Köy / Korku - 1

Bütün dönem boyunca Ahmet, Ali ve Mehmet evden okula gidiyoruz diye parktaki futbol sahasında kendileri gibi okuldan kaçan diğer arkadaşlarıyla futbol maçları oynarlardı. Fakat yıl sonu geldiğinde hepsi devamsızlıktan dolayı sınıfta kalmışlardı. Mehmet'in babası mahallede kaba saba biri olarak bilinir çok değil 2 sene önce köyden apar topar şehre gelmişlerdi. Ali ile Ahmet geçen senede aynı şekilde sınıfta kalmıştı. Aslında Mehmet çok zeki ve akıllı bir çocuktu. Belli ki Ali ile Ahmet'e takılmış onlarla aynı sonu yaşamıştı. Mehmet bir köşeye oturmuş akşam evde kopacak kıyameti düşünüyordu. Ali Ahmet'e bakarak 'Artık benim sonum geldi gelecek sene okula gidemem annem evde kıyameti kopardıktan sonra anneannemin bakkalının yanına çıkarak olarak verir' dedi. Ahmet elindeki daksille karnesindeki devamsızlıkları silmeye çalışırken 'Sen gene iyisin evdekilere notlarımın iyi olduğunu söyledim bu sene zayıfsız geçeceğimi sanıyorlar beni garanti köye gönderirler yazın güneşin altında ırgatlık yapacağıma bakkalda bedavaya çıraklık yaparım daha iyi' söylendi. Mehmet ise hiç sesini çıkartmıyor asabi olan babasının kendisine ne yapacağını düşünmekten dolmuş gözlerle karşıdaki banklara bakıp sessizce oturuyordu. Birden Mehmet dönerek 'evet köye gitmeliyiz' dedi. Ahmet alaycı bir şekilde Mehmet'e bakarak 'Mehmet ırgatlık nedir biliyor musun' dedi. Mehmet ayağa fırlayarak 'Evet ama biz sizin köye değil bizim köye babaannemin yanına gideriz eve haber vermezsek bizimkilerde korkup kaçtığımızı sanarak telaşa kapılır her istediğimizi yaptırırız' diyerek ceplerini aramaya başladı. Ama Mehmet şehre geldiklerinden beri neredeyse iki senedir babaannesini görmemişti. Geçen yazda babaannesi telefonla arayarak babasıyla ne zaman köyle geleceğini sormuş Mehmet'te babasına babaannesinin köye çağırdığını söylediğinde babası sinirli bir şekilde oturduğu yerden kalkıp evden çıkmıştı. Mehmet hem özlediği babaannesinin yanına gidip özlem gidereceğini hem de ailesi evden çocuklar kaçtı diyerek üstlerine gelmeyeceklerini ve geçen zaman içerisinde sinirlerinin yatışacağını düşünüyordu. Mehmet cebindeki paraları çıkarttıktan sonra Ali ve Ahmet'ten de paralarını istedi. Ali 'Bu parayla anca otogara kadar gideriz para bulmamız lazım' diye söylendi. Ahmet elindeki karneyi göstererek 'Bu karnedeki birleri dört yapabilirsek topladığımız karne harçlıklarıyla istediğimiz yere gideriz' dedi.Karnedeki birleri dört yaptıktan sonra hepsi birer birer mahalledeki esnafı komşuları yoldan geçen insanları çevirerek karne harçlığı istemeye başladılar. Hava'nın kararmasına yakın parkta buluştular Ahmet havalı bir şekilde 'Hadi bakalım dökülün beyler' diyerek cebindeki paraları bankın üstüne koydu.Mehmet ile ali topladığı para neredeyse Ahmet'in topladığı paradan daha azdı. Ahmet ' Artık bu paralarla istediğimiz yere gidebiliriz.' Dedi. Yola koyulmadan önce parkın büfesinden atıştırmalık birkaç şey alarak seyahat acentasından bilet alıp beklemeye başladılar otobüs kalktığında ise hava bir hayli kararmaya başlamıştı. Mehmet'le Ali yolda uyurken Ahmet düşünceli bir şekilde yolu izliyordu. Otobüs birden bire karanlıkta bir dağın başında durdu. Otobüsün gece lambaları yandı içeriden gelen muavin kısık sesle Ahmet'e 'Arkadaşlarını uyandır Karabatlı köyüne geldik' dedi. Ahmet 'Nasıl yani köy burasımı diye şaşkın gözlerle muavine baktı.' Muavin 'Evet Kaptan şu toprak yolu takip ederseniz Karabatlı köyü bulabilirsiniz dedi. Fakat ben muavinliğim boyunca burada hiç yolcu indirmedim yanlış gelmediğinize emin misin' dedi. Ahmet Mehmet'in omzuna vurarak uyandırdı. Mehmet yarı uykulu uyanarak 'Ne oldu geldik mi dedi' Ahmet ' Muavin daha önce burada hiç yolcu indirmemiş başımıza bir şey gelmesin hava çok karanlık ileriki duraktan gerimi dönelim' Dedi. Mehmet gözlerini kısarak 'Evet gelmişiz' dedi ve Aliyi uyandırarak otobüsten indiler .Otobüs uzaklaştıkça hava daha da kararmaya toprak yol tamamen gözden kaybolmaya başlamıştı. Toprak yolu takip etmeye çalışırken etraftaki sessizlik ali ve Ahmet'in içini bir korku sarmıştı. Mehmet yarı uykulu yola devam ederken 'Ne oldu oğlum korktunuz mu burada eskiden savaş olmuş her yerde şehit mezarlıkları var gündüz size gösteririm' dedi. Mehmet bunu söyledikten sonra Ali ve Ahmet iyice korkuya kapılmışlardı. Yolda yürürken birden bire karşıdan zayıf bir ışık yandı. Mehmet ' Geldik işte ' diyerek hızlı hızlı ışığa doğru koşmaya başladı.

24 Eylül 2011 4-5 dakika 1 öyküsü var.
Yorumlar