Köpeğin Duası
Bir zamanlar bir köyde, yaşlı, tembel ve uysal bir köpek yaşarmış. Tüyleri dökülmüş, gözleri puslanmış ama hâlâ içinde küçük bir umut taşıyan bu köpek, her sabah aynı duayı edermiş:
“Ey gökyüzü, bugün önüme kemik düşerse kimseye saldırmayacağım,sessizce köşemde yatacağım.”
Köy halkı da bu köpeği tanır, kimseye zararı dokunmadığını bildikleri için onunla pek ilgilenmezmiş. O da gün boyu gölgelik bir ağacın altında yatıp dua eder, sonra bir mucize gibi gökten bir kemik düşermiş önüne. Nereden geldiğini kimse bilmezmiş ama köpek her gün karnını doyururmuş.
Günler böyle geçip gitmiş fakat bir gün gökten ne kemik düşmüş ne de kemiğin kokusu gelmiş. Karnı zil çalan köpek, yerinde duramayıp gözlerini dört açmış,açlıktan ölmek üzereyken köy yolundan geçen yaşlı kadın dikkatini çekmiş. Kadının torbasından buram buram kemik kokusu yayılıyormuş. Gözleri kararan köpek, önce havlamış, sonra hırlamış, ardından kendini tutamayarak kadının üzerine atlamış.
Kadın korkuyla torbasını yere düşürmüş, köpek hemen torbayı karıştırmış ve bir de ne görsün! Her zamanki yediği kemikler torbanın içinde...
Günün sözü şu olsun o zaman; Her zaman ve her yerde it,itliğini,yiğit de yiğitliğini yapar.