Eller

Bir gün Kızılay'da yürürken ,yolun karşısına geçmeye çalışan yaşlı bir bayan gördüm.Anacığım geldi gözümün önüne.Adeta koşarak yardıma gittim. Birlikte geçelim teyze diyerek elini tuttum. Aynı anda gayriihtiyari elimi geri çektim.Kadıncağızın eli çalı gibi sertti.Yüzüme baktı,hatamı anlayıp özür diledim ve tekrar sıkıca tuttum elini karşıya geçtik.Teşekkür edip dualarla ayrıldı kadıncağız.
Bu küçük olay o gün yıllar önceye taşıdı beni birden;
Henüz on beş yaşında,aklı havada bir gencim o sıralar.Kasabamızın güzel bir mahallesine yeni yapılan evimize taşınmış,genelde asker aileleri ile iç içe yaşıyorduk.O yaz yale marka bisikletimle dolaşırken ,Askeri Gazinonun karşısındaki evde çok güzel bir kız gözüme ilişti.Hemen geri dönüp aynı
caddeden bir daha geçtim.İşte oradaydı.Kalbim boğazımda çarpıyordu sanki.Gözümü alamıyordum bu güzel yüzden.O da bana baktı,ümitlendim.Ertesi günü iple çektiğimi bu gün gibi hatırlıyorum.
Geçliğin yazılmamış kuralları vardı adeta o zamanlar.Kahvaltılar yapıldıktan sonra mahallenin gençleri bir yerde toplanır,birlikte göle gidilir,şamatayla yüzülüp,güneş banyosu yapıldıktan sonra evlere
dağılınır yemekler yenir,serinlik basınca da bisikletlere yine hep birlikte binilirdi.Akşam ise ya açık sinemaya gidilir yada toplu halde mahallede oyunlar genelde top oyunları oynanırdı.O gün bana bisiklet
saati ne zor geldi bir bilseniz.Nihayet bisikletime atladım;ha bisikletim dediğime bakmayın:O ağabeyimindi bir zamanlar.Ben boyum yetişmediği için ayaklarımı aradan geçirerek başlamıştım binmeye
ama şimdi boyum da uzamış bisiklette de ustalaşmıştım artık.
Kalbim çarparak aynı caddeye daldım.Evin önünde yavaşladım.Evet yine camdaydı güzel yüz.Arkadan dolaşıp yine geçtim,bana bakıyordu,hatta gülümsedi sanki.O heyecanı asla unutamam.
Aradan günler geçti.Aynı heyecanla ,aynı saatlerde ben hep evin önündeydim,o da camda.Artık bisikletimle türlü cambazlıklar yapıyor,adeta ona mini şovlar sunuyordum.Derken bir gün onu kapı önünde gördüm.Gülümseyerek beni seyrediyordu. Allah'ım ne kadar mutluydum.Günler böyle gelip geçiyordu.Gece uykuya dalmadan önce,ertesi günü adını bilmediğim sevgilime,bisikletimle yapacağım gösterileri tasarlıyor,onunla karşılaşma,konuşma provaları yapıyordum.Bir gece sinemaya gitmeye karar verildi.ben gecikmiştim biraz.Filim başlamış ışıklar söndürülmüştü.Yavaşça göle doğru yaklaşıp parmaklıklara yaslandım ve filmi ayakta seyretmeye başladım.Derken kapıdan giren biri
beni çekti adeta.Bakışlarımı o yöne çevirince donup kaldım.Oydu gelen.Kalbim çarparak loş ışıkta güzel yüzünü görmeye çalıştım.Nasıl baktım,bakıştık bilmiyorum.Yavaşça yanıma süzüldü,o da parmaklıklara yaslandı,birbirimizi seyrediyorduk heyecanla.Usulca elini uzattı,hiç beklemediğim bir anda elimi tuttu.Aniden elimi çektiğimi hatırlıyorum.Bu güzelliğin elleri çalı gibi sertti adeta .Ben anacığımın yumuşacık dokunuşunu mu aradım yoksa bir refleks miydi bilemiyorum.Büyü bozulmuştu sanki.Geldiği gibi sessizce uzaklaştı yanımdan,kayıp gitti.Gitme diyemedim,kalakaldım orada.
Ertesi gün aynı yerden geçemedim. Mahcup olmuş ne yapacağımı bilemiyordum.
çocukluk işte.O yıl Liseye gittim.İlde okuyordum.Yaz tatili geldiğinde heyecanla bisikletime atlayıp aynı caddeye çıktım.Evde yabancı bir aile vardı.Ne kadar üzüldüğümü anlatamam.
Yıllar yılları izledi ama bir ön yargı ya da bir refleksle kaybettiğim,o adını bile bilmediğim"ilk aşkıma" yaptığım haksızlık hep beni rahatsız etti.Çocukluk aşkımın o üzgün güzel yüzü ,yıllarca kalbimi kanattı sinsi sinsi inanın.

11 Nisan 2012 3-4 dakika 12 öyküsü var.
Yorumlar (1)
  • 7 yıl önce

    Ön yargıdan ziyade alışılmış duygunun dışında bir şey tatmaya tepki olmuş sanki davranış bir de çocuk yaşları düşünürsek yine de üzücü tabi yaşanmaması daha iyiydi

    Günün öyküsünü kutlarızud83eudd20