Kalbi kırılan çocuk

Bazı olaylar akıllarda öyle bir iz bırakır ki ne yaparsan yap unutamazsın bilinç altına bilinçsiz bir şekilde kazınır çünkü yıllar geçse de zaman su gibi akıp yatağını bulsa da seni o yatakta kıvrıla kıvrıla uyutup büyütse de unutamazsın kalp kırıklığı kapanmayan bir yaradır çünkü hele de kırılan kalp bir çocuğa aitse onarılması neredeyse imkansız

o çocuk büyüse bile o kırıklık hiç küçülmüyor aksine büyüdükçe büyüyor gönül almayı bilmediğin sürece o büyüyen çocuk seni nerde görse kalbindeki keskin kırıklar göğüs kafesine batar o günü bir kes daha hatırlar ve hatırlamasıyla birlikte ya içinden küfür edip geçer yanından ya da içindeki kalbi kırık olan çocuğu ikna edip seni allaha havale etmiştir selam verir mi vermez mi bilmem ama versede, sana o günü hatırlatmak için vicdanın varsa eğer sızlaması için gözlerinin içine bakıp selamın aleyküm amca nasılsın iyimisin deyip halini hatrını bile sorabilir yani belki şimdi 19 yaşındadır ama o zamanlar 12 yaşında masum ve küçük bir çocuktu her neyse daha fazla uzatmadan başlayacağım hikayeme çünkü uzattıkça kalbimdeki kırıklar hemen yan komşusu olan ciğere batıp nefes almamı zorlaştırıyor .

Akşama doğru gün ağarırken koyunlarını toplayıp evin yolunu tutan 12 yaşındaki küçük çoban dilinde bir şiirle mırıldana mırıldana koyunları sürerek bir yandan koyunların yolda çıkardığı toz bir yandan da sıcak yaz aylarının getirdiği sivri sineklerle başı beladaymış, o gün köye yaklaştığı sırada boğazına bir sinek kaçmış ve başlamış öksürmeye hemen sonra yolun kenarındaki evin sahibi yol üstüne çıkıp toz içinde koyunların ardı sıra gelen çocuğa bağırıp çağırıp azarlamaya başlamış tabi çocuk hiç birşeyden habersiz bakakalmış öylece , adam ben evde öksürüyordum sende benim taklidimi mi yapıyorsun deyip saydırmış çocuk ne kadar anlatsana adam bir türlü dinlememiş çocuğa küfür edip durmuş , bu durum çocuğun o kadar zoruna gitmiş ki sinirden ağlamaya başlamış eve kadar böyle dişleri kenetlenmiş boğazı düğüm düğüm gözlerinden akan yaşları silerek gitmiş eve vardığında koyunları ahıra koyup elini yüzünü yıkadıktan sonra kimseye ağladığını farkettirmemek için akşam yemeğini bile yemeden odasına kapanıp yatağa girmiş ve yorganı yüzüne çekip adamın söylediklerini düşündükçe üstelik yapmadığı bir şey için suçlanması o kadar çok ağır gelmiş ağlaya ağlaya kendinden geçip uyumuş. Ve o günden sonra ne zaman o evin yanındaki yoldan geçse o olayı hatırlayıp canı acımış üstünden yıllar geçmesine rağmen hala ilk günkü gibi hatırlarmış kendisine yapılan bu haksızlığı.

Sizin için çok basit bir olay gibi gözükebilir ama bir çocuk için ne kadar can yakıcı olduğunu bilemezsiniz. Demek istediğim çocuklara unutamayacakları şeyler yaşatmayın en ufak bir şey bile bir çocuğun kalbinin kırılmasına yetiyor ve bilin istiyorum bir çocuğun kırılan kalbi gönül almadan onarılmaz yaptığınız hatanın farkına varıp ona kendinizi affettirmediğiniz sürece o çocuk size hakkını helal etmeyecektir.

Evet o çocuk bendim ve sen eğer bu hikayeyi dinliyorsan şimdi o çocuk büyüdü büyüdü ama ne seni ne de o günü hiç unutmadı.

15 Nisan 2020 3-4 dakika 3 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar