Kaybolan Gençlik (1)

?Yeter anne yeter bu kadar da sıkıştırılmaz ya!
?Kızım sen ne diyorsun? Ben sana karıştım da ne yaptım?
?Daha ne yapacaksın ki, oraya gitme, bunu yapma, şununla konuşma bıktım bu evden de sizden de.
Özlem annesinin şaşkın ve korku dolu gözlerinin önünden kapıyı vurup çıktı. Vakit akşam ezanı üzereydi. Dışarısı kararmıştı. Ay ise Ekim ayının soğuk bir gününde bulutların arkasına gizlenmişti. Belki de üşümemek için bulutların ardından çıkmıyordu. Özlem, hafiften yağan yağmur tanelerinin altında bilinçsizce yürüyordu. Ayakları kendisini o güne kadar morali bozulduğunda gittiği arkadaşı Burcu'nun evine götürdü. Zili çaldı. Gözleri boş boş bakıyordu.
Kapıyı üstünde dekolte bir gecelik olan yirmi beş yaşlarında, düz ve uzun sarı saçları omuzlarından dökülen bir kız açtı.
?Sen! Bu saatte ne arıyorsun? Hani eve gidecektin?
?İçeri almayacak mısın?
?Ne demek ya gel, dedikten sonra Özlem'i eve aldı. Sonra sağa sola bakarak kapıyı kapattı.
?Ne oldu anlat bakalım? Böyle moralsiz bir şekilde...
?Ne olacak her zaman ki gibi dırdır ve güvensizlik kokan sözler tırmaladı kulaklarımı. Artık annem çekilmez oldu. Ben de kapıyı çarptığım gibi evi terk ettim. Daha fazla dayanamazdım.
?İyi ettin be Özlem. Artık genç bir kızsın. Özgürsün. İstediğin gibi davranmak senin de hakkın. Bizi doğurdular diye üzerimizde bekçi olmaya hakları yok. Gel sana bir iğne yapayım da rahatla.
Burcu, ilk önce Özlem'in koluna bir lastik sardı. Sonra da damardan bir iğne yaptı. İğnenin etkisiyle Özlem kendinden geçti. Oturdukları divana uzandı. Uykuda çok masum görünüyordu. Kıvırcık saçları yastığın etrafından sarmaşık gibi sarkıyordu.
Bu sırada Burcu, telefonu almış birilerini arıyordu.
?Mösyö bu gün bir kuş daha kondu. Yuvadan uçmuş. Sığınacak bir dalı yok. Sıcak bir dosta ihtiyacı var.
-...........................................
?Tamam anladım. Uyandığı zaman size getiririm. Sanıyorum özgürlük şarkıları çaldıkça bizim yuva kuşsuz kalmayacak. Anne babalar da bizlere yardım ediyor. Onları anlamak yerine, daha çok işimize yarayacak şekilde tepkisel oluyorlar.
-.........................................
?Peki efendim bir daha böyle konuşmam. Anladım. Bye.
Burcu sinsi bir gülüşle divanda yatan Özlem'e baktı. Sonra mini barda doğru yöneldi. Bir kadeh viski alarak bu yeni gelen sermayenin tadını yudumlamaya başladı.
Bu sırada Özlem'in evinde annesi ağlıyordu. Kızına ne olduğunu bir türlü anlamıyordu. Sadece onun iyiliğini istiyorlardı. Bunun için de bir anne ve baba olarak onu uyarmaya çalışıyorlardı.
Zil sesi kendisini gözyaşlarından uzaklaştırdı. Gözlerini elleriyle sildi. Kapıya yöneldi. Selim gelmiştir diye düşündü. Kapıyı açtı.
?Hoş geldin Selim.
?Hoş bulduk. Nasılsın?
?Şey iyiyim. Ne olsun her zaman ki gibi. Temizlik, yemek derken gün geçiyor.
Selim içeriye geçti. Çeketini çıkarıp vestiyere astı. Divanın üstündeki kumandayı alarak televizyonu açtı. Haber kanallarını taramaya başladı. Hep karamsar haberlerdi. Ölüm, cinayet, trafik kazaları, terör haberlerin birinci sırasında yer alıyordu. bu sırada karnının açlığını hatırladı.
?Hanım daha yemek hazır değil mi? Karnım zil çalıyor.
?Tamam, şimdi hazırlıyorum.
Selim uzandığı divandan kızına seslendi.
?Özlem kız Özlem, bana bir bardak su getir.
Selim'in sesi karşılık bulmamıştı. Sesi bumerang gibi dönerek kendisine gelmişti.. bu sefer daha yüksek bir şekilde seslendi;
?Kız Özleeeeeeem sana sesleniyorum. Bir bardak su ver dedim.
Songül Hanım içeriye girdi. Selim'in sesine özlem'in yerine karşılık verdi.
?Buyur bey ne istiyorsun?
?Senden değil Özlem'den istedim. Hangi cehennemde? Ne yapıyor yine?
?Şey...
?Ne geveleyip duruyorsun söyle be!
?Özlem evde yok.
?Nasıl yani yok? Şimdi evde değil mi?
?Hayır, evde değil. Kapıyı çarptı ve gitti.
?Nasıl yani gitti? Nereye gitti?
?Ne bileyim işte gitti, dedikten sonra gözyaşları bir pınar gibi akmaya başladı.
?Sus be ağlamaya kes! Ne oldu söyle bakalım?
?Ne bileyim işte bazı arkadaşlarıyla gezmemesini söyledim. Nerede kaldığını sordum. ?Bıktım artık? diyerek kapıyı çarptığı gibi gitti.
?Bu kıza son haftalarda ne oldu böyle? Süslenmekten başka bir şey düşünmez oldu. Kendi başına buyruk davranışları arttı. Ben çıkıyorum.
?Nereye gidiyorsun? Dur ben de geleyim.
?Sen evde kal. Ben karakola gidip haber vereceğim. Sen de Özlem'in bazı arkadaşlarını ara.
Selim hırs ve öfkeyle çeketini giydiği gibi dışarıya çıktı. Bu sırada Songül Hanımda telefona yöneldi. Tek tek okul arkadaşlarını aramaya başladı. Ama hepsinden de olumsuz cevap aldı.

03 Eylül 2009 4-5 dakika 77 öyküsü var.
Yorumlar