Kıyamet Biziz. 2...

KIYAMET BİZİZ 2...

14 kasım 2302
Patlama Öncesi


Gittikçe terleyen sırtının verdiği rahatsızlıktan ötürü doğruldu ve pencerenin yamacına ürpererek yaklaştı. Perdenin yırtık kumaşını inceledi bir süre. Örümceğin tavanda ki yerinde olduğunu görünce rahatladı biraz.
Perdenin arkasını görmek için bir adım atmıştı ki ayakkabısından boşalan kanın verdiği korku ve pencereden dökülmüş camların üzerine düşme tedirginliğiyle hızla koltuğuna hareketlendi. Daha çok sandaleti andırmasına rağmen çaresizlikten kullandığı ayakkabısının kırmızıya boyanmışlığını aldırmadan batan camı çıkardı keskin bir çığlık atarak. Ayağında ki yaraları görmemek için yanında duran masadan örtüyü çekti ve ona dehşet veren, sıklıkla yaşadığı dakikaları sardı kuvvetle.



Kum yığınları arasına kurduğu sadece bir pencere ile dışarı açılan sığınakta sıkılmaya başlamıştı. Eski kasetleri karıştırdı.dakikalarca incelediği kasetlerden birine uzandı.aldığı kaset sahnede bağırmaktan başka şeyler yapan nadir sanatçılardan birine aitti.boğuk sesini aldırmadan şarkıya eşlik etmeye başladı:

Gelecek geçmişe utançla
Bir ayağı çukurda
Savaş, can savaşı
Hayat mı ölüm mü?
Hangisi dayanıklı?

Kurşun insandan çok
Batı kültürden
Ceset mezardan.
İsimler bile uydu sağa sola
Nezle oldu yaşam
Uykuda...


?isimler bile uydu sağa sola'

Jacob, ismini hiç beğenmemişti aslında. Karıştırdığı tarih kitaplarında gördüğü özünü, Türklüğü gösteren isimler daha uygundu ona. Ali, Muhammet, Kemal...

Eski evinde bıraktığı kütüphanesinde birçok kitap mevcuttu. Türklerin her şeyini öğrenmişti kitaplardan. Keşke biraz uyanık olsalardı da şimdi haritalarda Trakya'nın yanında diğer 6 bölgede okunabilseydi. Vurdumduymazlık ve sonuç...
Batının isimleri kalmıştı alınmayan o bile geçti Türklerin aklına. Ama o akılların hepsi çürüdü şimdi. Dışarıda her gün 5 milyon insan ölüyor. Uyanıklar sömürüyü geçti öldürüyorlar şimdi.

O sırada sallanan yer onun koltuktan düşmesine neden oldu. Kafasına aniden bir şey indi. Gözleri kapandı. Galiba yakın bir yerlere ateş düşmüştü yine. Kim bilir kaç can yanmıştı geçmişin mektubundan. Şimdi dünya güneşten daha gürültülü... Ve güneş artık dünyadan ısınıyor...


Bir güneş doğdu ve battı ışığını bırakarak. Tükenmeyeni tükettik. Dünya güneşini arıyor.

05 Mayıs 2009 2-3 dakika 9 öyküsü var.
Yorumlar