Köşk Fakiri

...Daha o küçük bir kız çocuğuydu. Bu yaşadıkları hayatın ona acı bir hediyesiydi san
Yedi yaşındaki Emel ailesiyle gezintiye çıkmıştı.? Emel o yaşta malesef ailesini kaybetmişti. Murat dedesi Emeli yanına almış ve artık Emel`in bakımını dedesi üstlenmişti. Çünkü dedesi Emel`i çok seviyordu.Emel`in ne amcası ne de akrabaları ona bakmak istiyordu.
Aslında Emel'in ailesinin maddi durumu kötüydü. Öyle ki ev kirası , yiyecek yemeklerini dahi zor buluyorlardı. Dedesinin şuan ki durumu da bundan farksız değildi.
Günler ayları aylar ise seneleri kovalayıp dert üzerine dert katarak zaman akıp gitti. Emel tam 15 yaşına gelmişti...
Emel okumak yerine çalışmak istiyordu ama Murat Emel`e ' Sen okumalısın' deyip çalışmasına izin vermezdi..
Emel bir gün Murattan izin alarak dışarıya arkadaşlarıyla buluşmaya gitti. Akşam üzeri arkadaşlarından ayrılan Emel eve doğru ilerlemekteydi. Tam o sırada
gözüne bir ilan ilişti ve Emel koşa koşa eve gidip dedesine ben yolda iş ilanı gördüm yarın gidip bakmak isterim dedi.Dedesi ise;
emel sana ne kadar olmaz desemde dinlemiyecesin beni dedi.
artık izin vermek zorunda kalır...
her zaman ki gibi güneş o güzel parıltısıyla tüm doğayı büyük bir aşk içinde aydınlatmaya başlar ve emel direk yataktan fırlayıp hemen iş ilanının bulunduğu köşke gider
çünkü emelin gördüğü ilan köşke aranan hizmetçi ilanıydı.
Köşkün kapısına ulaşıp büyük bir heycanla (adeta ellerinin titremesi gibi) bakışlarında mutluluk olan emel zili çalar.
Kapıyı açan hanımefendi 'buyrun' der..
Emel ise ben ilanınızı görmüştüm onun için geldim der..
Köşkün sahibi Emel'i içeri davet eder...
Çay ikramı ile birlikte köşkün sahibi 'benim adım Zehra sizin adınız nedir' der.
Benim adımda Emel der.
Tanışma olayından sonra Zehra Emel'e sürekli burada kalacak ve hizmet edeceksin yeme, içme,
yatma gibi olayların karşılanacak ,fiyatı ise sizi fazlasıyla tatmin edecektir der.
Emel tüm şartları kabul eder ve yarın başlamak üzere köşkten mutlu bir şekilde ayrılıp eve gider.
Dedesine işe alındığını ve sürekli orda kalacağını söyler.
Murat ise kızı gibi sevip baktığı Emel'e doyasıya sarılıp ağlamaya başlar...
Yine gün batar...
Sabah olduğunda Emel eşyalarını toplayıp çalışacağı köşkün yolunu tutar ve artık orda çalışmaya başlar..
Günün ilk başlangıcında emel yemekleri hazırlar, istenilen herşeyi yerinde ve zamanında yapar.
Aradan yıllar geçer...
Emel aldığı tüm maaşı dedesine yollar.Köşkün sahibi Zehra hanımla arası iyice güzel olur. Sanki öz kardeşler gibi birbirlerini çok severler fakat Zehra hanımın eşi Rızayla hiç anlaşamaz.
-hayır hayır..
-küstah seni..
Bağırıyordu sürekli Emele Rıza.
Sen hizmetçi parçası tabağa nasıl dikkat etmezde kırarsın,sana tonlarca para veriyorum hizmetçi parçası seni der.
Emel ise özür diler ama zavallının gözlerinden sürekli tane tane yaş akar,gözyaşları zehir olsa bu kadar sözlerden sonra tatlı gelirdi belkide.
O esneda artık Zehra hanım dayanamaz Rızaya 'bağırma kıza kırdıysa kırdı ölüm yok ya' der,Rıza ayağı hızlı bir şekilde kalkar ve Zehraya tokat atar.Zehra bunu kaldıramayıp odasına gider.Hırsını alamayan Rıza: 'hizmetçi parçası defolll,dEfol dedim sana,
kovuldunnnn'.
Emel başı ayik hayatın acımasız bir mührünü daha yedikten sonra bavulunu toplamaya gider,
saatler sonra bavulunu toplayan Emel Zehra hanımdan helallik ister. zehra hanım doyasıya sarılır Emele,
kardeşim gibi sevdim seni gitme Rızaya ne oluyormuş der.Bırakamam seni asla bırakmam.
Emel: hayır abla artık gitmelİyim ben o lafları sineye çekemem der ve yavaşça kapıya yönelir .kapIda Rızayı da görünce hakkınızı helal edin der.
Rıza:sen daha burda mısın hizmetçi parçası defoooolll.
Emel son kez kafasını kaldırıp geriye bakar Zehra hanıma elveda der,
zehra hanım yağmur yağıyor sonra çık der.
hemen oradan Rıza ben daha fazla taşıyamam hizmetçi parçasını defolsun hemen der.
Emel görüştükten sonra kapıdan çıkar gider,
Yağan yağmur zavallı Emeli sırılsıklam eder,saatler sonra dedesin evine gelir.
Aman allahım nOluyor orada.
sakınnnnn,dedeeeeeee
dedeeeeee...
olamaz bu yağmur ondanmmı yağardı,ondanmı yüreğim yanardı,
dedesini kaybeden emel 1 ay kendisine gelemez.
aradan aylar geçer...
Emelin bulunduğu kapı çalar.Kapıyı açan Emel karşısında takım elbiseli elinde çanta olan beyfendiyi görür.buyrun der.
Dedeniz size rahmetli olmadan önce tüm misrasını bıraktı der.Gerekli işemlerden sonra Emel zengindir artık.
Zavallı dedeciğim benim yolladığım paraları harcamamış değerlendirmiş ne varsa hepsini üzerime yapmış der ve ağlar..Dedesi anlatılanlara göre kal krizi sonucu gözlerini hayata kaptmıştır.
emel artık zengin olmuş parayı değerlendrmesini çok ama çok iyide biliyordu.
akşam vakti özel arabasıyla değil yayan olarak yürümek ister emel taki gözleri önündeki çöp varilinin oradaki bayanı görene kadar.o kişi çöpten karnını doyurmak için ekmek arıyordu.
hemen emel usulca yanına yaklaşır elini uzatıp omzuna dokunarak,
afedersiniz!
özür dilerim!
diye seslenir arkası dönük olan bayan geriye döner .

