Deli mi Ne

Deli mi Ne



Amel Defteri’nden

Bölüm 3

Mahalleli tanıyordu beni, unutmuyorum o gün çok iltifat almıştım: “Vay, bu ne şıklık filan…” diye. Hatta sonradan öğrendiğim kadarıyla bana ilgisi olan, karşı apartmandaki bir kızın defalarca önümden geçtiğine de tanıklık etmiştim. Ama onun farkında bile değildim. Perdelerim kapalıydı!..

(Yıllar sonra aklıma geldiğinde kendime şunu sormuştum: “Acaba o da benim gibi miydi?” Üzülmüştüm… Ama geçti her şey için.)

O günün akşamında öğrendim ki Kumburgaz’daki yazlıklarına gitmişler. Eve döndüm. İlginçtir, o günün gecesinde erkenden yattım ve hiç olmadığım kadar güzel bir uyku çektim. Uzun zaman sonra o Kumburgaz’da tatildeydi, ben Avcılar’da evdeydim. Tılsım bitmemişti ama bir şeyler gitmişti sanki. Yıllar geçti, bunu hâlâ anlamlandıramıyorum!.. Hiçbir fikrim yok neler olduğuna dair!.. Bilmiyorum neden öyle olduğunu.

O dönemler “mahalle maçı” hemen her sokakta yapılırdı. Haziran’ın ortalarıydı. Gün batımına yakın, akşamın serinliğinde boş bir arazide arkadaşlarla top oynuyorduk. Maç bitmiş, herkes evine dağılıyordu. Top oynadığımız yerle evin arası beş yüz metre bile yoktu. Kan ter içinde, leş gibi ter kokusuyla eve gidiyordum.

Aniden beyaz bir bisiklet durdu karşımda. Aman Allah’ım, oydu!..

Beyaz bluzu, beyaz şortu, uzun saçlarını toplamış (ki ona en çok yakışanı buydu) ve kırmızı Converse ayakkabılarıyla bana bakıyordu.

Adeta donmuş, lâl olmuştum. Ne kadar sürdü bu bakış, hiç bilmiyorum, hatırlamıyorum. Gitmek için hazırlandı. Ben ürkekçe sadece “Bir dakika…” diyebildim. Baktı, bir şey söylemedi. “Ben… ben…” diyebildim. O şaşkın ve anlamsızca “Evet…” dedi.

Ben daha da heyecanlanmıştım. Yani “Evet mi diyorsun?..” dedim.

İçimden konuştuklarıma, defalarca kendi kendime tekrar ettiklerime cevaben mi “Evet!..” diyordu sahiden?.. Ama düşlediğim, umut ettiğim gibi değildi bu “Evet!”

Bindi bisikletine, pedal çevirdikçe uzaklaşıyordu benden. Ardından heyecanla:

“Akşama sizin orada olacağım, aşağıya gelir misin?..” diye bağırabildim.

Beş on metre gittikten sonra durdu. Dönüp baktı. Günün batımı ortalığı kıpkızıl yapmıştı. Muhteşem görünüyordu o kızıllıklar içinde. Tebessüm edip gülümsedi, hiçbir şey söylemeden öylece gitti. Öylece bakakalmıştım ardından.

O an, yıllarca gözümün önünden gitmedi.

Hiçbir şey söylemeden her şeyi söylemişti aslında!.. Kaç defa ardından dönüp dönüp baktım, bilmiyorum.

Delirmiştim adeta. Yüreğim yerinden çıkacak gibiydi. İçim içime sığmıyordu.

Eve geldim. Evde anam, telaşlı hâlime anlam verememişti:

“İyi misin sen?..”

“Hiç olmadığım kadar, ana!..” demiş, sarılıp yanaklarından şapır şupur öpmüştüm.

“Deli mi ne?..” dediğini anımsıyorum.

Devamı gelecek..

05 Eylül 2025 2-3 dakika 38 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar