Islak Çamaşırlar

Islak Çamaşırlar

Amel Defteri’nden

Bölüm 2

Yanılmıyorsam on beş ya da on altı yaşımdaydım. Oturduğumuz mahallede beğendiğim bir kız vardı. Çok güzeldi. Odamda, onu müsait bir anında gördüğümde neler söyleyeceğimi defalarca prova etmiştim. O kadar tekrar etmeme rağmen onunla birkaç kez karşılaştığımızda bile sadece gözlerine kaçamak bakabilmiş, bir türlü cesaret edip açılamamıştım.

Bir gün mutlaka zamanı gelecekti ve ben bunu başaracaktım. Pat pat açıklayacaktım ona onu ne kadar beğendiğimi. Bir çırpıda diyecektim ki: “Benimle çıkar mısın?”

Öteleye öteleye üç dört ay kadar sürdü bu bekleyiş. Sonu gelmez bir oyuna dönüştürmüştüm bu çaresizliğimi. Dışarıda platonik, odamda melankolik bir haldeydim. Hele geceleri, çoğu zaman sabaha değin kafamın içi onunla doluydu. Ne yapsam gitmiyordu… (Gitmesini de istemiyordum.)

Onu her gördüğüm anı kaydediyordum beyaz kaplı defterime: “Bugün şunu giymiş, saçlarını şöyle yapmış, o da bana baktı, o da artık farkında galiba, benden bekliyor gibi…” Ha bire yazıyordum.

Oysa onunla uzun geceler boyunca hep birlikteydik. Her şeyi yapmıştık. Hatta zaman zaman kavga etmiş, küslüğümüz bile olmuştu. Gün ışıyana kadar bu tatlı hayal beni oyalıyordu. Günün aydınlığı ise gecenin tılsımlı dünyasını her defasında acımasızca bozup bitiriyordu.

Bir sabah hiç ummadığım bir şey oldu. Hani “ampul yandı” derler ya, tam da öyle bir şey! Yengem çamaşırları geceden merdaneli makinada yıkar, balkondaki demire ıslak ıslak asardı. Sabaha kadar kurumuş olurlardı.

Bir şeyler kafama dank etti. “İşte bu!..” dedim. “Senin durumun tam da böyle. Tüm gece kuruyorsun ama her şey ıslak, ta ki gün ışıyana kadar…”

Karar verdim!.. Onu ilk gördüğümde yanına gidip konuşacaktım, açıklayacaktım her şeyi. Keyiflenmiştim birden. Uzun bir süreden sonra ilk kez hiç olmadığım kadar kendime güveniyordum. Güzel bir kahvaltı yaptım. En sevdiğim şarkılardan biri olan I Am Sailing’i arka arkaya dinledim. Banyo yaptım, en güzel elbisemi giyindim. Saçıma briyantin sürdüm, Malabadi parfümümü bolca sıktım. Ayakkabılarımı boyadım. Hazırdım. Evden çıktım. Birkaç dakika içerisinde apartmanının olduğu yerdeydim. Bekliyordum gelsin diye. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. İlk dakikalar, yarım saat derken saatler geçti. O gün herkes geldi, bir tek o gelmedi!..

Devam edecek..

04 Eylül 2025 2-3 dakika 38 öyküsü var.
Yorumlar