Kıssadan Hisse

Sene 1994 siyasi seçim dönemine girilmişti
Bir gün lokantada oturmuş tek başıma yemek yiyordum, benden başkada müşteri yoktu. Bir süre sonra, kapıdan 15-20 kişilik bir grup içeri girdiler ve bana yakın olan masaları bitiştirerek yemek siparişlerini verip kendi aralarında sohbet başladılar.
Ben haliyle yemek yediğim için kullanmakta olduğum telsiz masanın üstündeydi ve muhabere (konuşmalar) devam ediyordu.
(Telsiz dikkatlerini çekmiş olacak ki) polis olduğumu anlayıp birisi laf attı
' Polislerde bizi sevmez ama yinede yan yana oturduk.' diye,
Bende ister istemez cevap vermek zorunda kaldım...
Ben. Bey efendi isterseniz önce tanışalım, sonra konuşmak veya tartışmak isterseniz konuşalım veya tartışalım diyerek kendimi tanıttım.
Avukat. Ben Ceyhan" X." partisi teşkilatının başkanı, Millet Vekili aday adayı Av. ' X ' olduğunu söyledi
Ben. Beyefendi ben siyaseti ve particiliği sevmiyorum.
Avukat. Neden sevmiyorsunuz sebebini sorabilir miyim?
Ben. Siyasetin ve politikanın içinde, ne dürüstlük ne Vatan Millet Sakarya, ne helal, haram
kaldı, hepsi yalan riya, makam mevkiden başka bir şey düşünülmüyor, sistem çarpık onun içinde sevmiyorum.!
Avukat. Peki düzeltmek için ne yapabildiniz.?
Ben. Size bir fıkra anlatacağım, mümkünse dinleyin, ondan sonra siz istediğinizi sorun ben cevap vereyim...
Avukat. Buyurun anlatın neymiş, bakalım...?

( Dünyada savaş çıkmış, Melekler Tanrının huzuruna çıkmışlar)

Melekler: Yarabbi dünyada savaş çıktı,
Tanrı: Kimle kim savaşıyor?
Melekler: İngilizler ile Amerikalılar savaşıyor
Tanrı: Siz karışmayın onlar işini bilir.
Melekler: Peki, demişler ve Yüce tanrının huzurundan ayrılmışlar..

Aradan zaman geçmiş dünyada yine savaş çıkmış, Melekler Tanrının huzuruna tekrar çıkmışlar

Melekler: Yarabbi dünyada savaş çıktı,
Tanrı: Kimle kim savaşıyor?
Melekler: Fransızlar ile İtalyanlar savaşıyor,
Tanrı: Siz karışmayın onlar işini bilir.
Melekler: Peki, deler ve Yüce Tanrının huzurundan ayrılırlar...

Derken dünyada birçok ülkeler kendi aralarında savaşırlar, Melekler her defasında Yüce Tanrının huzuruna çıkarlar ama hep aynı cevabı alırlar...

Aradan uzun yıllar geçer, bir gün yine dünyada savaş çıkar Melekler Yüce Tanrının huzuruna çıkarlar
Melekler: Yarabbi dünyada savaş çıktı,
Tanrı: Kimle kim savaşıyor?
Melekler: Türkler ile Araplar savaşıyor
Tanrı: Derhal bana kılıç kalkanımı getirin.
Melekler: 'Şaşkınlık içinde' Yarabbi şimdiye kadar, bunlar, bunlar, şunlar kendi aralarında
savaş yaptı. Her defasında onlar işini bilir, siz karışmayın dediniz.
Şimdi ise kılıç kalkanı istersin biz bir anlam verip çözemedik neden acaba?
Tanrı: Onlar her işini bana havale ederler, bensiz bir şey çözemezler, halletmeye
Gidiyorum 'der'
Ben. İşte Sayın Milletvekili aday adayım bizim ülkemizin gerçeği bu. Ne zamanki Yüce Tanrım kılıç kalkanını alır gelir, bu işleri düzeltirse, bende o zaman siyaset ve politikacıları sever oyumu veririm...
Avukat. Kardeş sen, bu konularda bizden daha ileridesin, alacağını almışsın, benin sana sorup söyleyeceğim hiç bir şey yok... Diyerek benimle sohbeti kestiler....

Evet, sevgili dostlar, anlattığım her ne kadar bir fıkrada olsa da, benzetmeler hiç hafife alınacak türden değil, aslında ders alınması gereken KISSADAN HİSSE... olarak düşündüm ve buraya ekledim....


Necati KEÇELİ
ADANA

18 Ocak 2010 3-4 dakika 1 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar