Gazete İşi

Geçen hafta Sait abinin gatezesinde  işe başladım.  Nasıl bir heyecan, uzun zamandır tuşlarına basmadığım daktilomu bulunduğu o paçavra yerden çıkartma vakti gelmişti diye düşündüm. Mürekkep ve yağ kokusunu içime çekmeyeli de epey oldu diyerek iç geçirdim. Akşam vakti tam teşkilat hastane bahçesinde yerimi almıştım bile. Bu yazarların kendine göre meziyetleri var  diyen başka bir meslektaşımı hatırlıyorum. Kimisi pipo içmeden yazamaz, kimisi kenefde yazar,kimileri günü birlik aşık olur öyle yazar, kimisi şehri yüksek gören bir yerde icra eder yazma işini. Duyunca da gülmüştüm üstelik. Meziyeti kabahatmış meğer. Versenize ordan bir kahve, şeridi daktiloya düzgün yerleştireceksin. Kuru kalan yerde harfler sönük çıkarsa  yazma isteğin kaçar. Sonra kallavi bir başlık, bazen önce yazıp sonra başlık uydurmak icap eder. Zaten yazı dediğin birbiri ardına dizili vagon gibidir. Her cümle bir önceki cümleyi açıklar nitelikte olmalı ki sonradan beğenmezsen, lakin, bazen gibi uzatma cümleleri kurmayasın. Sonra okuyucu sıkılır da menem bir illetmiş gibi bahseder senden. Bu televizyonlarda '' ı e a ''  gibi cümlelerr kuran spikerin konuşmasına benzer. Başladım yazmaya, ilk paragraf ikinci paragraf derken daktiloyla yazı yazma işini ilk kez gören kalabalığı bir piyanist edasıyla selamlıyorum. Hafifçe başımı iki yana sallıyor, bulunduğum yerden doğruluyorum. Yirmi birince yüzyılda beni kendilerinden daha da hastaymış  gibi gördükleri aşikăr. Acı verici gribal bir üst solunum rahatsızlığından dolayı bu bahçede oturuyor olsaydım benimle gurur da duymazlardı. Gerçi şimdi de pek gurur duydukları söylenemez ben böyle düşünüyorum. Kağıtların kavgalarını dinleyip de savaşmayanlar bilemez bunları. Ambulans sesleri tıkırtılara karışarak suskunluğumu perçinliyor. Velhasıl bizim işler böyle işte.

04 Şubat 2020 1-2 dakika 3 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 4 yıl önce

    Yazmak ister gazetede ister dergide isterseniz keyfinizce olsun yetenek birikim ve tecrübe ve dahi bilgi ister kutlarım Erdal bey