zehra hanım??
hayır kesinlikle bu siz olamazsınız?
yanılıyorum?
lütfen evet deyin bana?
malesef zeynep hanımdı o kişi.
başını önüne eyer tane tane gözyaşları akıtır zeynep hanım.
emel elini uzatıp kafasını kardırır ve doyasıya sarılır.
zehra hanımı alıp evine götüren emel güzel bir yemek ziyafeti verir zehra hanıma sonra anlat der başından geçen olayı .
zehra hanım başlar anlatmaya:;

sen gittinken sonra rıza kumara düştü günden güne elindeki tüm herşeyi kaybetti,sadece birtek kökü kaldı,aradan seneler geçti ama sürekli alkol alıp bana işkenceelr yaptı ve sonunda herşeyden beni mahrum edip boşandık,sonra elimde hiçbir para kalmayınca sokaklarda yattım,akrabalarımın ailemin yanına gitmeye çekindim.sonra sı bu işte emel.
bunun üzerine emel;
sen bana zamanında ablalık yapmıştın sıra bende der.
aradan güler,aylar geçer.
sabahın ilk vakitlerinde kuşların cıvıltısı,o güzel kokan çiçeklerin ardından tertemiz bir günle uyanırlar.
ellerini,yüzlerini yıkadıktan sonra,kahvaltı masasına otururlar.
kahvatının ardından gazete okuyan zehra hanım bir yazı görür.hemen emele,
işte ?
bak emel ?
bu ?
bu bizm köşk değilmi ?
evet senin köşk.
rıza gazeteye ilan vermişti satılık diye?
emel;
işte canım ablacığım şimdi sıra sende?
hazırlan.
nereye ?
kökünü satın almaya.
kardeşim benim ciddi olmazsın.sen bir meleksin kardeşim benim.
fakat kabul edemem bunu asla?
etmelisin ablacığım.
saatler sonra emel ablası gibi gördüğü zehra hanımı ikna eder ve yola koyulurlar.
2 saat sonra...
köşk ün o acı veren zilini çalmaya başlar emel.
kapıyı açan rıza şaşırır.
siz mi geldiniz gene,hizmetçi parçası ve sokaklarda kalan zehra.
gidin buradan.defolunnnn...
emel;
ben köşkünüzü satın almaya geldim .
rıza ise;
benim size verecek köşküm yoktur,defolun dedim;
emel ise;
elindeki para dolu çantayı açınca.
rıza hemen döner.buyurun kapıda kalmayın lütfen içeri buyurun.
içeri giren emel ve zehra hanım oturlar.
rıza ayağı kalkar ve eşinin önünde diz çökmeye başlar.
lütfen beni affet,lütfen halen seni seviyorum,yeniden mutlu olabiliriz,
bir emel,bir zehra hanıma parayı görünce yalvarmaya başlar rıza.
zehra hanım yaptıkların dan sonramı affedeceğim.(ASLA),
rıza halen yalvarır.
eğer seni emel affederse bende seni herşeye rahmen affedeceğim.rıza hemen emele yönelir.
emel hanım?
kalkın ayağı lütfen?
ben?
hizmetçi parçası,sizin söylentinizle.
zavvallı gençliğim?
ne acılar gördü.
ailemi kazada,dede mi kalp rahatsızlığından kaybettim.onlara rahmen para pul için kişiliğimi infaz ederek hayatta bakış açımı değiştirmedim.
şimdi para için döner bana yalvarırsınız.
ben halen o kadar büyük biri değilim.param olsada ben halen benliğimi kaymetmeyen emelim.
sizi affediyorum.
fakat herhangi bir yanlışınız ve benliğinizi kaybedecek olursanız,yeniden herşeyinzi alırım de. gözleri dolan emel artık konuşamaz hale gelir.
rıza;
zehra'ya dönüp bağışladın'mı beni?
emel seni affettikten sonra evet.
rıza sevinçle doyasıya sarılır .
aradan aylar geçer emel bu aileye belli bir miktar yardım talebinde bulunduktan sonra yıkılan aileyi yendiden hayata bağlar.
böylelikle emel hayatın parayla değil sadece dostlukla,saygıyla ,ve insanın değişmeyen karekterini bu öykümüzde değerli okurlarımıza sunmuş olur..

06 Mart 2012 8-9 dakika 5 öyküsü var.
Yorumlar