İsli Demlik - 21

Ortam kendiliğinden yumuşamıştı. Mahseni andıran mekanın taş duvarlarını süsleyen meşaleler parıl parıldı.Şimdilik hasmımız konumunda ki insanlarla anlık hısımlık kurmak niyetimdi.Bu durumu lehimize çevirip Ahmet Fehim Paşa'nın planlarını bozmalıydık.Dolayısıyla işimi sağlam yapmalıydım.Şehzadeden göz ucuyla aldığım onay sonrası ayağa kalktım.Hafifçe yalpalayarak masalarına doğru gittim.Samimiyetimin bütün inceliğini göstererek konuşmaya başladım;

"Yiğitlerim,aslanlarım sizin gibi kıymetli insanlarla tanışma şerefine nail olmuş,kulunuz Satır Osman" diyerek hepsiyle tokalaştım.Yüzü façalı iri kıyım olan ayağa kalkarak;

"Buyur yiğidim,bir iki lokma beraber yiyelim,içelim" dedi.

Masalarında oturmaktan iğreniyordum,ancak vazife mühimdi.Karşımda oturan ve sakallı olanı,elini yanında ki yosmanın boynuna atmış iki de bir eğilip eğilip öpücük konduruyordu.Bir an için düşündüm;"Müslüman Osmanlı tebasının içinde bulunduğu duruma bak! Biz böyle değildik.
İçki,kadın,kumar bunlar bize ait işler değil."

Bizzat özenle doldurduğu içki kadehini bana azatan façalı yarmaça;
"Alır mısın?" dedi.Ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilemedim.Uzatılan kadehi almak gerekirdi.Yoksa bütün iş berbat olabilirdi.Uzatılan kadehi titrek elle almak istermiş gibi yaptım.Sonra, tutamadığım kadeh yere düştü.Façalı yarmaça telaşlandı.

"Kusura bakma yiğidim,sakarlığım" dedi.Fazlaca üzülmüş gibi yaparak;

"Sizin gibi yiğidin elinden zehir olsa içilir.Yere dökülmüş bir kadehin ne önemi var.Önemli olan sizin cömertliğiniz ve kibarlığınız.Zaten akşmadan beri içiyoruz.Fazlası çarpıntı yapar" dedim.

Masadakiler şuh ve çılgısızca kahkahalara boğuldular.


***
Ahmet Fehim konağında keyif sürüyordu.Meyhaneden getirdiği kızlarla alemi bitmişti.Saray yavrusu konağında bir eli yağda bir eli baldaydı.Kahvesini içmiş dışarı çıkmak için hazırlık yaparken konağın kapısı çalındı.Hizmetçi kapıyı açtığında üç iri kıyım adamla karşılaştı.

'Buyrun Aziz bey' dedi.

'Efendimiz evde mi?'

'Çıkmak üzereydi ama siz içeri buyrun ben haber veririm'

Diğer iki elemanıyla beraber konaktan içeri girdiler.Salona gayet edepkar bir tavırla geçtiler.Elinde ki bastonuna yaslanmış,ağzında piposuyla mağrur bir vaziyette,Paşa onları karşıladı.

'Gelin bakalım,kızanlarım.Herhangi bir vukuat yok değil mi?'
Kendisine ait tüm pis işlerini yaptırttığı Aziz bir iki öksürük talimi yaptıktan sonra;
'Şeyy Efendim' diyebildi.

Ahmet Fehim, adamının sözlerini bitirmesine izin vermeden,bir arslan gibi kükredi.

'Şeyy ne Aziz,şeyy ne?'

Sonra,piposundan bir iki yudum daha çekti.Dumanın çizdiği figürlere baktı.Yoksa yine olayları yüzünüze gözünüze mi bulaştırdınız?

Elleri önünde bağlı ve çaresizce çırpınan Aziz, yalvarırcasına konuşmaya başladı;

'Yok Efendimiz,sizden sonra masamıza nazar eden edepsiz bir iki kopuğun haddini bildirdik.Etraftakilere gözdağı babından.Ama,sizden sonra iki külhanbeyi peydah oldu meyhaneye.
Bize karşı gayet iyi davranıp yakınlık gösterdiler.Lakin,bu durum pek sarmadı beni efendim.'

Fesini öne doğru itekledi.Son derece şık giyimine uygun rugan ayakkabılarına özenle baktı.İki adım öne attı.Bastonunun koluna astı. Sağ elini ceketinin yakasından tutarak kendinden emin bir vaziyette konuşmaya başladı.

'Öyle mi? Kim miş bu sır adamlar.Araştırıp soruşturdunuz mu?'

İşini iyi yapmış bir adamın eminliğinde konuşmaya başladı Aziz;

'Evet,efendim.Birinin lakabı Laz Ziya,diğeri Satır Osman.Gerçek isimlerini öğrenemedik ama şehre daha yeni gelmişler. Tütün Tüccarlığı yapıyorlar. Etraflarında yığınla adamları var.Esnafla araları iyi,pis işleri yok'


Kızdığı zaman sol gözü seğiren ve kaşlarını çatan Ahmet Fehmi bu şekle girmek üzereydi.Piposunu sağ eline alarak elini ileri doğru uzatarak;

'Aziz! Şimdi bu araştırma mı oluyor? Bunlar bana verilen doyurucu bilgiler mi? Saraydan adamlar olmasınlar? Padişahın gizlice peşimize taktığı ajanlar olabilirler? Şimdi beraber dışarı çıkıp bu işin icabına bakacağız.Haa bu arada akşam ki kızlardan birisi kız değildi. Bir daha böylesi bir hata istemiyorum. '

14 Mayıs 2012 3-4 dakika 84 öyküsü var.
Beğenenler (2)
Yorumlar