Merdivenler

Amel Defteri’nden
Bölüm 6
Nihayetinde onların apartmanının önündeydim.
Hemen hemen herkes oradaydı. Herkesi tanıyordum, herkese selam verdim, “İyi akşamlar.” dedim. Yandaki B bloktan çok samimi olduğum bir arkadaşım yanıma geldi.
“Bu akşam olacak mı? En sonunda açılacak mısın?” diye sordu.
Ben de kendimden emin görünmeye çalışarak, “Tabii oğlum.” dedim.
Ama durum, söylediğim gibi değildi. Yüreğim kıpır kıpırdı. Tereddütlerim olmasa da tedirgindim. İçimden, ne söyleyeceğimi, nasıl başlayacağımı sürekli tekrar edip duruyordum. Heyecanımı fark etmiş olacak ki arkadaşım, aslında kendisi de pek inanmadan, beni rahatlatmak için,
“Biliyor musun, o da senden hoşlanıyor.” demişti.
Haklıydı da… Mahallenin en güzel kızlarından biriydi, bence en güzeli. Ben o kadar yakışıklı ve çekici değildim. Gerçeği söylemek gerekirse, onun yerinde olsam beni tercih etmezdim. Doğrusu, o yaşlarda ilk bakılacak kriterlerin birçoğuna sahip değildim.
Malatya’dan göç edeli neredeyse iki yıl olmuştu. Henüz İstanbul’a uyum sağlayamamıştım. Üstelik şivem de çok komik geliyordu. Her ne kadar düzeltmeye çalışsam da birkaç cümle sonunda mutlaka birkaç kez pot kırıyor, sonra da kendim gülüyordum. İlginçtir ki Malatya’dayken de oraya tam uyum sağlayamadığımı hissederdim.(Şivem hariç) Dinlediğim müzikler, okuduğum kitaplar, izlediğim filmler hep farklıydı. Uyumsuzluk bende kronik bir durumdu sanki.
Merdivenlerde oturan gençler, sokakta oynayan çocuklar, sahile gitmeden önce çocuklarını tembihleyen ebeveynler… Herkesin bir telaşı vardı. Ben ise arkadaşım ile ayaküstü sohbet ediyor, ama gözüm sürekli apartmanın giriş kapısına kayıyordu. Onun aşağıya inmesini bekliyordum.
Devam edecek..