Feleğin Sillesi

inanın kalem elimde titriyorum o anımı sizlere nasıl yazacağım yazmayıda beceremiyorum
değerli okurlar sizlerin hoş görüşünüze sığınarak yazıyorum hatalarımı hoş görün
dokuz kardeşdik üç ablam evliydi beş kardeş ana baba köy yerinde zorda olsa
çok huzurlu neşeli yaşantımız vardı maddi durumumuzda çok iyiydi son bahardı
anam ateşlenir öksürerdi arkasına şal bağlardı arkam üşür ağrıyor derdi bir gün

öksürünce ağzından kan geldi babam doktura götürdü doktor bilmiş hastalığını sadece
hastalık kimseye bulaşmasın diye bir koruyucu hap vermiş iyi beslensin demiş
o kış kimi zaman yatarak kimi zaman oraya buraya sökenerek belki soğuk almışım
belkide krip olmuşum diyerek sağ sökek bahar oldu yayla zamanı geldi yaylaya çıktık
canım anam
o can haliyle çocuklarının rızgısını düşündü yatağa bile yatmadı
öksüre öksüre arkası şalla sarıklı ineğini sağdı koynunu sağdı peynirini yağını yaptı

bir gece legenlerle kan kustu şehir gibi deyilki köy yeri araba yok hemen ulaşılacak
bir hastahane yok iki güne anca toktora vardık doktor dedi ak ciğer biymiş
yayla yaylada köy köyde kaldıkmı perişan anam yatağa düştü evin büyüyü ben on üç yaşında
anama bakıyorum yaylamız el umuduna kaldı dana ineyi emdi kuzu koyunu emdi yağ peynirde
yapamadık anam yirmi gün yatakta yattı yaz günü herkes tarlada baktım anama birşeyler oluyor

çığlık çığlığa dışarı koştum konu komşu toplandı annen öldü dediler anamamı ağlayım beş yetimemi
halımız oldumu daha perişan millet ölmeği görsün öyle çabucak gömdülerki toprağa o yaz
dışarda yağmur yağınca kardeşlerim feryat edip ağlaşardılar mezarda anamız ıslandı diye
o yaz ben elerimi kaldırıp dua ediyordum allahım yağmur yağmasın diye inanırmısınız o yaz
köylü kuban kesip yağmur duasına çıktılao yaz çok kurak geçti yağmur düşmedi


bundan sonrasını ne siz sorun ne ben yazayım

05 Ekim 2010 1-2 dakika 17 öyküsü var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (9)
  • 13 yıl önce

    İçini,yüreğini öyle temiz duygularla anlattın ki...Feleğin sillesini yemeyen yok ama bütün bunlara rağmen ayakta kalmak ve hayatla mücadele etmek gerek...Size,sağlık ve metanet diliyorum...Selamlar gönderiyorum..

  • 13 yıl önce

    en has ve doğal haliyle bir öykü olmuş...tebrikler...

  • 13 yıl önce

    Besti hanım tabiki hayatını hep yazamazdın buraya ama çocukluk veya gençlikte yaşadığını bu bir kaç satır o kadar iyi anlatıyor ki okurken çok duygulandım ve gözlerimden yaş geldi çünkü bende köylüyüm o yıllarda köyde yaşamanın ne olduğunu çok iyi bilirim,bundan sonraki hayatında mutluluklar dileklerimle,yazan ellerin dert görmesin.😭

  • 13 yıl önce

    Allah yolunuz açık etsin .

  • 13 yıl önce

    Yüreğine sağlık Behti Koç hanım, yüreğine. Sendeki bütün yücelikleri, cesareti, taşıyan o güzel yürek pek çok insanımızda hiç ama, hiç yok kardeşim. 30 ciltlik Türkiye derleme sözlüğünü okumuştum. Senin yazı dilinde, orada geçen yöre lehçelerinin, tabiiliğin ve doğallığın bütün özellikleri var ve ben o tatları aldım, senin hayat hikayende, inandığın ve alışık olduğn biçimde ki yazışından.

    Sizin hikayenizin benzeri binlercesi, bu gün bile yaşanıyor, güzel yurdumun doğusunda, güneyinde, kuzeyinde, birçok yöresinde. Sizin gibi dile getirmiyor, anlatmıyorlar, anlamsız bir korku ve miskinliğin pençesinde "Kaderimizdir, ne yapalım çekeceğiz !.." deyip susuyorlar.

    Oysa hiç birşey kader değildir. Allah insana akıl vermiş, "Diren de, her güçlüğü yenmeğe çalış.. ben sana o zaman yadım ederim" demiş. Bunu herkes düşünüp bilmeli artık.

    O kadar zor şartların içinden, bu güne ulaşmanız, okutulmadığınız halde, bu kadar mükemmel düşüncelerle bunları yazmanız, sizi çok özel bir kadın kılmaktadır. Siz mükemmel örnek bir Türk kadınısınız. Bırakınız başkalarını, siz kendinizle övünüp gurur duyunuz.

    Taktir ve tebriklerimle kutluyorum sizi Besti hanım. Kemal Polat