İzi'nin Tuhaf Hikayesi

Otomobil yedek parcalari üreten büyük bir firmada calisiyordu izi, ince zekasi, pratik cabuklundan dolayi usta basiligina getirilmisti. iyi niyeti, yardimseverligi, dürüst ve zararsiz olmasindan ötürüde is yerinde calisan herkes tarafindan sevilirdi. cogu insan onu saf bulurdu. aptal diyenler bile vardi. ama o pek bunlara aldirmazdi. cok sade bir dogasi vardi, hemen hemen herseye karsi mütevaziydi. gerginligi sevmiyordu. on üc yillik mutlu bir evliligi ve bu evlilikten bes yasinda cok güzel, sevimli bir kizi vardi izinin. esi baltik kökenli güzel bir yüregi olan,cekingen ,icten bir kadindi. bir cocuk yuvasinda görevli olarak calisiyordu.son zamanlara kadar hersey güzel ve yolundaydi, oda fark etmisti izideki tuafligi ama yogun is stresine yorumluyordu bunu. hatta iyi bir tatil yapmalarinin kendilerine faydali olacagini belirtmisti bir kac kez. izide ara ara nükseden bazi anlam veremedigi tuafliklari sezinlemesine ragmen, hem ne yapacagini bilemediginden ve hemde esini telaslandirmaktan, korkutmaktan cekindigi icin bir türlü esine acilamiyordu. oda karisi gibi bunu, asiri isin stresinden kaynaklandigini düsünüyordu. bir müddet sonra gecer diyordu. anlam veremedigi seyler oluyordu hayatinda,özellikle son zamanlar sari zarfli büyük bir mektup bekleme saplantisi vardi icinde, ne zaman binanin posta kutularina mektup atarken görse postaciyi, kendisine sari zarfli büyük bir mektubun gelip, gelmedigini sorardi. bu okadar cok tekrarlanmistiki son dönemlerde , postaci daha o sormadan cevap veriyordu. isten eve geldinde karisinada soruyordu bunu, karisi isiyle ilgili olabilecegini düsünerek fazla önemsememisti. ikinci saplantisi ise daha bir ürkütüyordu iziyi, haftada bir kac kez hep ayni rüyayi görüyordu. üc-- dört yaslarinda bir kiz cocugu pencerenin önünde oturmus sürekli tren resimleri ciziyor. ne olabilir diye düsünmekten kafasi iyice karismis, düsünceleri allak- bullak olmustu. yoruyordu bu onu. bir kac defa aniden kalkmis hic bir sey söylemeden evden disari cikmis, karisi bu güne kadar kocasinin hic yapmadigi böyle bir sey karsisinda oldukca üzülmüstü, fazla sürmeden izi herdefasinda tekrar eve döndügünde karisindan özür dilemis bu aralar cok calisiyor, yoruluyorum galiba diyerek karisinin gönlünü alip, endiselerini gideriyordu. bir kis günü havalarin cok soguk oldugu zaman üsütmüstü kendini izi, isyeri evde dinlenmesi icin izin vermisti. bütün gün yataklikti, karisi sicak limonlu caylar iciriyordu durmadan. cok kötü hasta oldugu halde aniden yatagindan kalkip , disari cikmasi gerektigini , cok önemli, muhakkak halletmesi gereken bir isinin oldugunu söyledi karisina. karisinin tüm israrlarina karsilik, kalinca üstünü giyinip evden cikti disariya. karisi olup bitenler karsisinda ne yapacagini bilemiyordu, saskindi. aralarindada dogru dürüst konusup bir acikliga kavusturamamislardi olanlari. aklina bile getirmek istemiyordu karisi ama , icine düstümü bir kere süphe , engellemek artik imkansizdi. aceleyle izinin arkasindan disari cikip takip etmeye basladi, izi dogruca fazla uzakta olmayan tren garina dogru gidiyordu. garin önüne geldiginde bir cicekciye girip elinde tek bir gülle gara girdi. karisi gözlerindeki yaslari tutamiyordu, demek kocasi tarafindan aldatiliyordu. o tuafliklar, aniden evden cikip gitmelerin sebebi demekki buymus. bu beklenmedik durum karisinin cok zoruna gitmisti, daha fazla izlemeye dayanamiyacagini düsünerek tekrar dönüp eve gitti. yarim saat aradan sonra izi eve döndügünde karisindan tam özür dileyecegi sirada karisinin oldukca üzgün ve aglamakli oldugunu gördü. affedersin hayatim biliyorum üzdüm seni, bos yere endiselendirdim, haklisin............seni ne kadar cok sevdigimi biliyorsun, sarilip, kucaklayacagi sirada , karisi öfkeyle dokunma bana, hala yalanlarina devam ediyorsun, bana, bize neden yaptin bunu ! kizimiza nasil aciklayacagiz bunu, bu gün takip ettim seni, her seyi gördüm , beni aldattigin kadina gül alip, götürdügünü gördüm o yüzden bu yalan isine fazla devam etme istersen. izi donup kaldi oldugu yerde, isin icinden nasil cikabilecegi hakkinda hic bir sey gelmiyordu aklina, karisini cok seviyordu onun böyle üzülmesini istemiyordu. nerden, nasil baslayacagini bilmesede karisina herseyi anlatmasinin daha dogru olacagina inaniyordu. canim mariadona sandin gibi degil, baska biri yok hayatimda. sadece iyi hissetmiyorum kendimi, son alti aydir hemen hemen her gün ayni rüyayi görüyorum. bir kiz cocugu pencerenin önünde durmus, sürekli gelip gecen trenlerin resmini ciziyor. benimde anlam veremedigim bir his her gün garda kalkan trenlere bir kirmizi gül götürüp birakmama sebep oldu. alti aydir nerdeyse her gün bunu yapiyorum, sanki rüyalarimdaki kücük kiz cocugu bu gülleri alacakmis gibi bir his var icimde, neden hep tren resmi ciziyor, trenden birseyler bekleyebilecegini düsündüm. biliyorum sacmalik ama elimde degil. evden aniden cikip gitmelerim ise tam bir kaosu yasatiyor ruhuma, yanlis anlamandan cekindim. birden bire ev bana yabancilasiyor, seni, kizimi tanimiyorum bana birer yabanci olup cikiyorsunuz. baska bir yasamim varmis gibi hissediyorum kendimi, önceleri cok calismaktan, is stresinden kaynaklandigini ve gececegini düsünmüstüm. ama hala gecmedi, ara ara tekrarliyor. su mektup olayini ise bende tam olarak anlamis degilim. gecici olabilecegini, seni üzmek istemedigim icin sanada bir sey anlatamadim. sanirim yolunda gitmeyen bir seyler var, kendimi pek iyi hissetmiyorum, senide bu halimle üzüyorum. bir uzmana görünmek en iyisi dedi üzgün bir halde karisina dönerek izi.............. karisi büyük bir pismanlikla , vijdaniyla sardi kollarini kocasina, gögsüne yasladigi izinin saclarini sefkatle oksarken, affedersin, nasil senden süphe edebildim, ne büyük aptallik ettim ben, bagisla beni hayatim. bir an o hasta halinle seni gül alirken görünce ne düsünecegimi bilemedim. kadinlarin ic güdüleri bilirsin iste dedi. bütün gece uzun uzun konustular, ertesi günü izinin bir uzmana görünmesi konusunda anlastilar........... ertesi günü sabahi erkenden izi isyerini arayarak, rahatsiz oldugunu ve bir doktora gitmesi gerektigini anlatti. rehberden buldugu bir uzmana gitti. ilk bir iki seans , tanisma, ne gibi sorunlar üzerindeki sohbetlerle gecti. ücüncü haftadan sonra uzman, gelecek seansta kimi tespitlerin mümkün olabilecegini söyledi iziye. merak ediyordu karisi mariadona, sürekli nasil gittigini soruyordu iziye, izide en iyimser durumda gelecek seansta bazi sonuclara ulasilabilinecegini söyledi karisina, doktorun dedigi gibi.................izi uzmanla birlikte dördüncü seansdaydi. uzmanin tespitlerini merakla bekliyordu. uzman tespitler yapmaktan cok , sorular sorma yoluyla bir sonuca ulasmaya calisiyordu. bakin dedi... tam olarak emin degilim ama, sanirim bu kismi kücük bir hafiza kaybi olabilir. tam öyle söylenemezde, cünkü vaka kisa araliklarla oluyor, ve tekrar hersey normale dönüyor, iyi bir nörologa görünmenizde fayda var, zira bu kismi gidip- gelmeler pasif alzheimer hastaligi belirtileride olabilir. bir sonraki randevu tarihini belirledikten sonra ayrildi uzmanin yaninda izi.........hersey bitmis, kurtulmus degildi ama en azindan karisiyla konusmuslar, bir uzmana görünüyordu artik. hafifletmisti üzerindeki belirsizligi, tekrar is basi yapti normal yasamlarina devam etmekten baskada zaten yapilacak fazla bir sey yoktu. bir gün firmanin mühendisi udo , izinin yanina gelerek uzak bir bölgeye yapip gönderdikleri parcalarda sorun oldugunu, yarin oraya gidip bunu ikisinin düzeltecegini buna göre yarin icin hazir olmasi gerektigini söyledi. 