Kayıp
Amel Defteri’den
Bölüm 24
Boş bir arazinin yanındaki odun-kömür satılan yerin karşısındaki apartmanın giriş katından bir kadın sesi: "Sen kimi arıyorsun oğlum? Sürekli ağlayarak dolanıp duruyorsun." Teyze, yeğenimi kaybettim, onu arıyorum, gördünüz mü?" dedim. Camın perdesi kısa bir süre açılıp kapandı kadının kucağında yeğenim elinedeki horoz şekeriyle bana baktı. "Amca!" Kadın, "Bu mu aradığın çocuk?" dedi. Onu bir daha kaybolmasın diye içime saklamak istedim. "Evet, o!" diye ağlayarak karşılık verdim.
Kadın anlattı: "Evladım, çocuk sokakta, şu kömürcünün yanındaki ağacın orada ağlıyordu. Yanına gittim. 'Annen baban nerede?' diye sordum, cevap vermedi. Elinde elma şekeri vardı, her tarafı kıpkırmızı olmuştu. Ne olur ne olmaz diye eve aldım. Anası babası arar diye bekledim.Kimseler de gelmeyince oğlumu karakola haber vermesi için gönderdim."
"Teyze, belki ben burayı on defa geçtim, hiç mi fark etmediniz?" dedim. "Birkaç defa geçtiğini görünce onun için seslendim zaten," dedi.
Apartmana girip yeğenimi kucakladığımı, ona nasıl sarıldığımı hatırlamıyorum. Sevinçten deliye dönmüştüm!
Dükkana döndüğümüzde kapının önünde polis arabası vardı. Emmimin dükkandan fırlayıp kızına sarılmasını asla unutmayacağım. Gerçekten rahatlamıştım ama bitkin ve perişandım. Başım çatlayacak gibi ağrıyordu. "Emmi, seninle kalsın, ben biraz dolaşmak istiyorum, akşama doğru gelirim," dedim. O da, "İstersen dolaştıktan sonra eve git, yengen de gelecek birazdan," dedi. Aslında ihtiyacım olan şey buydu. O gün o mahallede, o dükkanda durmak istemiyordum.
Çapa durağına kadar yürüdüm. Avcılar'a giden 76 numaralı IETT otobüsüne bindim. Arka sıralardan cam kenarına oturdum. Alnımı cama dayayıp, gözlerimi kapattım. Avcılar Belediye durağına kadar öylece gittim.
Biraz olsun rahatlamıştım. Ambarlı'ya kadar salına salına yürüdüm. Sahil kenarında, kayalıklara oturup uzun süre denize baktım. Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Kahvaltı hariç gün boyu hiçbir şey yememiştim. Roma Dondurmacısı'nın oralarda, harika tost yapan küçük bir dükkan aklıma geldi. Kalktım ve hızla oraya doğru yürümeye başladım. "Sonra da iki külah dondurma harika olur," diye geçirdim içimden.
Devam edecek..
