Geldin gidiyorsun be ramazan...
merhaba!
bir degisiklik olsun diye kullandim..."selam"i zaten bu sanal ortamda yeterince yaziyor/okuyoruz.
eskiden en azindan "selamin aleyküm" derlerdi, allahin selami üzerine olsun anlaminda...
ya simdikinin ne anlami var? "karsimdaki anliyor ya, o yeter!" cevabini duyabiliyor gibiyim.
"merhaba" zaten hic kullanilmaz hale geldi...neyse
zamani biraz daha kisaltiyor, yeni kullanma sekillerini yaziyorum: slm, mrb
bilinenden cok uzakta cok farkli, mümkün oldugunca az harf kullanilmis, sesli harfler hic yok...
...sanki tabakhaneye biseyler yetistireceklermis gibi.
yil 2007 ve bunlar yasaniyorsa, türkcenin halini, 10 yil bile degil, 5 yil sonra düsünün siz...ne kadar aci dimi?
dün ramazan ayini anarak kapattim defterimi, bugünde ondan bahsedelim...
memlekette olmayi cok isterdim, vatanimda olmayi...hic bir sene bu ayi türkiyede gecirmedim!
sadece anlatilanlardan, yazilanlardan, gösterilenlerden biliyorum nasil gectigini...
millet isten cikar, firinlarin önünde metrelerce sira olusturulur ve sicak pideler beklenir...
kasabalarda bununla kalmayip evden yumurta bile götürülür ki gözlerinin önünde ekmegin üstüne sürsünler diye...
sonra ekmegi kapan kosarak eve varir, vakit daralmistir cünkü...
sofralar kurulu vaziyette bütün aile topun patlamasini/ezan-i muhammedin okunmasini bekler heyecanla...
her gün ayri bir heyecandir büyük bir ihtimalle...
ben viyanadayim, bizim buralar anlattigimin coook ötesinde...
firina gidersin, iftar vakti hala sicak pideler cikmamis olur...
hadi diyelimki ekmek var, soguktur, kalinligi serce parmagimi bile gecmez.
eve varirsin sofralar kuruludur ama bütün aileyi herzaman birarada bulamazsin.
duvarda imsakiye asilidir, her 5 dakikaya "acaba vakit geldimi?" diye kalkip bakarsin.
camiden müezzinin okuyacagi ezani sen vitrindeki 35 euroluk saatin okumasini beklersin...
kendine yan sanayi bir ramazan ortami yaratmak icin hangi kanalda vaaz veren bi hoca varsa orayi acik birakirsin.
gurbette olmak zor, yasamak cok zor...hic bunlari düsündünüzmü?