İz

Bırakılan tekne denize sordu.Neden? Neden beni bu maviliklerinden uzaklaştırıyorsun?Neden güneşin denize düştüğünü bana çok görüyorsun? meltemsiz yakamozsuz bırakıyorsun? Yıldızları kime bırakacaksın, ya deniz kızlarını, içimi titreten deniz kızlarını...
Deniz cevap verme teşebbüsüne girer:
Ne yapmalı ki senin çürümüş gitmiş iskeletine, yana yatmış güvertene , şaşmış pusulanı...Senin devrin bitti.Sen güneşi görmek isterken ben daha iyisini bırakıp sana mı razı olayım?
Tekne:
Bırakmamalısın beni, ben henüz maviliğini içime sinmemişken, hem en dalgalı günlerde yoldaşın oldum.
Bırakma...
Deniz:
En kadim dinler benim dalgamla ulaştı. Bir çok devrin kapanması ve açılması benim dalgamla oldu.Önce ben vardım; insanların seni yapmasını bilmeden önce, insanlardan da önce.Bir yanım buz tutmuştu; buzul çağıydı.Sonra dayanamadı bana hiç bir soğukluk, nasıl ki hiç bir sıcaklık buharlaştıramadığı gibi, eridim eridim ve dalgalandım öyle bir dalgalandım ki büyük bir toprak parçasını birbirinden ayırdım ve günümüzdeki kıtaları oluşturdum. Nuh'a ben yol gösterdim,inanmayanların ben Allah'ın buyruğuyla boğdum; Musa ve arkadaşların geçmesine izin verdim, firavunu ben öldürdüm.
Anlamalısın benim sonsuzluğuma çürümüş tahtanla erişeyemeceğini.

29 Ocak 2014 1-2 dakika 8 öyküsü var.
Yorumlar (1)
  • 7 yıl önce

    Günün öyküsünü ve yazarımızı kutlarızud83eudd20