Görünenle Yetinirsen Sadece Tırtılı Bilirsin

Büyük buluşma bugün nihayet gerçekleşiyor. Liseden beri en yakın dostum Nurgül'ü uzun yıllar arayıp bundan üç ay önce bulduğum, sevgilim Cem ile tanıştıracağım. Kendimi görücüye çıkan kızlar gibi heyecanlı hissediyorum. Sonuç olarak ikisi de hayatımdaki önemli iki insan. Cem'in evine vardığımızda içeri girmeden önce Nurgül talimatlarını dile getirmeden edemedi. Huyudur huysuzluk...
'Bana bak kızım tanışmak için geldim. Sakın üç beş saat içeride kalayım deme oyarım seni.'
'Yok, canım birer kahve içer kalkarız.'
'Yanımda öpüşüp koklaşmakta yok, olan var olmayan var.'
'Yuh diyorum sana Nurgül! Oradan bakıldığında teşhir fantezisi olan bir tip gibi mi görünüyorum?'
Kapının zilini çalmasam Nurgül daha konuşurdu ama bunca yıllık arkadaşımı susturmanın yolunu öğrenmiştim artık. Cem kapıyı günü aydınlatan gülümsemesiyle açtı.
'Hoş geldiniz ben de gelmeyeceğinizi düşünmeye başlamıştım.'
'Nurgül bir şeyler almak için oyaladı beni. Eğer bana kalsaydı bir saat önce burada olurdum. Bu sırada sizi tanıştırayım. Cem, bu her yere geç kalmama sebep olan arkadaşım Nurgül. Nurgül, bu da ne kadar geç kalırsam kalayım surat asmayan sevgilim Cem.'
Nurgül'ün yüzüne baktığımda şok olmuş ifadesine hiçbir anlam verememiş olsam da, bunun üzerinde çok fazla kafa yormadığım da bir gerçekti. Salona geçip rahat koltuklara bıraktık kendimizi. Cem düşünceli davranıp yanıma değil karşımıza oturmayı tercih etmişti. Oldukça keyifli geçen iki saatin sonunda Nurgül'ün gizli gizli beni tepmesi sonucu kalkmaya karar verdik. Kapıda bizi uğurlayan Cem:
'Her zaman beklerim Nurgül arkadaşlığından çok keyif aldım' deyip yanaklarına dostane öpücük kondurdu.
'Ne yalan söyleyeyim sohbetinden ben de çok keyif aldım.'
Cem bana dönüp aynı dostane öpücükleri kondurduğunda hayal kırıklığına uğrasam da belli etmemeye çalıştım. Nurgül'e belli etmeden kulağıma eğilip:
'Seni seviyorum, aklımdasın' diyerek boynuma dudaklarının ucunu değdirdiğinde Nurgül'ü kapı dışarı edip kollarına atılmak istedim. Ama beni bekleyen arkadaşımla arabaya doğru yol almaktan başka bir şey yapamadım. Eve doğru yol alırken Nurgül'ün haddinden fazla sessiz olduğunu fark ettim.
'Ne düşünüyorsun?'
'Hiç.'
'Zor olsa gerek.'
'Ne?'
'Hiçi düşünmek.'
'Selma ne düşündüğümü az çok tahmin ediyorsundur diye düşünüyorum. Elbette Cem'i.'
'Bana bak Cem benim! Önce ben buldum onu.'
'Oha!'
'Neyini düşünüyorsun? Ne kadar hoş sohbet, ne kadar anlayışlı, ne kadar muhteşem bir varlık olduğunu mu?'
'Evet, ayrıca çok çirkin.'
O an Nurgül suratıma bir tokat atsa daha az şaşırırdım.
'Çirkin mi?'
'Allah'ım aşkın gözü kördür dedikleri böyle bir şey herhalde.'
'Nesi çirkin yahu?'
'Evet çirkin. Onu öptüğün zaman yakışıklı bir prense dönüşmeyeceğini biliyorsun değil mi?'
'Onun hiçbir şeye dönüşmesini istemiyorum ki. Ben onu böyle seviyorum.'
'Gözleri pörtlek.'
'Sen o gözlerin içindeki sevgi ve tutkuyu görebilseydin kendi gözlerinin de pörtlemesini isterdin.'
'Ağzı çok büyük.'
'Sen o ağızdan çıkan sözleri duysaydın o ağız için ölürdün.'
'Elleri çok kaba.'
'Kaba ellerinde şefkatli dokunuşları her hissettiğimde uçuyor gibi oluyorum.'
'Boyu çok uzun.'
'Götü yere yakın olandan korkacaksın diyen sensin ayrıca uzuvlarında orantılı büyüme söz konusu.'
'Ne dersem diyeyim bir bahane bulacaksın değil mi?'
'Bahane değil ki bunlar benim gerçeklerim. Gönül sevince göz güzel görüyormuş gerçekten Nurgül. Ben bu adamın her bir yerinde farklı güzellikler buluyorum. Eğer onu benim gönül gözümle görebilseydin ne demek istediğimi anlardın. Tek umudum senin de bir gün pörtlek gözlü, ağzı büyük, elleri kaba bir adam bulup onu Gerard Butler gibi görebilmen. Ben onun kabuğunu değil o kabuğun içindeki adamı seviyorum. Beni sevme şeklini seviyorum. Düşün ki çok yakışıklı bir erkek var hayatımda ama kendimi özel hissettirmiyor, bana değer vermiyor. Böyle biriyle birlikteliğimi devam ettirmemi ister misin?
'Selma'
'Efendim.'
'Cem'i üzersen ağzına sıçarım.'

26 Ağustos 2016 4-5 dakika 37 öyküsü var.
Yorumlar (2)