Küçük Bir Çocuk Sokakta

Kar yağıyondu. Havada konkunun sessiz nefesi geziyondu. Gelincik çiçekleri gibi inen küçük beyaz toplar, evsizlere acının kokusunu yayıyondu. Kaloniferli evlerde, peteklerin sıcaklığında kırmızı yüzlerle, gülen gözlerle gelincik çiçekleri görülüyondu kar taneleri. Ama..
Bir telefon kulübesi. Metalin soğukluğu karların sıcaklığını eritiyondu. Kar çiçekleri buradan oynanacak güzellikte görünmüyondu. Küçük bir çocuk kıvrılmış içeride, sıcak bir göz, kendisinin ellerinden tutacak ve yüreğini insanlığa ısıtacak bir göz bekliyondu. Ama..
Paltosu sırtında bir adam. Yanında kürk mantosuyla hayvan sever inceliğinde bir bayan. Düşmesin diye ellerinden tuttukları tombiş bir çocuk yanlarında yürüyondu. Gözleri zon görünüyondu. Belli ki çocuklarını acının nefesi etkilemesin istiyonlardı. Geçerken sessizce kulübenin yanından hissiz ayaklarıyla, birden parlayıverdi çocuğun tek açık kalan gözleri; "Anne bak bir çocuk" deyiverdi. Duymayınca annesi, babasına seslen di; "baba bak bir çocuk" olabildiğince haykırdı bir çocuğun masumluğuyla.kalpleri metalin soğuğundan daha sertti. Sıcak bir nefes eriyip yolların üstüne yığıldı. Kar çiçeği gibiydi. "Yavrum" dediler her ikisi birden. Ama...
Sokakta kalan yalnız başına bir çocuğun acı nefesini hissetmedikçe, yavrularımız bir bir eriyip kaybolacaktır. Soğuk yüreklerimizin hissiz sokaklarında...
Kar yağıyondu. İnsanların yürekleri bir telefon kulübesinin sıcaklığındaydı. Erimiyondu artık insan kalbine çarpan kar taneleri. Beyaz gelincikler gibi gülümsüyondu. Çocuk mezarından çıkan toprak kokularında konkunun ve acının nefesi hissedilmiyondu. İnsan kokuyondu olabildiğince sıcak.
Hayvan sever inceliğinde bayan ve paltolu bay, gölüklerinin ardından çocuklarının kulübede soluşunu seyrediyonlardı. Şimdi bir çukurdu kulübe yani mezar. Sessizce bırakıvermişlerdi toprağın sıcaklığına. Oysa ne kadar da ilgiliydiler solmasın diye çiçekleri. Ama unutuşları bir kulübedeki masum çiçeği, soldurmuştu kendi güllerini.
Bulutlar yavaş yavaş çekiliyondu güneşin aydınlık sunan gözlerinin önünden. Çocuk gülüyondu toprak kokusunun yayıldığı insan kalbinin bahçesinde. Ellerinden tutmuşlardı sevecen bir yüreğin sıcaklığıyla. Kulübenin metali soğukluğunu kaybetmişti. "Çocuğumuz olur musun?" sözleri sokakların yalnızlığında bir gül bahçesinin tomurcuğu oldu.
Sokaktaki çocuk bir gül oldu seven insan yüreğinde...
Ama keşke ölümün sıcaklığına mahkum edilmese gül tomurcukları.

14 Mart 2009 2-3 dakika 77 öyküsü var.
Yorumlar (1)