Kalbimdeki Acı

Kendimi esen rüzgara bırakmış,okyanusda limansız gemi gibi gidecek yerim olmadan sürükleniyorum.Havanın hafif serin ve rüzgarlı olması içimdeki fırtınaları şiddetlendiriyordu.Bir pazar sabahı sürüklenerek kendimi sahil kenarında bir bankda oturur buldum.Gözlerim dalmış uzaklara ufukda olmayan bir gemi beklercesine, umutsuz ve çaresiz...Sabahın erken saatleri olduğu için sakin ve sessizdi.Dalgaların kıyıya vuruş sesini duyabiliyordum,martıların seslerinide.Düşüncelerim içinde kayboluyordum boğuluyordum.Sanki bir karartı yakalamış beni çekiyordu kendine sebepsiz hayaller kuruyordum.Tos pembe...Herşeyin bir amacı vardı;uçan martıların,balıkların,simitçinin,güvercinlerin bile...Oysa ben hala daha ne aradığımı bulamamış kendimi şanslara bırakmıştım.Oyunda düşeşin gelmesini bekliyordum.Az bir ihtimalle.
O geliyor birden aklıma.Sonra bir ıslaklık gözlerimde,yüreğimde acı kalbimde nedensiz bir sızı...Yıllar öncesine gidiyordu aklım onun gözlerinin derinliklerine.korkarak yüzleşiyordum kayıplarımla ve hatalarımla.En büyük kaybım ve hatamdı o.Özlüyordum sanki.En son geçenlerde görmeye gittim hastanede olduğunu öğrenmiştim.Uzakdan seyrettim,pencere kenarında gözleri dalmıştı uzaklara.buynunda hediye ettiğim kolyeyi gördüm.Yüreğim cız etti.Cesaret edemedim yanına gidip konuşmaya,onca sene sonra yüzleşmek ne hakla ne cüretle...Hakkım yoktu.Doktoruyla konuştum,durumunun iyi olmadığını beklediği biri olduğunu söyledi.hızlı adımlarla uzaklaştım oradan kaçarcasına bir suçlu gibi.Koştum koştum soluğum kesilene kadar nereye gittiğimi bilmeden koştum.Sonra durarak soluk aldım,derin nefes,tıkanmıştım.Ve birden hıçkırarak ağladım küçük çocuklar gibi.oyuncağım alınmış gibi...'aptal' dedim kendi kendime.Yıllar öncesi kaçtığım gibi yine kaçtım nedensiz ve sebepsiz,ve o kadar yakınken ona.Düşündüm günlerce bir yanım git konuş bir yanım hep susuyordu.
En son dün gittim onu görmeye.Elimde birtek gül yıllar öncesinin affı için.Korkuyordum yıllar sonra ilk defa yüzleşecektim,tepkisi ne olacaktı,ne diyecekti?Beni yine seviyormuydu,yoksa nefretmi duyuyordu?Kafamda çeşitli sorularla hastaneyeye gittim.Gözlerim pencere kenarında onu aradı yoktu.tedirgin oldum.Birden omzuma biri dokundu.Bu oydu diye düşünerek kafamı çevirdim değildi.Doktor başı öne eğik bir şekilde 'dün kaybettik' diyerek elime birşey tutuşturarak 'bunu geçende beni görmeye gelen kişiye verin'dedi.O anda dona kaldım.O ölmüştü.Bu kadar yakınken yıllar sonra bulmuşken yine kaybettim sonsuza kadar.Öfkeliydim kendime kızıyordum.
Nereye gittiğimi bilmeden yürüdüm saatlerce bütün şehri dolaştım,adım adım.Hiç bu kadar küçük gelmemişti şehir.Bu kadar dar gelmemişti sokaklar.Sabaha karşı kendimi bankda oturur buldum.Bitkin ve solgun.Ve yine nereye gittiğimi bilmeden gidiyorum yavaş adımlarla.Elimde onun kolyesi,gözümde yaş,yüreğimde acı,kalbimde nedensiz bir sızıyla...

18 Nisan 2010 2-3 dakika 1 öyküsü var.
Yorumlar