Kediler

Bu ara kediler bizim okula iyice musallat olmaya başladı. Sabah okulun kapısını açsam, kedilerle hep karşılaşıyorum. Her koridorda onların miyavlama seslerini duyuyorum. Açık sınıf kapısı görsünler, hiç affetmezler hemen dalarlar içeri. Öğrenciler de, öğretmenler de sevdiler bu kedileri. Ders bile işledikleri oluyor. Baştan ilgi görünce bayağı alıştılar bizim okula. 

Ama gel gelelim vukuatları hiç bitmiyor. Girdikleri her yere pisliklerini yapıyor söylemesi ayıp. Tüy bırakıyorlar öğretmenler odasına. Katlardaki çalışan bayanlar usandı artık kedileri kovalamaktan, yaptıklarını temizlemekten. Tamam kediler şirin, tatlı olabilir fakat sınırlarını çoktan açtılar bence. Sayıları iki, üç, dört derken, birden on iki, on üç oldu nerdeyse. Kaç defa belediyeyi aradık, gelin götürün bunları diye hala ses seda yok. Çaresiz bir duruma düştük gibi. 

Yine böyle bir sabah erken okulu açtığımda, Müdür Bey'in  odasının penceresini açayım dedim,  oda havalansın diye. Kapı  açık kalmış. Kedinin biri de hooop içeri tabi. Ordaki sandalyelerin, koltukların üstü hep tüy olmuş. Anlamadım gitti, o kapıyı kapatmıştım, nasıl oldu da açıldı? Bunu gören Müdür Bey Hasan Hoca çok kızdı. O katın görevlisi Saliha Hanım'ı çağırıp :

- Sen mi sabah sabah açtın odayı? 

Saliha Hanım :

- Yok Müdürüm, ben açmadım. 

- Kim açtı o zaman? 

- Bilmiyorum. 

- Bana o zaman Enes'i çağır

Sâliha Hanım yanıma gelerek 

- Müdür Bey seni çağırıyor Enes Abi. Sana galiba kızmış. 

Ben, durumun farkındaydım. Gidip gerçeği söylemeliydim. Yoksa ihale bu bayanların birinde kalacaktı.  Gittim ve dedim ki :

- Müdürüm, odayı havalandırmak için ben erkenden kapıyı açtım. Ama kapıyı kapatmıştım, nasıl oldu da açık kaldı hayret. 

Oradan Müdür Yardımcımız Mustafa Hoca :

- Desene Enes, kedilerin hiç mi suçu yok? 

Bu espiri karşısında hepimiz gülüştük tabii. Sağolsunlar beni çok severler. Fazla o kadar kızmamıştı Müdür. Ama yine de dikkatli olmalıydım . Benim yüzümden kedilerin tüylerini bayanlar yine temizlemişti. 

Şakaya getirerek Müdür Bey :

- Enes, o zaman alıyorsun eline büyük bir kutu, tüm kedileri o kutunun içine atıyorsun. 

Mesajı almıştım. Çöpçüler Kralı'ndaki rahmetli Kemal Sunal gibi tüm kedileri bir çuvalın içinde toplamaya benziyordu durumum bu gidişte. 

Yani ahval böyle işte. Şimdiden düşünüyorum, bu yaramaz kedileri nasıl yola getiririm diye. 



23 Şubat 2024 2-3 dakika 89 öyküsü var.
Beğenenler (7)
Yorumlar (7)
  • 2 ay önce

    Günün öykü yazısı olarak seçtikleri için değerli kurula teşekkürlerimi sunarım. Sağlıcakla esen kalın.

  • Öykünüz gülümsetti Enes bey. Haklısınız. Ama işte nimet külfetle beraber. Hiç olmadıklarında boşluk, geldiklerinde ise sorumluluk çoğalıyor. Kaleminize sağlık, tebrik ediyorum.

  • 2 ay önce

    Kedilerin bir suçu yok Enes bey onlar aç kaldıkları ve üşüdüklerinde barınma ihtiyacı duyarlar. Belli yerlere biraz mama su ve yatacakları bir karton kutu konsa içeri girmezlerdi. Doğayı katlettikçe hayvanlar da evrim değiştirip insanlara sığınıyorlar ki dünya sadece insanlar için var edilmedi. Sorunu Basit çözümlerle giderebilirdiniz 😊

  • 2 ay önce

    Bayılırım kedilere, kedileri sevmeyenlerle de işim olmaz... Tüy de dökseler iyidir yine de kediler... Kutlarım Enes kardeşim...