Lamba Çocukları

Görsel tanık olduğumuz ve günde birkaç defa yaşayarak duygularımızı erittiğimiz toplumun kanayan yarası için binlerce yazı yazıldı. 'sokak çocuklarımız da bu kış donarak ölmemeli'
Sadece yazabilen ve konuşabilen ancak eyleme geçiremeyen bizler ne yapabildik? Onlara ne verebildik? Bakışlarımızdaki acıma duygularını ve cebimizden çıkardığımız bozuk paraları.
Her geçen gün mantar gibi çoğalan, isminin başlığını adından alan derneklerimiz bu çocuklarımıza el uzatmak ve topluma kazandırmak adına açılmaktadır. Bizler bu ilginç açılışlara şahit olurken acınılacak çocuklarımız değil de bu dernekleri açıp ta kifayetsiz kalan yetkililer olduğunu anlayabiliyoruz. Her derneğin açılışında ilin ileri gelenleri resepsiyonlar, kokteyller vererek çocuklarımızın için yapacaklarını konuşurken; çocuklarımız bir bir hüzne yenik düşüp banklarda, kaldırım taşlarında donuyorlar.
Birkaç gün önce bu çocuklarımızın arasında oldum. Onlarla konuşup dertleşmek istedim, Halil isimli çocuğumuzla konuşurken yarınlarındaki beklentileri bir bir gözler önüne serildi. Halil konuşmadan önce benimle pazarlık yaptı, lambaya gideceğini, işinle ilgileneceğini, zaman kaybetmemesi gerektiğini söyledi. Para karşılığında işine gitmesine engel oldum, ona rüşvet verdim, Halil'in ilginç ve ürkütücüydü.
Bursa Kültürparkta bir çay bahçesine oturduk, Halil 14 yaşarındaydı 4 yıldır sokaklarda yaşıyor. Babası cinayet işledikten sonra cezaevine girmiş, annesi 5 yıl önce bir adamla kaçmış, Halil bir müddet akrabalarının yanında kalmış, onlar tarafından hor görülüp itilip kakılmış, o da çareyi sokaklarda aramış. Anlattığı diğer sokak çocukların yaşamına benzeyen klasik öykülerden biriydi.
Halil'e sokaklar sordum, nasıl mücadele edildiğini, neler yaptığını, yarınlarda neler yapacağını? Önce cebinden 2001 sigarasını çıkardı, değme tiryakilere taş çıkartırcasına tellendiriyordu, sanki her nefesinde dumanı değil acıları çekiyordu ciğerlerine.
'' Bak amca'' dedi:
- Sokaklar pis kokar, karalık ve ürkütücüdür, sokak lambaları herkese yandığı gibi yanmaz bize, banklar yatağımızdır, geceler şerefsiz gelir, karanlılarda korku çöker bedenimize.
Halil anlatırken gözlerim buğulandı dalıp gittim, haklısın derken bile yutkunuyordum, o konuşurken ben korkuyordum. Çaylarımızı yudumlarken onun aklı arkadaşlarındaydı
- Cemil ile Ali umarım lambalara inmiştir, dedi.
- Lambalar? Ne lambası anlamadım dedim.
- Amca biz lamba çocuklarıyız sokak çocuklarının yeni işi.
- Anlatır mısın dediğimde; çayını yudumladı sigarasından derin bir nefes aldı.
- Çelik palas ötelinin önündeki lambalar bizim, her gün o lambalarda oluruz, kırmızı ışık yandığında arabaların camlarını siler harçlık isteriz.
Halil'e neden çalışmadığını , neden bu kolay yolu seçtiğini sorduğumda; kara kaşlarının altıdaki ömür gözleri parladı yapay bir gülücük atarak.
- Yapma be amca nice işsizler var, nice yoklar var bize iş nerede, sonra yaptığımız iş kolay değil, güçlü olmak lazım, savaşmak gerekli, gerektiğinde kavga edeceksin, lambayı başka çocuklara kaptırmayacaksın.
Her sözünde şaşkınlığım beni bilinmezlere sürüklüyordu, ne kavgası? Ne savaşı? Dedim:
- Aptal olma amca, o lambalar bizim ekmeğimiz, orada kalabalık olursak kazanamayız, o lambalarda onlarca çocuğun gözü var.
Sanki ihale mafyaların çatışması gibi. Halil'ler potansiyel bir suçlu olmanın ilk adımlarını atıyorlardı, sokaklardaki trafik lambaları ve kavşaklar için kavgalarda yumrukların kullanıyorlardı, acı ve gerçekti.
Artık gitmesi gerektiğini söyledi, kendi tabiri ile işe çıkmalıydı, birlikte kalktık, gideceği yere bırakmayı teklif ettim. O çocuktu; oyuncak bulmuş sevincinin edası ile güldü, olur dercesine başını salladı. Halil'i lambalara bıraktım vedalaştık, aradan indi Ali ve Cemil'le kucaklaştı, hemen işlerine koşuşturan üç arkadaş arabaların arasında kayboldular.
Halil'ler haklıydı sahipsiz yetimler, kim onlara sahip çıkar, kim onlara el uzatabilirdi ki?
Lamba çocukları demeseydim onlara, okul çocukları, yarınlarımızın çocukları diyebilseydim. Ama diyemedim.

01 Nisan 2010 3-4 dakika 14 öyküsü var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    Toplumun kanayan bir yarasını 1.ağzıdan dinleyip anlattığınız için çok teşekkürler ama nice Haliller için de üzüldüm😭