Dar Gelirli Küçük Esnaf Hikayeleri -7-

Hizmette Sınır Yoktur



Daha önce de bahsettim ya aslan gibi bir küçük işletmeyiz, kendi yağımız ile kavrulmaya çalışan. Sabahın yedi buçuğun da açtık mı dükkânı müşteriler damlamaya başlar azar azar. O sırada çayımız ya olmuştur ya da olmak üzeredir. Teklif var ısrar yok hesabı bizi bilen tanıyan müşterilerimiz mutfağımıza girer ve çayını doldurur içer. Bu arada boş isek müşterilerimize şeker karıştırma hizmeti bile veririz. Halit ağabey almış çayını ''Çaylar ve şekerler firmadan abi tut kaşığını havada bardağını çevirelim alttan alttan sana yardım olsun, şekerlerde karışsın''




Eski çay ocağımız kapandığından dolayı şimdilerde bütün esnaf arkadaşlar kendi dükkânlarımızda demliyoruz çayları, hem böyle daha hesaplıda oluyor. Bizde ayakkabı ve malzemesi de bol olduğu için çoğu zaman ayakkabılarımızı da kendimiz boyarız. Bazen ayakkabı boyarken gören kıymetli müşterilerimiz varsa onlara da iki fırça atarız; gel abi fırçalayalım seni diye. Kızarlar ''Beni niye fırçalıyorsun oğlum ayakkabımı fırçala''derler. ''Getir ağabey ayakkabını ben fırçayı tutuyorum sen ayakkabını sağa sola oynat'' kah kah kih kih gülüşmeler. Öyle muhabbetler işte müşteriler ile aramızda...




Çoğu sabahları dükkânımızda üç beş tane gazete olur. Bu gazete sol gazete imiş, şu gazete sağ gazete imiş demeyiz hiç. Her düşünceye her inanç sistemine saygımız vardır. Kimseye o gözle bakmadık şu yıla kadar her müşteri veli nimettir bizler ve diğer esnaf arkadaşlar içinde. Mustafa abi sabah gelmiş elinde iki üç çift ayakkabı, diktirecek. Ama sırada var '' Otur ağabey sana bir çay vereyim ya da git mutfaktan kendin al '' gider çayını alır, gazetesini de veririz eline '' Abi çayını içerken gazeteni de oku, sen oku ağabey gazeteni bizim çırak da sayfalarını çevirsin.'' yine kakara kikiri gülüşmeler '' Oğlum Dursun bak Mustafa ağabeyine, çayını yudumlarken sayfaları çevirme hizmeti ver hadi oğlum''




Bizim buranın iş yerleri çok köhne çok iptidai yerler dolayısı ile her esnafın kendine ait tuvaleti ve lavabosu yok, birçoğu bizim binaya gelip el yüz yıkama ve tuvalet ihtiyacını bizim iş yerimizde giderir. Önemli değil bizim için onlar rahatlıyorlar biz de bonus kazanıyoruz. Bonus dediğime bakmayın tabi ki kredi kartı ödemesi ile tuvalete sokmuyoruz esnaf arkadaşları bizimkisi sevap bonusu sevap bonusu maddi değeri yok anlayacağınız. Duaları yeter dostların. Ayakkabı tamircisi Faik Ağabey gelir '' Üfff ! Bir de sıkışmıştım ki arkadaşlar tutmayın beni yandım Allah '' O ara da hemen espriler hava da uçuşur en serçelisinden '' Tuvalette yeni hizmetlerimiz başladı Faik ağabey, stereo müzik yayını ve enfes parfüm kokuları, kötü kokuları sizden uzak tutması için, ayrıca siz içeride olduğunuz müddetçe de dışarıdan öhö öhö öksürük sesi ve tık tık kapı tıklatması da olmayacaktır müessesemiz bunu da garanti etmektedir.''




Velhasıl işte böyle bizim hizmetlerimiz arkadaşlar. Hizmette sınır tanımıyoruz. Böyleyken böyle esnaf arkadaşlar arasında muhabbetlerimiz. Sağ olsun başımızdakiler de biz küçük esnafları hiç enflasyona ezdirmezler. İşçiyi, memuru, köylüyü ezdirmedikleri gibi...

10 Ocak 2013 3-4 dakika 637 öyküsü var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (2)
  • 11 yıl önce

    Bayrampaşa da kendime at iş yerim vardı.Ay başı gelince,dükkanın kirası,elektrik,su faturası ve işçi emekçinin maaşı derken cepte pazara gidecek para kalmıyordu.En son çareyi devretmekte buldum.Ahmet ağabeyim biz esnaflar Tansu Çillerin zamanın da para kazandık.Artık esnaflık can çekişiyor.

    Yine bal damlamış değerli kaleminden kutlarım...

  • 11 yıl önce

    😙😙😙Karşılıklı çay,kahve içmek bam başkaydı.Esnaf kardeşlerimizle,bazen evimizden getirdiğimiz,börek,poğaça,kekleri paylaşırdık,o tat ise bam başkaydı 😙

    Bu yazmış olduğun Esnaf hikayelerini okudukça geçmiş günlere gidiyorum.Tşk,ederim Ahmet Zeytinci👍👍👍