Kaderim Bir Falcı Kadının Söylediklerinde-3

Otuz beş yaşlarında gayet güzel giyimli ve kızıl saçlı, bir kadın otobüs durağında beklemekteydi.
Kadında onu görmüştü fakat hiç tanımıyormuş gibi davranıyordu,.
Kemal otobüs durağına gelerek, kadının yanında durdu.
-Pardon! Buradan Çankaya'ya otobüs geçiyor mu?
-Evet! Geçer bende onu bekliyorum.
Kemal kadını bir süre çaktırmadan söyle bir süzdü, gözü devamlı kadının saçlarını bağladığı örtüdeydi.
Aynı örtü olduğuna emin olduktan sonra..
-Siz otobüs beklemiyorsunuz, beni bekliyorsunuz.
-Beyefendi anlamadım?
Siz ne saçmalıyorsunuz.
-Saçmaladığım filan yok.
Sen o falcı kadınsın.
-Kuzum siz sarhoş musunuz?
Benim falcıya benzer bir tarafım var mı?
Şimdi polis çağıracağım, beni lütfen rahatsız etmeyiniz.
-Beni polisle falan korkutamayacağını bilmen gerekirdi.
-Yaa!
Gerçekten siz günün bu saatinde sarhoş musunuz?
Yoksa deli misiniz?
-Ne sarhoşum, nede deliyim!
-Peki! Benimle o zaman meseleniz nedir?
-Şu yarım kalan falı bitirelim diyorum, çünkü bana göre fal yarım kaldı.
-Bana bakın!
Size kibar davranmaya çalışıyorum ama sabrımı zorluyorsunuz ve dediklerinizden hiçbir şey anlamadım.
Beni galiba birisine benzetiniz.
Kemal ani bir hareketle kadının saçlarını bağladığı örtüyü çekip aldı ve başörtüsünü ceketinin iç cebine koydu.
-Tamam!
Ben sizi birisine benzettim, fakat bu örtüde, yataktan çıkan o büyü ile beraber yanacak.
-Onu derhal, bana geri ver!
Yoksa senin için çok kötü olur.
-Bana her şeyi anlatmadan, bunu benden ne yazık ki alamazsın.
-Sen canına mı susadın?
-Evet!
Bu başörtüsünü benden almak için, beni öldürmen gerekiyor.
Senin için, bu cebimdeki çok önemli değil mi?
Bak!
Otobüste geldi, neden binmiyor sun?
-Sana zarar vermek istemiyorum ama şuna inan ki seni ölmekten de beter yaparım.
-Ben bunu göze aldım, hadi ne yapacaksan yap!
Ben gidiyorum, bunu da o meretle beraber yakacağım.
-Kemal Bey!
Hadi gitsene ne duruyorsun?
-Demek sonunda tanıştığımızı itiraf ettin öyle mi?
-Zavallı adam!
Hadi ne duruyorsun gitsene.
Ne oldu?
Yoksa!
Bacaklarına söz geçiremiyor musun?
Öyle bir halin var da.
Kemal adımını atmak istiyor, fakat bir türlü bunu başaramıyordu.
Kadın falına baktığı zaman ki gibi ona gülerek bakmaya başlamıştı.
Kemal korku içinde kalp atışlarının yavaşladığını hissetti ve kadını bulanık görmeye başlamıştı.
-Kemal Bey, demek ölmeyi seçtin öyle mi?
İstersen verme, nasıl olsa birkaç saniye sonra onu cansız vücudundan geri alırım.
Kemal zorla elini iç cebine götürerek örtüyü kadına uzattı.
Kadın sanki hiçbir şey olmamış gibi tekrar o örtü ile uzun kızıl saçlarını arkadan itina ile bağladı.
Şimdi ayakları normale dönmüştü ve kalp atışları da düzelmişti.
-Sen insan değilsin.
-Evet! Size göre öyleyim.
Bak!
Şu yolun sonundaki polis arabası bizim için geliyor, çünkü karın Ayşe senin sözünü dinlemedi.
Sen yanıma geldiğinden beri pencereden bize bakıyor ve korkusundan polise haber verdi.
Seni sevdiğinden zaten emindim.
Sen Ayşe'yi yani karımın ismini nereden biliyor sun?
-Kemal sen tam bir aptalsın.
Ayşe ile seni tanıştıran benim çünkü onunla evlenmeni ben istedim.
-Nasıl yani?
-Senin anlayacağın, ikinize çöpçatanlık yaptım.
Kötü mü yapmışım, yoksa mutlu değil misin?
-Mutluyum.
-Eee! O zaman bana teşekkür etmen gerekiyor.
Kadının dediği çıkmıştı, polis arabası önlerinde durdu ve polisler araçtan inerek onlara doğru gelmeye başladılar.
-Kemal Bey siz misiniz?
-Evet benim.
-Karınız bize telefon etti de onun için geldik.
Kemal Bey bu bayandan bir şikâyetiniz var mı?
-Yok! memur bey, galiba bir yanlış anlaşılma olmuş.
-Sizin karınızın psikolojik sorunları mı var?
Telefonda öyle şeyler anlattı ki, çünkü aklı başındaki bir insanın söyleyeceği mantıklı sözler değildi.
-Memur Bey haklısınız, bu aralar karımın psikolojik sorunları var.
Sizi de rahatsız etmiş, onun yerine sizden ben özür dilerim.
Sizleri de buraya kadar yormuş oldu.
-Önemli değil, biz görevimizi yapıyoruz.
-Tekrar teşekkür ederim.
-Kemal Bey: Yanınızda ki bayan anneniz mi?
Herhalde gelin kaynana problemi.
Kemal kadına döndü dikkatlice yüzüne bakmaya başladı, yine o güzel, kızıl saçlı ve bakımlı kadın yanındaydı.
Polis onun bu şaşkınlığına bir anlam verememişti.
Kemal Bey: Bayan anneniz mi diye sormuştum?
Kemal tekrar kadına doğru baktı ve kadın ona bir göz attı.
-Evet! Memur Bey kendisi annem olur.
Kadın ona gülerek bakıyordu..
Polisler kendilerine iyi günler diyip, arabalarına binerek, yanlarından uzaklaştılar.
-Şu karına el salla çünkü korkudan çıldırmak üzere, biraz olsun rahatlasın.
Kemal evine doğru dönerek, bir şey yok dercesine el salladı ve tekrar kadına döndü.
-Demek polislere farklı göründün.
-Annen oldum, daha ne istiyorsun.
-Bana şimdi her şeyi anlatacak mısın?
-Benden her şeyi anlatmamı isteme, çünkü bazı şeylere benim de yetkim yok.
-Yetkin ne kadarsa o kadarını anlat, ona da razıyım.
-O zaman bir yere gidip oturalım, şu ileride bir yer var.
Ben seni orada bekleyeceğim, sen şimdi eve git.
Karın çünkü çıldırmak üzere, onu teskin et ve oraya gel.
Devam edecek..
CENGİZ DAMAR

01 Aralık 2010 4-5 dakika 67 öyküsü var.
Yorumlar