Kırmızı Ayakkabı

    Gece geç saatte uyandı, yarın amcası köye geri dönecekti, kalktı yatağından ve masasının üzerinde duran yeni aldığı kırmızı spor ayakkabılarına baktı. Onları alabilmek için aylarca para biriktirmişti, okul için annesinin verdiği harçlıklarını harcamamış, sabırla kumbarasına atmıştı. Olsun değerdi, hiç bu kadar güzel bir ayakkabısı olmamıştı. Beden eğitimi dersinde giyecekti. Bir ayakkabıya bir de elinde ki mektuba baktı, köyden en yakın arkadaşı Zeynep yazmıştı, sadece ikinci sınıfa kadar köy okulunda okumasına rağmen birlikte çok anıları vardı. Hayatının en güzel dönemiydi, en sıcak, en samimi. Zeynep ona onu çok sevdiğini, çok özlediğini, hiç unutmadığını, onun için aldığı hediyesini beğenmesini umduğunu yazmıştı, doldu yine gözleri, gönderdiği hediyeyi aldı eline deniz kabuklarından kapağı olan bir takı kutusu göndermişti bizim kine, denizi çok sevdiğini unutmamıştı demek ki. İçine koyacak hiç takısı olmamasına rağmen o kadar çok sevmişti ki hediyesini hem nasıl sevmezdi, ilk kez biri ona hediye almış onu düşünmüş ve değer vermişti. Hemen aldı kalemi kağıdı eline mektubuna cevap yazamalı çok güzel de bir hediye göndermeliydi.

"Canım Zeynep'im, çok teşekkür ederim hediyeni çok beğendim. Bende sana bir hediye gönderiyorum. Seni hiç unutmuyorum oyunlarımızı birlikte yediğimiz yemekleri, el el koştuğumuz topraklı yolları, keşke buraya gelmeseydim, hep köyde kalsaydım seni çok özlüyorum ama yazın geleceğim bol bol vakit geçiririz, umarım çok mutlusundur, seni çok seviyorum..."

Ve katladı mektubunu koyacak bir zarfı yoktu,  hemen mutfağa koştu, annesinin poşet çekmecesini karıştırdı, güzel bir poşet buldu, poşetin üstünde de fiyonk vardı, ne güzel hediye paketi gibi dedi içinden. İçine mektubunu ve masasının üstünde duran kırmızı spor ayakkabılarını koydu, çünkü en değerli şeyi oydu, başka bir hediye gelmemişti aklına. Sıkıca bantladı hediyesini sabah amcasına verecekti. Uzandı tekrar yatağına Zeynep'e bir ayakkabı borcu vardı zaten, iç sesini ikna etmek adına kapattı gözlerini ve hatırladı hem acı hem tatlı anısını; okuldan eve dönüyorlardı, çok yağmur yağıyordu, tüm çocuklar beraber hızlıca yürüyorlardı, büyük çocuklar küçüklere yardım ediyordu, ellerinden tutup hızlı olmaları için onları çekiştiriyordu. Zeynep'le el ele tutuşmuş koşuyordu bizim ki, ardından küçük bir tahta  köprüsü olan dereyi geçmeye geldi sıra, sular o kadar çoktu ki köprünün üstünden akıyordu korktu bizim ki nasıl geçecekti, Zeynep "Hadi gel, korkma!" dedi akan sular ayağından bir lastiğini alıp götürdü, arkasından öylece bakakaldı. "Boş ver" dedi Zeynep "Hadi gidelim", annesi ona bu renkli lastikleri yeni almıştı, yine mi kara lastik giyecekti, hem geriye kalan lastiğinin eşine  bakarak yürüyor hem de ağlıyordu. Zeynep "Ne olur ağlama" demişti, "Tamam, sustum" dedi bizim ki ve sildi gözyaşlarını, eve gelmişlerdi, el salladı arkadaşına ve koştu hızlıca, çekildi odasına, üstünü çıkarıp yattı yatağına, ağladı saatlerce, nasıl uyuduğunu hatırlamıyordu bile, annesinin sesiyle kendine geldi, "Hadi kızım okula geç kalacaksın, uyan!". Gitmek istemiyordu ki ama, zorla kalktı hem gitmese evde ne yapacaktı annesi ablası bahçeye gidiyordu yalnız kalacaktı, annesi önlüğünü gece sobanın yanına asmış kurutmuştu, giydi oh sıcacıktı, tam kahvaltıya oturmuşken kapı çaldı, annesi camdan baktı, "Kızım, Zeynep gelmiş aç kapıyı"  bizim ki koşarak açtı. "Günaydın" dedi arkadaşı, önlüğünü giymiş çantasını takmış elinde de küçük siyah bir poşet, "Ne çabuk hazırlandın?" , "Heyecandan uyuyamadım ki akşam eve gidince lastiğinin dereye düştüğünü ve çok üzüldüğünü babama anlattım o da sana bunları gönderdi" dedi.  Zeynep'in babasının köyde bakkalı vardı, "Gerçekten mi?" diye çığlık attı bizim ki, "Hem de kırmızı, çok teşekkür ederim" dedi ve sıkıca sarıldılar, annesi "Parası neyse veririz, babana söyle de kızım" ,"Yok teyze babam hediye dedi" Bizim ki giydi yeni lastiklerini, tuttular yine Zeynep'le el ele o kadar mutluydu ki tarif ermek mümkün değildi.

Açtı gözlerini kapattı geçmişin penceresini, içinde ki sese "Ya, bu hediye az bile Zeynep'e" dedi. "Spor ayakkabın yok diye seni beden eğitimi dersine almayan öğretmenine ne diyeceksin peki?", "Aman boş ver zaten sınıfta kitap okumak daha zevkli"...

07 Ağustos 2022 4-5 dakika 2 öyküsü var.
Beğenenler (8)
Yorumlar (4)
  • 20 ay önce

    Ben zaten yazıyı okurken, içimden bu günün öyküsü seçilir diye geçmişti. Tebrik ederim Sevgi Hanım. Gayet akıcı, sürükleyiciydi. Kalemin daima yazsın.

  • 19 ay önce

    çocukluğuma gittim bir an.. ne zor günlerdi. tebrikler hocam.