İyi Günde Kötü Günde

Ağustos ayının cehennem sıcakları İnsanların üzerine çökmüştü.
İnsanlar, gölge yerleri kendilerine siper etmişlerdi. Her şey insanlar içindi ve herkesin kendine göre bu sıcakta koşturmak için sebepleri vardı. Hastane bahçesindeki boş banklar güneşin esiri olmuşlardı. Hastalar ve yakınları, gölge bir yer bulmak için telaşlı adımlar atıyorlardı. Acilin kapısı, her zaman olduğu gibi umut arayanlar için umut kapısı olmuştu. Kapıdan girenler çıkanlar, elinde evraklar görevlilerin başına birikmişlerdi. Bazen acı içinde inleyen hastaların sesi açık kapıdan dışarıya kadar geliyordu. Bu can telaşının içinde bende yerimi almıştım. Kayın validem kemoterapi görüyordu. Tedavisi için haftada iki gün onu getirip götürüyordum. Hastaneler, bakan ve görenler için ibret yerleridir. Amansız hastalığa yakalanların çoğunun gözünde ölüm korkusu vardı. Çaresiz insanlar, çare dağıtan doktorların kapısının önünde umutla nöbet tutuyorlardı.
Orta yaşlı kadının birisi önümden hızlıca geçti. Elinde ilaç olduğu belli olan bir poşet vardı. İster istemez bu yaşta bu sıcakta ve bu hızda, bu ne enerji diye düşünmeden yapamadım. Sanki nazarım değmiş gibi, kadın camdan yapılmış giriş kapısına bütün gücüyle çarptı. Çarpmanın etkisiyle cam kapı paramparça olmuştu. Koşarak hemen yanına gittim. Yüzü kan içinde kalmıştı ve kendini bilmez bir halde gözleri kapalı, yerde yatıyordu. Elindeki poşetten ilaçlar etrafa dağılmıştı. Nefes alıyor mu diye üzerine eğildim.
Nefes almasına alıyordu ama çarpmanın etkisiyle bilincini kaybetmişti. Bu arada özel güvenlik görevlileri de olay yerine gelmişti. Hemen acile haber verildi, doktor gelene kadar kadın gözlerini hiç açmadı. Bizlerin, hanımefendi iyi misiniz? Endişe içindeki sorularımıza cevap verememişti. Bu arada doktor gelmişti, kadını yattığı yerden kaldırmadan şöyle bir inceledi ve hemen acile yatırın dedi. Kadın gözlerini açmadan beni acile götürmeyin dedi. Hepimiz şaşırmıştık. Doktor, yüzünüzde derin kesikler var ve bazı tetkikler yapmamız lazım diye cevap verdi. Kadın yine gözlerini açmadan, beni oraya yatırırsanız kocama kim bakacak. Eşim kemoterapi görüyor ve bana muhtaç onu o şekilde bırakamam benim bir şeyim yok dedi.
Bu sözler karşısında hepimiz birbirimize baktık. Eşi için kendi hayatını hiçe sayması bizleri çok etkilemişti. Doktor kadını zorla ikna etti ve gelen sedyeye bu fedakâr eşi hep beraber yatırdık. Acilde yüzündeki kesikleri tedavi ettiler. Yüzünün tedavisi biter bitmez, kocamı yalnız bıraktım, bana ihtiyacı var. Öbür tetkikleri bekleyemem dedi. Doktorların ikazlarına aldırmadı ve eşinin yanına gitmek için koşar adımlarla acilin kapısından dışarıya bir melek çıktı. Evlenirken iyi günde kötü günde diye başlayan yemini hatırladım. Bu hanımefendinin bu davranışını, olayın üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala hatırlarım ve o asil meleği asla unutmadım.
Cengiz Damar

05 Ağustos 2017 2-3 dakika 67 öyküsü var.
Yorumlar