Hayata Düş

Karanlığın özgürlüğünü aydınlatmak kolay iş değil. Karanlığın dostluğu da, düşmanlığı da, aydınlığın riyakârlığından daha iyi geliyor. Güneş sök tümü şafaktan, yeni gün telaşlandığında, okumuş, mürekkep yalamış, ikiyüzlü, onurunu nadasa çıkarmış, baylarla, bayanlarla yüzleşmek kaçınılmaz.
Karanlık öylemi, herkes kendi yalnızlığıyla baş başa. Her hayat hikâyesiyle, sonsuzluğa uzanmakta.
Bazı hayatlar gizemiyle, sırlarıyla alıp başını gitmekte. Hep sorgulamışımdır, Kerem-Şirin aşkın. Şirin Ermeni olmasaydı kavuşurumuydu Kereme. Yoksa kavuştular da, yazanın benciliğine, dar beynine mi kurban edildiler. Yazanın gücü Aşka herif..
Sonra;
Ve Gökkuşağını gördü, onda kehanet aradı, Ormana baktı hayvanlar birbirini avlıyor, ölümü gördü, doğa acımasız. Ve Tanrıyı yarattı. Her gün günlük güneşlik olsaydı, kuraklık kaçınılmaz olurdu, ürperdi!
Düşündü Kamil kardeşini sopayla öldürmüştü, Kanunin oğlunu öldürdüğü gibi, Romalılar askeri strajidiler, ateşli silahlarla savaşlar sürdürmekteydi. Milyonlarca insan öldürülmüştü. Orman aklına düştü, hayvanların bir birlerini avlayışı aklına geldi. Hangisi daha adaletliydi.
Poker oyuncusu elindeki kâğıtları değerinden fazla gösterir, hayatta böyle mi? Değer verdikçe değersizleşiyorsun,,böylemi olmalıydı.
Uygarlık, dinlerle el ele yürürken beraberinde ölüm, sefalet perişanlık getiriyordu. Düşünmese miydi acaba. Özgürlük içi dövüşenler şimdi yoklar, özgürlük uğruna ölenleri anlayamadı. Bir başkasının özgürlüğü uğruna ölmek ne demek!
Tanrıyı yaratan insan kendi yarattığından soyluluk unvanı alıyor, karakteri kutsal kitaplarda anlatıyordu. Tanrı tüm başlangıçları tüm sonlandırmaların elebaşıydı sanki. Yaşlılıkların yüklediği hastalıklara kutsal kitaplar karışmıyor. Düşlerine baktı, yaşlanıyordu,40 ı devirmek üzere, düşleri her gecen yıl onu ölüme yaklaştırmaktaydı.
Kirpikleri Gözlerine düştü,karanlık hoş geldin..

GÖRDÜ;

GÖK MAVİ..
Gök gürültüsü, deniz kıyılarındaki düzenli gelgitler, birbirinden diğerine yavaşça geçiveren mevsimler, kuşların göç edişi, kış uykusuna yatan hayvanlar. Katran gece, puştun tilkiye yatışına mı yataklık edersin...
Ölüme şükret, hayatı gözlerini kapalı düşle ki ölümü sevmeye alışsın bedenin. Akasya kokan geceleri düşleme artık, türkün yanık söylenir oldu. Sen yüreğinle yarış, tedirgin, ukala, tepeden yaşamlardan sana ne.. Çocukluktan sıkılıp büyümeye acelenin bedelini öde, öde de gör.
Kalbinin arzuladıklarını cesaretini dök, ayın etrafında gezegen aramaktan sıyrıl..Bana anlattığın hikâyelerin doğru olup olmadığı beni ilgilendirmiyor, sen hikâyene sarıl. Son düşü, düşüncesinde onunla vedalaştı..

01 Şubat 2013 2-3 dakika 18 öyküsü var.
Yorumlar