Değişmek
Bu gün anılarda tam onaltı yıl geriye gittim nedense.
İnsanların girmek için can attığı , yaklaşık onbir yıldır çalıştığım şirketten ayrılma arifesi günleri.
Yitirmemeye çalıştığım değerlerin uğraşılarından sonuçlar alamamışım , üstüne üstlük benim bu çabalarımı engelleyen , aynı zamanda şirketten ayrılmamı da istemeyen amirimin odasında masasının tam karşısında nasihatlar dinlemekteyim.
- 'Bu sözünü ettiğin , haksızlık ve adaletsizlik olarak gördüğün şeyler her yerde olan şeyler. Sen çok dürüst ve çalışkan bir insansın. Ama sizi burada sadece çalıştırmışlar . Hep çalıştırmışlar. İşinizde hep başarılı olmuşsunuz ama yöneticilik vasıflarınız gelişmemiş. Burada kal , bak sana söz veriyorum iki yıl sonra senin gurup şirketlerinden birine Muhasebe Müdürü olarak atanmanı sağlayacağım.'
-' Yöneticilik vasıfları mı ' diyorum. 'O vasıflardan kastınız sizin vasıflarınızsa ömrümün sonuna kadar almayayım. Diğer söylediğiniz şeye gelince , o sözünüzü dikkate alacağım. Durumun her yerde aynı olup olmadığını gözümle görmem lazım. Eğer aynıysa yapacağım şeyi biliyorum: Madem bir şeyleri değiştiremiyorum , kendimi değiştireceğim .'
- O zaman tazminatını alamazsın .
İki gün sonra kıdem tazminatı çekim ve diğer evraklarım hazırlanırken ben bu kez Genel Müdürün odasındaydım.
- Neden ayrılıyorsun ?
Sustum.
-'Biraz önce müdürün geldi . Tazminat konusunu söyledi. Ben ona dedim ki : Eğer ona tazmimat vermeyeceksek , kimseye vermememiz lazım.'
. ?' Arkadaşların da fazla mesai ücretlerini alamama ve yemek ücretlerinin azlığı ile ilgili sorunları var' dedim.
-'Şansını fazla zorlama' dedi , vedalaşırken.
İstiklal caddesinin Tünel ? e yakın bir bölümünden Gümüşsuyu tarafına transfer oldum.
Öğle yemeği aralarında İstiklal Caddesi'nde karşılaşıyorduk arkadaşlarla çoğu kez.
Fazla mesai ücretleri ödenmeye başlanmış , yemek ücretlerine zam gelmişti.
Ben mi? Dünyayı değiştiremedim yine galiba. Kendimi değiştirebildim mi , bakın onu da bilmiyorum.
Ama her şeye rağmen , değiştirebileceğim küçük şeyler olduğunu biliyorum.