Gakka

İki yaşındaki küçük kız , dışardan gelen o seslerin ne olduğunu sordu daha önce hiç görmediği o adamların neden geldiklerini merak ederek.
İnekleri satıyordu babası inekleri almak için gelmişlerdi o adamlar. Bir iki aya kadar doğacak olan kardeşini düşünerek anne kardeşim doğduğu zaman ne içecek inekler giderse dedi büyümüşte küçülmüş koca yürekli küçük kız gözünden akan iki damla yaşa aldırmadan .Kendisini değil doğacak kardeşini düşünüyordu .Annesi diyecek tek kelime bulamadı kelimeler boğazına düğümlendi yavrusuna sarılarak ağladı o günler yokluk günlerinin daha en başıydı daha hiç bi şey yaşamamışlar bu günlere de şükredecekleri günler onları bekliyordu. Aradan iki ay geçmiş tatlı mı tatlı sevimli bir erkek çocuğu doğmuştu anne komşudan süt alıyor küçük kız kendisi içmiyor kardeşinin süt içişini izliyor onunla mutlu oluyordu. Erkek çocuk bir kaç aylık olmuş artık sevdiği yiyecekleri ayırt edebiliyordu.
Genelde evde yiyecek bişey olmuyordu .
Sorumsuz ,bencil açgözlü baba çalışmayı hiç düşünmüyor çocukların aç kalmasını umursamıyordu bile hatta komşudan gelen yiyecekleri çocuklarının önünden silip süpürecek kadar aç gözlü ve bencil biriydi.
Bir gün komşu nine eline iki yumurta alıp gelmiş çocuklara yedir diye anneye uzatırken çocuk çiğ yumurtaları yemek isteyecek kadar sevinmişti.
Anne yumurtayı pişirdi çocuklara yedirdi ertesi gün erkek çocuğu yine yumurta yemek istiyor komşu ninenin evini işaret ediyor gidelim tekrar alalım diyordu .
Anne sıkılarak utanarak komşuya gitti bi türlü isteyemedi çocuk gakka dedi nineyi görünce üç yumurta daha verdi nine çocuk sevinçten havalara uçuyordu .
O günde yediler iki tanesini hemen diğerini akşam yine sabah olmuş küçük çocuk annesine hep o yönü gösteriyor gidelim diyordu .Anne evin önünde dolaşıyor çocuğa unutturmaya çalışıyor ama çocuk bi türlü vazgeçmiyordu çocuğu o biçimde uyutmayı başaramamıştı anne fakat uyanınca yine aynı yönü işaret ederek gidip gakga alalım diyordu .
Oğlunu susturamayan anne çaresiz komşu eve gitti evin önüne vardıklarında hiçkimse yoktu evde kümesin kapısı yarım açık kapının arasından taze yumurtalar görünüyordu.
Yumurtaları gören çocuk sevinçle gakga diye bağırdı alalım diyordu kimse yoktu evde izinsiz nasıl alırdı anne daha bir gün önce istemişti komsu gelse de tekrar istemeye yüzü nasıl tutsun. İşin zor yanı küçük oğluna bunu nasıl anlatacaktı çocuk anlar mı karnının doyduğunu bilir.
Anne yavrusunu bağrına bastı ağlayan çocuğu avutmaya çalışıyor çocuk susmuyor gakka alalım diye anneyi o yöne götürüyordu. Yumurtalar çok yakın olduğu halde uzanıp alamadı anne üstelik görende olmazdı ev ıssız kimse yoktu !
Yumurtaya dokunmadan döndü anne aç kalan çocuklarını kuru ekmek su ve yerden topladığı otları pişirerek doyurdu .
Ertesi gün aynı şey yine tekrarlandı . Bi gün yine dayanamayan anne gidip iki yumurta daha istedi komşu nine birazda suratını ekşiterek verdi bu defa anne yerin dibine geçti uzatılan yumurtayı alırken .Eve gelince odun ateşinde pişirdi sofrayı serdi oğlunu oturtturdu tam yedirecekken baba geldi sofraya oturdu kendinden başkasını düşünmeyen bencil sözde baba kocaman bir ekmekle tavadaki yumurtanın tamamını bir seferde ekmeğine aldı bir lokmada yuttu çocuklar daha bir lokma dahi alamadan çocuklar bomboş kalan tavaya bakakaldı küçük çocuk ağlıyor baba sustur şunu diye bağırıyor sağa sola naralar atıyor büyüklüğünü korku salarak göstermeye çalışıyordu . Bir kaç gün daha küçük çocuk istedikçe anne yine istemeye gidemedi bir kaç günde gakkayı anca unutturmuştu anne küçük çocuk laftan anlamıyordu istediği zaman anne yok diyordu yok neydi bilmeyen çocuk istemeye devam ediyordu .
Biraz büyüyünce oda ögrenecekti yokluğun ne olduğunu ama acıyla ondan büyük olan üç yaşına gelmiş ablası hiç bişey istemiyor eve gelen yiyeceği de kardeşine yedirecek kadar büyük ve olgundu küçük yüreği o günler geçti ama deldi de geçti geriye babanın bencilliği küçük kızın o küçücük yaşta gösterdiği büyük yüreği kaldı !
Kimse bilmez bir başkasın ne çektiğini ...
Bir anne ve çocuklarının yoklukla acıyla ve bencil insanlarla imtahanıydı bu anne orada iradesini zorlayarak sabrederek çocuklarına izinsiz bi şey alınmayacağını ,çalmanın aç kalmaktan kötü olduğunu öğretiyordu çocuklarda büyük yürekleri ile bu sınavdan başarı ile geçiyorlardı .
İlerki yıllarda kendisinde olmasa dahi sınıf arkadaşının yere düşen parasını kalemini veriyorlar azla yetiniyor kendisinde olaya özenmiyorlardı .
Annenin belkide en büyük zenginligi gurur duyabileceği erdemli çocuklara sahip olmasıydı .

26 Ekim 2017 4-5 dakika 15 öyküsü var.
Yorumlar (1)
  • 6 yıl önce

    Elbette ki fakirlik hırsızlık için bahane olamaz Şenay hanım

    anlamlı öyküyü kutlarımud83eudd20