800. km uzaklikta bir yerdi ertesi gün yola ciktiklari yer. bu uzun yolculugu mola verip dinlenerek gecirmeye calistilar. gidecekleri yere varmalarina az kala izinin gözüne tuaf bir sey takildi, yolun kenarindaki köyde bir apartman binasi cok tanidik geldi ona, kesinlikle bu bina o olmaliydi dedi kendikendine, bu o rüyalarinda gördügü kiz cocugunun önünde durdugu bina.... birden udo lütfen beni su binaya götürürmüsün dedi, udo neler oldugunu sordu, izi , yok bir sey , önemsiz, sadece bir tanidigim burda oturuyor buraya kadar gelmisken bir hatirini sorayim dedi. binanin önüne geldiklerinde orta yasin üzerinde bir adam dis kapinin kilidini tamir ediyordu. adam merakli merakli gelen bu yabancilara kimi aradiklarini, kendisinin apartman yöneticisi oldugunu belirtti, izi ücüncü katta penceresi kirilmis dairede kimin oturdugunu sordu. yönetici bes aydir dairenin bos oldugunu, daha önceleri dul bir kadinla, kücük kizinin kaldigini ve burdan uzaklara tasindigini söyledi. izibelli etmedi saskinligini udoya, demek o kücük kiz burda yasiyormus dedi kendi kendine, udoya hadi gidip isimizi bitirelim dedi tanidigim artik burda oturmuyormus. ve cekip gittiler arabalarina binerek......izinin kafasi hayli karismisti, uzmana basina gelen bu garip olayi anlatti, uzman daha önceleri buralarda yasayip yasamadigini sordu, belki bilinc atina yer etmis olabilir dedi. izi burda hic yasamadigini, bunun inanilmaz bir sey oldugunu söyledi. her ne kadar buna inanamiyorsada izinin icinde garip hisler vardi. aksam eve geldiginde karisinada olup bitenlerin hepsini anlatti oldukca tuaf, karmasik bir dönem yasiyorlardi herseye ragmen aralarindaki sarsilmaz, derin bagliliga tutunarak bunu atlatmaya calisiyordu her ikisi. güzel bir aksam yemeginden sonra biraz televizyon izlediler yarin gene yogun bir gün olacaginin bilinciyle yatmak icin hazirlanirken, karisi az daha unutuyordum dedi, epeydir bekledigin o mektup bu gün geldi, mutfakta masanin üzerinde bir yerlerde olacak sanirim dedi.........iziyi tarif edilmez bir korku sardi neden oldugunu oda bilemiyordu ,sanki tüm o saplantilar ardi ardina gerceklesir gibiydi. aceleyle mutfakta masanin üzerinde duran mektuba gitti ve mektubu masadan alip acmak icin misafir odasina gecti, koltuga oturduktan sonra mektubu acti. cikan ilk kagit bir resimdi, bu o trenlerin cizildigi resimdi, gözlerine inanamadi hizla zarfin icinde baska bir sey varmi diye bakti...... uzunca bir süre kocasindan ses cikmayinca karisi merak edip misafir odasina girdiginde iziyi hareketsiz, donmus bir halde buldu. hic böyle görmemisti iziyi, bir an korktu kötü bir durummu var dedi, anlatmak istermisin neler oldugunu, iziden ses, soluk cikmiyordu. karisinin tüm israrina ragmen bir cevap vermedi izi. sadece mektubu uzatti karisina.... Mektup,, üzgünüm diye basliyordu, nerden baslayacagimi, nasil anlatacagimi bilemiyorum. beni suclayacagininda farkindayim, buna hakkinda var, bunca zaman bunu senden gizlemek cok kötü, sana cok kizmistim, bununla seni cezalandirmak istemistim ama olaylarin bu dereceye gelebilecegini tahmin edemedim özür dilerim. bundan on dört yil önce bosandigimiz günün aksami evde büyük bir kavga yapmistik ve sen o öfkeyle arabaya binip benden cok uzaklara gitmek istedigini söylemistin. sonradan haberini aldim burdan oldukca uzakta arabayla bir trafik kazasi gecirdigini, bir yila yakin hastanede komada oldugunu, umudu tamamen kesmislerdi senden, tekrar yasama dönmüstün ama hafiza kaybi yasadigini ve önceki hayatini hic hatirlamadigini söylediler. söyleyebilecegim hic bir seyim yok, ne kadar beni suclasan haklisin bunu kizimizdan ve senden gizlemenin dogru olacagini düsündüm, kizim icin daha iyi olabilecegini zannettim.. yanilmisim, kizimiz o zamanlar cok kücük olmasina ragmen bunun olumsuz etkilerini atamadi üzerinden, yillarca pencerenin önünde seni bekledi, gelen bütün trenlerin resimlerini cizdi, bir gün o trenlerin birinin seni getirecegi umuduyla yasadi. oda cok zor günler geciriyor simdi. bir uzmandan terrapi yardimlari aliyor . on dördüncü yasina girdi, cok güzel bir kizn var eger görmek istersen asagiya adreside yaziyorum üzgünüm......................

11 Ocak 2011 9-10 dakika 15 öyküsü var.
Yorumlar