazo yaptım.Kim bilir bu güzel vazoyu kimler kullanacak? Hangi insanlar bundan soğuk sular İçecek? İçine çiçekler koyarak salonlarını süsleyecek? Kaç asır itinayla korunacak?
Usta;
---'Emeksiz yemek yok. Sanat altın bileziktir..'Diye boşuna dememişler!Demiş.
Yaşlı nine;
---- Ya işte böyle evlat, demiş. İşte bizim aldığımız bu vazo güzel bir ustanın eseri.
Torunun anlatılanlar çok hoşuna gitmiş. Kolay sanmış;
--- Ne var ki nine,demiş? Ben de yaparım..
--- Yok öyle... Ben de yaparım demekle bu iş olmaz torun. Bunu yapa bilmen için yıllarca çalışman, emek vermen lazım. Usta olmadan bu vazo olmaz. Herkes böyle tarihi bir vazoyu yapamaz.
Çocuk çok utanmış. Hata ettiğini anlamış.
---Özür dilerim, demiş. Sen anlatırken benim çok kolayıma geldi de ondan dedim.
Yaşlı nine gülmüş;
---Ustanın sırrı burada işte torunum... Herkes sanatkar olamaz. Sen de ne zaman sanatkar olursan o zaman bu vazoyu ve daha güzellerini yapa bilirsin. Ama önce ustalığı ve ustalığın sırlarını öğreneceksin.
---Öğrenirim demiş, çocuk. Çok çalışır öğrenirim.
--- Olur demiş, yaşlı nine... Öğrendiğin zaman harika eserler de yaparsın inşallah!
--- İnşallah... İnşallah diye iç geçirmiş çocuk. Bir taraftan da hayranlıkla güzel vazoyu seyrediyormuş. Meğer bir vazoda bile ne sırlar saklıymış da haberi yokmuş!...
Ya işte böyle çocuklar. Yaşlı nine ile torununun hikayesini dinlediniz.
Ustanın Sırrını öğrenmeden bu işler olmaz. Güzel ve değerli eserler yapmak için emek vereceksiniz ve ustalığın sırlarını öğrenerek işe başlayacaksınız.
Sonra gerisi gelir ve çok güzel eserler meydana çıkar. Gelelim sona;
Gökten üç elma düştü;
Biri benim
Biri yazanın
Biri de okuyanların..
Hepiniz Allah'a emanet olun. İyi birer usta olun!
Emi!..

14 Mart 2015 4-5 dakika 30 öyküsü var.
Yorumlar