Ey Gidi Memleket

Günaydın,yağmur ülkesinin sakinleri,
Sizleri rahatsız ederek başlamak istiyorum anılara,belki bir yerde takılırsınız hayallere,bir yerde kendinizi bulursunuz diye !
Hoş geldiniz,sefalar getirdiniz..
Takvimleri severdim küçüklükten beri,hep bayramları beklerdim,tatilleri.tembelmiydim ki aslında bu tembellik değil de,memleketi özlemek vuslat,yada siz ne düşünürseniz düşünün.
Rahmetli erkan ocaklı'nın mısırı kuruttunmi ambarda duruttunmi parçasını yarım yamalak söylerken yolda ilerlerdik beyaz bindokuzyüzdoksan model toros taksimiz ile.İstanbul'dan vazgeçermişsine yola koyulur,bütün güzel günleri hayale sığdırırdım.
şehirleri birer birer geçerdik işte,izmitte pişmaniye,tosya'da pirinç,vakfıkebirde ekmeği alır memlekete adetten gibi birşeyler getirirdik.ne de olsa şehirliydik! yollar biterdi,hasret biterdi,hoşgeldin,beşgeldin tanıtımlarını yaptıktan sonra izinden beş günü yer,evde oyuncaklarımla oynamaktan başka,dedemin masallarını dinlerdim.ilk zamanlar memleket hasreti vardı,sonra o beş gün sıkıcı olurdu eski şarvole ellialtının içerisinde şöför abi olur,akşamları bazen içinde uyuya kalırdım.kuzenlerim gelirdi,santralda dereye gider,balık tutardık.denize gider,haşlanmış tavuk gibi yanar geceleri ağlardık.şehirliydik !dedem ile mele onaya giter atmaca çergesinde oturur,atmacanın çergeye girmesini beklerdik,hayıflanır bir günü orta bitirirdik,luncağeyi ile mısır ekmeğin kokusunda dünya'yı başka sever,yoğurt ile peynir tavalanmışının lezzetini anlatamazdık.neyse,bir gün rus pazarında dikkatimi çeken birşeyler vardı,herkes birşeyler satıyordu,alıyordu..ben mavi renkli arabaya göz dikmiştim,resmen otomobilim olacaktı işte,az büz harçlığım vardı,teyzemler,amcamlar doluşturmuştu paraları,annemin yüzüne bir masumca baktım,oralı bile olmadı.ben o vakitlerde tek çocuk olmanın haklı gururunu yaşarken bir dediğim,iki olmuyor gibi birşeydi,köye çıktık.dedemin kanına girip o arabayı aldırmam gerekiyordu.telefonu dedem kapattığında artık benimde otomobilim vardı ve ben sekiz yaşındaydım,gururluydum.hayalim kavaktan,çarşı'ya inmekti,babamın arabasını geçip,köprüde sağa sinyal vermeliydim.birgün bunu başaracaktım,bu arada rus pazarından ikinci dedemin operasyonuyla bir bisiklet sahibide olmuştum.bisikletimin sadece ön freni olmasından dolayı arada elimi kafamı patlatsamda onun lükslüğüne alışmıştım.kavakta biraz gezince tabi,babamın akşamki yollarda gezme sınırlamaları ile artık yeni parkur bulmam gerekirdi,bizim tarlamızda dedemin yıllar önce radyo'yu çalıştırmak için yaptığı elektrik üreten rüzgar paneli vardı.buradan aşağıya doğru ince patıkadan engelleri yaparak bisikletimle mısırlara,lahanalara daldığım oluyordu.zevkliydi,rahmetli halamın o zeytinli pogaçaları,taze meyvelerin lekeleri hala tam unutmayacaklar listesinde başk köşede.vel hasıl bir çocukluk değildi,istanbul'dan,Arhavi'ye uzanan on beş günlük hayal dünyasının kahramanı olmalıydım.her gün doritos panço,ülker kremalı biskuvi,puding ve su bizim atom maddelerimiz olurdu.hırsız,polisten,mahalle maçlarına varan o serüveni birkaç senede başımın belası abici deyimleriyle inleten hasan klonlandı.ne çarşıya,ne bisiklete,ne oyuncaklarıma onu ortak edecektim,kıskanmıştım.sevmemiştim,o kimdi ! sonra baktım saçları konkola,küçük birşey baktım sadece bana gülüyor,o kardeşimin olduğunu farkına varıyordum.onunla büyüdüğümüzde ne hayallerim vardı.ben çocuktum yedi cüceler ve pamuk prenses,tusubasa,şirinler ile x,men ile vakit dağıldı,takvimleri severdim,memleketimi sevdiğim gibi.sözü uzatmayalım kısacası bizler büyüdük,hatıralar büyüdü,memleket büyüdü,ama hiçbirşey eskisi gibi olmadı !

Küçük bir şehrin basamaklarında,büyük şehrin azizliğini yaşamak kalıyordu geriye !
Luncağeyi ile mısır ekmeğin sevdasını anlatmak gibi imkansızdı,çocukluk..
Ve ben hala özlediğim o mısır ekmeğinin,lahananın,denizin,derenin tadını alamadım,dünya fatih sultan mehmet'e kalmadı da,bana mı kalacak !

Kalmaz efendim,kalmaz..

Her anınızın mısır ekmeği ve lu ncağeyi gibi olması dileğiyle..

Sevgiyle,aşkla,çocukça kalın..

07 Temmuz 2012 3-4 dakika 9 öyküsü var.
Yorumlar (1)
  • 11 yıl önce

    Kaleminize ve yüreğinize sağlık... Buram buram memleketim kokuyor yazılarınız. Ve hasret giderdim mısırıyla, ekmeğiyle....saygı ve sevgiyle kalın..