Kanka Moralim Bozuk

Seyfi fazlaca saf ve psikolojik sorunları olan, dünyalar tatlısı yirmi yaşlarında bizim hemen apartmanın yanında oturan, komşumuzun oğlu.
Bana kanka der ve her akşam yolumu bekler.
Kendine göre günlük problemlerini, benimle dertleşme ihtiyacı duyar.
Seyfi yine beni apartman kapısının önünde bekliyordu.
-Kanka bugün geç kaldın, deminden beri, seni bekliyorum.
Beni bugün dövdüler biliyor musun?
-Kim dövdü?
-Karşı mahalleden gelmişler tam beş kişilerdi.
-Niye dövdüler?
-Hani benim karşı mahallede, bir sevgilim var ya?
-Karşı mahallede senin sevgilin mi var?
Oooo!
Kanka sende ayıp yaptın, hani Nevin var ya?
İşte onun abisi, arkadaşlarını toplayıp gelmiş.
Seyfi kusura bakma, o kadar çok sevgilin var ki, aklımda tutmakta zorlanıyorum.
-Kanka tabii olacak, kızlar bana bayılıyor ve peşimi bırakmıyorlar.
Akşam karanlığında takmış olduğu siyah güneş gözlüklerini gözlerinden yukarıya saçlarına doğru kaldırdı.
-Şu gözlerime bak!
Ne görüyor sun?
-Gözlerini görüyorum, başka ne görmemi istiyor sun?
-Gözlerimin rengine bak!
Rengine...
-Siyah hem de simsiyah aynı kömür gibi.
-Kanka sana küstüm, yine beni kızdırmak istiyorsun ama bu sefer anladım, kızmayacağım işte.
Gözlerimin rengine yalandan siyah diyorsun.
Benim gözlerimin rengi Lacivert işte bu gözleri gören kızlar bana vuruluyorlar.
Bende onlardan artık bıktım, bu gözlükleri takıyorum ki gözlerimin rengini görmesinler diye.
-Bu karanlıkta bu gözlükleri yoksa niye takayım.
-Şu dövme olayını anlatıyordun.
Kanka tam beş kişilerdi, bana biri çaktırmadan arkama doğru geçti ama ben çaktım.
Kızın abisi sen benim kardeşimi seviyormuşsun öyle mi dedi?
Kanka yalan söylemedim, seviyorum dedim.
-Eeee?
Oğlan bana bir tokat vurdu.
Ne vuruyorsun lan dedim.
Kanka boyu benden uzundu.
-Seyfi sen nerdeyse iki metreye yaklaştın, senden uzun nasıl olur?
-Doğruyu şöyleyim mi?
-Söyle yoksa ayıp olur.
-Şurama geliyordu.
-O gösterdiğin yer, senin tam belin.
-Yalan söyleme dedin ya.
İşte kafası tam burama geliyordu.
-Sonra ne oldu?
-Bir tokat daha vurdu.
Tekrar ne vuruyorsun dedim.
-Bu sefer arkama geçen var ya?
İşte o arkadan bacaklarıma bir tekme vurdu.
Bu sefer ona döndüm, erkeksen önden vursana dedim.
-Bak onu iyi demişsin.
-Bu sefer, hıyar önüme geçip vurdu.
-Eeee!
Büyük kavga olmuş.
-Kanka oldu, hem de ne kavga bir görecektin.
Arkasından yine kızın abisi bu sefer karnıma bir yumruk vurdu.
Canım çok yandı, iki büklüm yere eğildim valla öbür dünyaya gidiyordum, çünkü nefes alamadım.
Ben yerde iki büklüm dururken, bir daha benim, kardeşimi sevecek misin diye sordu?
-Bende sevmeyeceğim dedim, çekip gittiler.
Kanka onları kandırdım, ben sevgilimden vaz geçermiyim..
Moralim zaten bozuk.
-Seyfi tam politikacı olacak adamsın, nasılda konuyu tere yağdan kıl çeker gibi halletmişsin.
-Kanka sana moralim bozuk dedim, beni duymadın mı?
-Hadi hadi! Anlat dinliyorum.
-Beni askere almıyorlar, eve mektup geldi.
Babam bana okudu, niye almıyorlarmış biliyor musun?
-Niye
-Sigara içiyorum diye, işte buna kafam çok bozuldu.
Ben askere gitmek istiyordum, hangi şerefsiz söylediyse benim sigara içtiğimi?
-Sen sigara içiyor musun?
-Senin haberin yok mu?
Hem de iyi tiryaki oldum.
-Madem askere gitmeyi bu kadar çok istiyorsun, sende sigarayı bırak.
-Bırakamıyorum çok kötü alıştım.
-Ne zamandan beri içiyorsun?
-Bugün tam beş gün oldu.
-Peki, sigarayı nereden alıyorsun?
-Babam sağ olsun, onun paketinden aşırıyorum.
Valla ayakta uyuyor, bir ara uyanır gibi oldu, anneme kızıyor.
Benim sigaralarımı niye içiyorsun diye, senin anlayacağın, ondan biliyor.
-Annen sigara içiyor mu?
-Yok! İçmiyor ama babam sigaraların eksilmesini ondan biliyor.
-Kanka moralim çok bozuk.
-Yine ne oldu.
Şu yukarı sokakta oturan Birol var ya?
-Eeee
-İşte onun kırmızı bir iki tekerlekli bisikleti var.
Şunu ver de iki tur atayım dedim vermedi.
-Niye vermedi?
-Yaa! Yanındaki yalakalar, bu bisiklete binmeyi bilmiyor verme dediler.
-Sen bisiklete binmeyi bilmiyor musun?
-Kanka amma yaptın, benim küçükken üç tekerlekli bisikletimi hatırlasana onu nasıl şaha kaldırırdım.
-Seyfi iki tekerlekli ile üçtekerlikli arasında fark var.
-Kanka küstüm işte sende o yalakalar gibi konuşuyorsun.
Onlarda aynısını söyledi, bende onlara şu yokuştan aşağıya hem de ellerimi direksiyondan bırakarak inerim dedim.
-Hangi yokuştan?
-Şu dik yokuş var ya?
İşte oradan.
-Akıllı çocuklarmış, bisikleti iyi ki vermemişler.
Sana mı acıdılar, yoksa bisiklete mi?
-Kanka sana moralim çok bozuk diyorum, sende benimle dalga geçiyorsun.
Senle Konuşmuyorum, küstüm işte.

10 Aralık 2010 4-5 dakika 67 öyküsü var.
Yorumlar